En güzel aşk romanlarının yazarı Judith McNaught, Seni Beklerken isimli son kitabında etkileyici ve baştan çıkarıcı aşk hikayesiyle adeta ayaklarınızı yerden kesecek ve sizi tutkunun doruklarına çıkaracak!Tesadüfler zinciri hiç umulmadık bir yerde, masum kasaba kızı Alexandra Lavvrence ile Hawthorneun zengin ve güçlü dükü Jordan Townsendei bir araya getirir. Londra sosyetesinin büyüleyici dünyasına sürüklenen özgür ruhlu Alexandra. kendini kıskançlık, intikam, gurur ve karşı konulmaz bir tutku tuzağının içinde bulur ve bir zaman sonra kocasına bite güvenemeyeceğini anlar. Fakat kocasının soğuk ve ukala maskesinin ardında şefkatli, hayat dolu, duygusal bir adain vardır ve bunu ortaya çıkarma görevi Alexandraya düşer. Genç kadının, bir yandan kocasının hayatı için mücadele ederken, bir yandan da aralarındaki coşkulu bağı sağlamlaştırmak için uğraşması gerekecektir; fakat bütün bunları yaparken çalkantılı evliliklerinin kaderini belirlemek için büyük bir sadakat sınavını vermekte olduğunun farkında
En güzel aşk romanlarının yazarı Judith McNaught, Seni Beklerken isimli son kitabında etkileyici ve baştan çıkarıcı aşk hikayesiyle adeta ayaklarınızı yerden kesecek ve sizi tutkunun doruklarına çıkaracak!Tesadüfler zinciri hiç umulmadık bir yerde, m... tümünü göster
Zorba, itaatkârın üzüntüsüyle beslenir...
"Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize.
Sen en çok beni severdin ya.
En çok beni köle yapmışsın kendine." Samire, Yaşar, Lorin.
Birbirlerinin gölgesinde saklanan, birbirlerinin masalını yazan üç küskün kadın.
Yaraları doğuştan, lanetleri miras...
Yalnızlığın kuyusunun başından ayrılmadan, kederlerinin yankısını dinlediler.
Her masalın sonu gece değildi elbet.
Üç, ikiden ve dahi birden iyiydi.
Ve her yanlışın doğrusu kendi içinde gizliydi.
Kanadı kırık üç kadın, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını, içinde çırpınıp durdukları, kapısı açık olsa da çıkıp gidemedikleri gölge kafeslerinde bekledi. İhtiyaç duydukları inanç, temize çekecekleri geçmişte saklıydı.
Zorba, itaatkârın üzüntüsüyle beslenir...
"Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize.
Sen en çok beni severdin ya.
En çok beni köle yapmışsın kendine." Sa... tümünü göster
İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborahın akıl hastanesine düşmesine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun kurtarma operasyonu başlar.Greenbergin kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.
İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yit... tümünü göster
38 yaşındaki Tertuliano Máximo Afonso bir kolejde tarih öğretmenidir, boşanmıştır ve hayatına uzun süredir derin bir can sıkıntısı eşlik etmektedir. Bir gün tesadüf eseri kiraladığı bir filmde, kendisine kopyası kadar benzeyen o adamı görür. Hemen aynı aktörün oynadığı diğer filmlerin video kasetlerini de kiralar. Yönetmen ve dağıtımcılarla konuşur, soruşturur, kendine tıpatıp benzeyen bu adamın peşine düşer. Aktör filmlerde takma adla oynadığı için öğretmenin kopyasına ulaşması zorlu bir takip gerektirmektedir.
Peki birbirine bu kadar çok benzeyen iki canlının bir arada bulunması iyi bir fikir olabilir mi? İkisinden hangisi ben, hangisi ötekidir? Tabii ki bu soruya verilecek yanıtlar farklıdır. Trajedi de bu kimlik bunalımından doğar.
38 yaşındaki Tertuliano Máximo Afonso bir kolejde tarih öğretmenidir, boşanmıştır ve hayatına uzun süredir derin bir can sıkıntısı eşlik etmektedir. Bir gün tesadüf eseri kiraladığı bir filmde, kendisine kopyası kadar benzeyen o adamı görür. Hemen ay... tümünü göster
Cezaevinde geçen on dört yılın ardından, Myden, yeni bir DNA kanıtı sayesinde masum bulunarak serbest bırakılır. Dost ve düşmanlarla o yokken yaşamını sürdürmek için tuhaf ilişkiler kurmada hiç zaman yitirmemiş olan karısı tarafından karşılanan Myrden, hükümetten yüklü bir maddi anlaşma beklerken, artık farkında
olmadan ünlüdür.
Paranın onları yaşamına damga vurmuş öç ve başarısızlık döngüsünden kurtarabileceğini umarak küçük kız torununa ve geçmişinden bir kıza sıkı sıkıya tutunur. Ama eski mahalleyi terk etmek, hiç de kolay değildir. Myrden'in dış dünyadaki herkese ve her şeye ilişkin özenli değerlendirmelerini kusursuzca yansıtacak
şekilde düz yazı olarak yazılan Soğuk Kanıt, okuyucuyu Yunan trajedisinin sessiz ağırlığıyla kendine çekiyor.
"Beni bu yıl en çok etkileyen Kanada kurgu romanı."
-Martin Levin, CBC Radyosu Kitap Editörü-
"Sürükleyici ve etkili bir öykü... Soğuk Kanıt, harika bir kitap ve gerçek bir başarı."
-The Telegram, St. John's-
(Tanıtım Bülteninden)
Cezaevinde geçen on dört yılın ardından, Myden, yeni bir DNA kanıtı sayesinde masum bulunarak serbest bırakılır. Dost ve düşmanlarla o yokken yaşamını sürdürmek için tuhaf ilişkiler kurmada hiç zaman yitirmemiş olan karısı tarafından karşılanan Myrde... tümünü göster
bayburtlu şu anda kitap okumuyor.