Falih Rıfkı Atay'ın Ateş ve Güneş adlı kitabında, bir subayın kendisine yönelttiği şu eleştiriyle Çanakkale direnişine hak ettiği değeri vermeyişimizin çok eskilere dayandığını görebiliriz:
"Siz gençler ne tembelsiniz? Hiçbir şey yazmıyorsunuz. Çanakkale'ye bir torpido şair ve ressam gitti. Daha bir kitap bile görmedik."
Oysa Çanakkale'yi ziyaret ederek, izlenimlerini aktarmaları istenen sanatçı heyeti, 11 Temmuz 1915'te Sirkeci'den trenle yola koyulur. Davete, aralarında İbrahim Çallı, Enis Behiç, Hamdullah Suphi, Ömer Seyfettin, İbrahim Alaattin, Nazmi Ziya ve Mehmet Emin'in de olduğu on yedi kişi katılır. "Heyet-i Edebiye" olarak anılan grup, bir İngiliz zırhlısı tarafından tahrip edilen Namık Kemal'in Bolayır'daki mezarını da ziyaret etmeyi unutmaz.
Davete katılamayanlar arasında öyle güçlü bir kalem vardır ki, eğer heyette o olsaydı Çanakkale Savaşı hakkında elimizde harika bir eser olabilirdi. Ancak gidemez, çok önemli bir mazereti vardır, ölüm döşeğindedir. Tevfik Fikret, başucunda duran Çanakkale'deki savaş alanlarına ziyareti içeren davetiyeye bakarak verir son nefesini…
Ve Sunay Akın, Çanakkale'den bindiği gemisiyle, dünyanın gizli kalmış pek çok kıyısına uğrayarak sürdürür yolculuğunu. Hiç anlatılmamış öyküler fısıldar kulağımıza, Geyikli Park subaya geç kalmış bir özürdür adeta.
(Tanıtım Bülteninden)
Falih Rıfkı Atay'ın Ateş ve Güneş adlı kitabında, bir subayın kendisine yönelttiği şu eleştiriyle Çanakkale direnişine hak ettiği değeri vermeyişimizin çok eskilere dayandığını görebiliriz:
"Siz gençler ne tembelsiniz? Hiçbir şey yazmıyors... tümünü göster
'Bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür.' Dünyanın en küçük dedektifi geri döndü. Alper Kamu 9 yıl sonra, halâ 5 yaşında. Alper Canıgüz'ün eşsiz kahramanı Alper Kamu'yla birlikte her türlü şiddetin hüküm sürdüğü bir atmosferde, kırık hayatların, küllenmiş aşkların ve daha nice esrarın peşinde kara mizahla yüklü yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Kahramanımız, bu kez bir çocuğun ölümü ve eski bir aşk hikayesinin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için uğraşırken, 'İnsanlığa dair kavrayışımızı biraz daha ileri götürmeyecekse bir cinayeti çözmenin ne anlamı var ki?' diyen bir dedektife yakışacak şekilde, adalet kavramımızı sorguluyor. Alper Kamu Cehennem Çiçeği; ilk üç romanıyla edebiyatımızda kendine özgü ayrıcalıklı bir yer edinen Alper Canıgüz'den kahkaha ve gözyaşının iç içe geçtiği büyülü bir serüven.
'Bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür.' Dünyanın en küçük dedektifi geri döndü. Alper Kamu 9 yıl sonra, halâ 5 yaşında. Alper Canıgüz'ün eşsiz kahramanı Alper Kamu'yla birlikte her türlü şiddetin hüküm sürdüğü bir atmos... tümünü göster
Sunuş: Geleceğin Düşü, Feridun Andaç
Mehmet Ali Kılıçbay, Pınar Kür, Mehmet Altan, Füsun Akatlı, Doğu Perinçek, Murat Belge, Cengiz Bektaş, Ayhan Yalçınkaya, Orhan Silier, Korhan Gümüş, Oktay Ekinci, Ahmet Oktay, Mahmut T. Öngören, Tınaz Titiz, Bedri Baykam, Salih Bolat, Ahmet Turhan Altıner, Adam Şenel.
Sunuş: Geleceğin Düşü, Feridun Andaç
Mehmet Ali Kılıçbay, Pınar Kür, Mehmet Altan, Füsun Akatlı, Doğu Perinçek, Murat Belge, Cengiz Bektaş, Ayhan Yalçınkaya, Orhan Silier, Korhan Gümüş, Oktay Ekinci, Ahmet Oktay, Mahmut T. Öngören, Tınaz Titiz, Bedr... tümünü göster
Sunuş: Geleceğin Düşü, Feridun Andaç
Mehmet Ali Kılıçbay, Pınar Kür, Mehmet Altan, Füsun Akatlı, Doğu Perinçek, Murat Belge, Cengiz Bektaş, Ayhan Yalçınkaya, Orhan Silier, Korhan Gümüş, Oktay Ekinci, Ahmet Oktay, Mahmut T. Öngören, Tınaz Titiz, Bedri Baykam, Salih Bolat, Ahmet Turhan Altıner, Adam Şenel.
Sunuş: Geleceğin Düşü, Feridun Andaç
Mehmet Ali Kılıçbay, Pınar Kür, Mehmet Altan, Füsun Akatlı, Doğu Perinçek, Murat Belge, Cengiz Bektaş, Ayhan Yalçınkaya, Orhan Silier, Korhan Gümüş, Oktay Ekinci, Ahmet Oktay, Mahmut T. Öngören, Tınaz Titiz, Bedr... tümünü göster
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişi... tümünü göster
bartholomew roberts şu anda kitap okumuyor.