Türk Edebiyatı'nın kült halini almış eserlerinden biri olan Kürk Mantolu Madonna ile ilgili eğlenceli bir quiz.
Türk Edebiyatı'nın kült halini almış eserlerinden biri olan Kürk Mantolu Madonna ile ilgili eğlenceli bir quiz.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Bu kitapta Özdemir Asafın 1961de Yuvarlağın Köşeleri adıyla yayımladığı etika türü özdeyişleri ile ölümünden sonra derlenen 1961-1981 yılları arasında yazdığı özdeyişler yer alıyor.Doğdu, sevinçten ağladılar. Öldü acıdan ağladılar... O, bu arada yaşadı, hiç düşünmediler.Bütün bildiklerini yapan ile bütün yaptıklarını bilen... Yarışa giriştiler: birincisi kazandı. Savaştılar: ikincisi yendi.Zamanın varsa, her şeyin gelir geçer. Her şeyin varsa, zamanın gelir geçer.Çağrı, ikisinden birinin uzakta olduğunu belirler. Ama kimin? Çağıranın mı, çağrılanın mı?
Bu kitapta Özdemir Asafın 1961de Yuvarlağın Köşeleri adıyla yayımladığı etika türü özdeyişleri ile ölümünden sonra derlenen 1961-1981 yılları arasında yazdığı özdeyişler yer alıyor.Doğdu, sevinçten ağladılar. Öldü acıdan ağladılar... O, bu arada yaşa... tümünü göster
Rollo May, bu kitabında içinde yaşadığımız endişe çağında modern kadın ve erkeğin, toplumun "normal" hale gelmiş nevrotik yapısından nasıl etkilendiğini inceliyor. Ve günümüz insanının çelişkilerini espri ve hayal gücü zenginliğiyle donanmış olarak ortaya koyuyor. Bu kitap, itaatkarlığı erdem sanan ve yaşadıklarını iddia eden "ölü" insanlar için değil; yüzyıllık yalnızlığı sona erdirmek, ruhunu uyandırmak ve kendini bulmak isteyen insanlar için. Bilgi çağından bilinç çağına geçiş insanın kendini tanımasıyla başlar. Kendini tanımak süreci ise "sanal sevgi"den "gerçek sevgi"ye doğru uzanan köprünün inşasıdır.
Rollo May, bu kitabında içinde yaşadığımız endişe çağında modern kadın ve erkeğin, toplumun "normal" hale gelmiş nevrotik yapısından nasıl etkilendiğini inceliyor. Ve günümüz insanının çelişkilerini espri ve hayal gücü zenginliğiyle donanmı... tümünü göster
"- Niye anlatmıyorsun?
- Neyi?
- Neden böyle davrandığını?
- Bilmiyor musun?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyorsan ben de anlatmıyorum.
- Ama çok saçma! Bilmiyorsam anlatman lazım.
- Bence senin bilmen lazım.
- Başka bir şey söylemeyecek misin?
- Kaset var ya işte."
Şimdi şöyle... İremle 1990da tanıştık. Ben 13 yaşındaydım, o 12. Ben tabii ku?t diye âşık oldum, gittim bir karışık kaset hazırladım. Ama İremin derdi başkaymış. Sanırım. Tam da emin olamadım.Sonra tuhaf bir şey oldu, 10 yılda bir karşılaşmaya başladık. Saat gibi, aksatmadan. Hayat ya bizle dalga geçiyordu ya da bize yeni bir şans veriyordu.
Sonuçta iş öyle bir yere geldi ki 20 yıldır birlikteydik ama daha ilişkimiz başlamamıştı.
Karışık mesele.
"- Niye anlatmıyorsun?
- Neyi?
- Neden böyle davrandığını?
- Bilmiyor musun?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyorsan ben de anlatmıyorum.
- Ama çok saçma! Bilmiyorsam anlatman lazım.
- Bence senin bilmen lazım.
- Başka bir şey söylemeyecek misin?
-... tümünü göster