"Borges, Morel’in Buluşu için yazdığı önsözde diyor ki: “Entrikanın ayrıntılarını yazarıyla tartıştım, onu yeniden okudum; onu kusursuz olarak nitelemenin bir yanlışlık ya da abartma olacağını sanmıyorum.” Ben de sanmıyorum.
Pek iyi de, nasıl bir roman ki bu 1940’da yayınlandığından beri ıcık cıcık incelense de hâlâ tasvir edilemiyor, tanımlanamıyor? Neden Arjantin ve dünya edebiyatının en önemli kitapları arasında yer alıyor? Bu soruya cevabım yok, ama benim için niye önemli olduğunu biliyorum: Bir kere, hayal var. Macera var. Gerçekliğin sınırlarında gezintiye çıkmak var. Daha sonra boş olmadığı anlaşılacak bir ada ve o adaya sığınan bir kaçak var (ne çok kullanılmıştır değil mi bu “boş ada” konusu romanlarda!). Sonra gizemli bir kadın belirecek, adadaki kaçağın dünyası değişecek. Uzaktan âşık olacak: Umutsuzca kadını cezbetmeye çalışacak, kaybedecek onu, arayacak... Öyle bir an gelecek ki, arzunun bu karanlık nesnesinin var olup olmadığından bile emin olamayacak."
Levent Yılmaz / Yayın Yönetmeni
"Borges, Morel’in Buluşu için yazdığı önsözde diyor ki: “Entrikanın ayrıntılarını yazarıyla tartıştım, onu yeniden okudum; onu kusursuz olarak nitelemenin bir yanlışlık ya da abartma olacağını sanmıyorum.” Ben de sanmıyorum.
Pek iyi de, nasıl b... tümünü göster
Abdullah ve kız kardeşi Peri 1952 Afganistan'ında Shadbagh'ın küçük bir köyünde babaları ve üvey anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Babaları Sabri sürekli iş aramakta, yoksulluk ve çetin kış şartlarıyla mücadele etmektedir.
Adı gibi güzel ve iyi huylu olan Peri, kardeşi Abdullah'ın her şeyidir. Abdullah, bir ağabeyden çok ana-baba gibidir. Onun için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.. Hatta ağabeyi, Peri'nin koleksiyonuna katmak istediği o en değerli tüyü satın almak için tek çift ayakkabısını bile feda etmeye razıdır. Ve geceleri bir tek karyolayı paylaşmak zorundadırlar.
Peri ve Abdullah, babalarıyla Kabil çölüne doğru yola çıktıklarında kendilerini bekleyen, hayatlarını birbirinden koparacak kaderin farkında değillerdir: Bazen bir eli kurtarmak için bir parmak kesilmelidir.
Nesillerden ve kıtalar dan geçerek bizi Kabil'den başlayıp Paris, San Francisco ve Tinos'un Yunan adalarına doğru bir yolculuğa çıkaran Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) yeni romanında, yaşamımız boyunca yaptığımız seçimleri, en yakınlarımız tarafından uğratıldığımız düş kırıklıklarını, bizi tanımlayan ve hayatımızı şekillendiren sınırları sonsuz bilgelik, derinlik, hoşgörü ve tutku ile anlatıyor.
Abdullah ve kız kardeşi Peri 1952 Afganistan'ında Shadbagh'ın küçük bir köyünde babaları ve üvey anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Babaları Sabri sürekli iş aramakta, yoksulluk ve çetin kış şartlarıyla mücadele etmektedir.
Adı gibi g... tümünü göster
Kurban Tinder bağımlısı bir kadın. Soruşturma ekibinin elindeki tek kanıt, kadının yaralarındaki pas ve boya parçacıkları. İki gün sonra ikinci bir cinayet işleniyor. Yine Tinder kullanıcısı olan aynı yaşlarda bir kadın, benzer şekilde öldürülmüş. Bu vakayı çözebilecek tek kişi var: Polisliği bırakan Harry Hole.
Harry ise artık sevdiği kadını ve oğlunu tehlikeye atmak istemiyor. Ne var ki bu cinayetlerle ilgili bir şey Harry’nin dikkatini çekiyor. Sanki “unutmaya çalıştığı bir adamın sesini” duyuyor. Rakel’e verdiği söze rağmen, tüm risklere rağmen, Harry daha önce elinden kurtulan katilin peşine düşmek zorunda...
İnsan ruhunun karanlık boşluklarına inen bu dehşetli yolculuk Nesbo’nun hayranlarını mutlu edecek.
Sunday Mirror
Susuzluk’ta, özenle kurguladığı yan karakteriyle Nesbo müthiş formunda. Tüyleri diken diken eden hikâye şaşırtıcı finaline son sürat ilerlerken romanı elden bırakmak imkânsız. Nesbo gezegenin en iyi polisiye yazarlarından.
Daily Express
Kurban Tinder bağımlısı bir kadın. Soruşturma ekibinin elindeki tek kanıt, kadının yaralarındaki pas ve boya parçacıkları. İki gün sonra ikinci bir cinayet işleniyor. Yine Tinder kullanıcısı olan aynı yaşlarda bir kadın, benzer şekilde öldürülmüş. Bu... tümünü göster