Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster
Gerçekleştirecek düşü olanlar için Bir Varoluş Okulu, bir üniversite kuracaksın...Bu Okulda düşün var olan en gerçek şey olduğu... insanın gerçek diye nitelediği şeyin, kendi düşünün yansımasından başka bir şey olmadığı öğretilecek.Bir sorumluluk Okulu kuracaksıneylem filozofları için mutluluğun ekonomi anlamına geldiğinive zenginliğin, refahın, güzelliğin her insanın doğuştan hakkı olduğunu öğretenbir Okul... Sonsuzluğa uzanan bir Okul kuracaksın, nefesim nefesi olacak, adımlarımdan yol bulacak,bir Tanrılar Okulu... Dört koldan engellendiğini göreceksinhiçbir saldırı seni korkutmasın ve bil ki,aslında her zorluk ve düşman gerçekte sanasenin en yakın müttefikin olduğunu,bu okulun yeri doldurulamaz, tek ve bütün parçası olduğunu gösterecektir.
Gerçekleştirecek düşü olanlar için Bir Varoluş Okulu, bir üniversite kuracaksın...Bu Okulda düşün var olan en gerçek şey olduğu... insanın gerçek diye nitelediği şeyin, kendi düşünün yansımasından başka bir şey olmadığı öğretilecek.Bir sorumluluk Oku... tümünü göster
Tanrının Kızı, romanlarının nasıl yazılması gerektiğini gösteriyor... Kolay kolay unutmayacağınız, etkisinden kurtulamaycağınız bir roman.- Clive CussslerVatikan, en sıkı korunan sırrını kaybetmişti; ortaya çıktığı takdirde Batı dininin temellerini yıkabilecek, dünyadaki güç dengelerinin değişmesine yol açabilecek ve dünyanın asırlardır benzerini görmediği türde dine dayalı şiddet eylemlerine neden olabilecek bir sırBu sır neydi? Sophia adında bir kadın Mesihin yaşadığının inkar edilemez kanıtları. M.S. 310da Kutsal Topraklarda doğmuş olan Sophia, şifacılık yetenekleriyle tanınıyordu. İlahi kimliği, kadınların erkeklerden daha aşağı olduğu fikrini savunan erken dönem Hıristiyanlık dogmalarını öylesine tehdit ediyordu ki daha genç bir kızken kilise yetkilileri tarafından idam edilmişti.Ve şimdi... Tanınmış bir sanat komisyoncusu olan Zoe Ridgeway, kocası Seth ile birlikte İsviçreye gittiğinde, gizlilik düşkünü bir sanat koleksiyoncusuyla iş yapacağını sanıyordu. Ama Zoe daha alışverişi gerçekleştiremeden, kocasıyla birlikte, Sophianın gizemiyle başlayıp biten bin yıllık bir komplo, cinayet ve entrika ağının içine sürüklendi; bu genç kızın asırlar önce yaşadığı kanıtlanırsa, Batı kültürü temellerinden sarsılacaktı.Muhteşem bir gerilim romanı.- Indianapolis StarSizi diken üstünde oturtacak bir gerilim romanı... Sürpriz bir final. Perdue, dinsel temaları her açıdan başarılı bir gerilim romanına çok güzel uyarlamış. Bu roman size uykusuz geceler geçirtecek.- Booklist
Tanrının Kızı, romanlarının nasıl yazılması gerektiğini gösteriyor... Kolay kolay unutmayacağınız, etkisinden kurtulamaycağınız bir roman.- Clive CussslerVatikan, en sıkı korunan sırrını kaybetmişti; ortaya çıktığı takdirde Batı dininin temellerini y... tümünü göster
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam´da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr´i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor. Tek Adam, sadece Türk Dvrimi´ni değil, aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk´ün kişiliğinde, bir devrimciyi de çok iyi çözümleyen okuyucuya aktaran bir başyapıt... EMRE KONGAR
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam´da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr´i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor. Tek Adam, sadece Türk Dvrimi´ni değil, aynı zam... tümünü göster
J. C. Grangé yine işbaşında. 2003 yılında çıkardığı romanı ''Kurtlar İmparatorluğu''yla hem dünyada hem de ülkemizde ününe ün katan Grange yeni kitabıyla Türkçe’de. Yine kanlı, yine delice, yine korkutucu bir roman var karşımızda: ''Siyah Kan''.Yazarın bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme aldığı kitap serbest dalış şampiyonu bir katil ile eski paparazzi, kötülük fikrine ve kaynağına takıntılı bir gazeteciyi karşı karşıya getiriyor. Katil hapiste… Ama daha önce Kamboçya, Tayland, Malezya’da kan dökmüş. Kadınların kanı… Gazetecinin onunla temasa geçmek için oynadığı oyun romanın temelini oluşturuyor. Ama katil bu yemi bir süre sonra yutmuyor. İşte gerçek heyecan da orada başlıyor. Kim av, kim avcı, birbirine karışıyor. Grangé hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman ''Siyah Kan''. Paris’ten Asya’ya doğru deliliğin sınırında bir yolculuk… Dört yüz küsur sayfalık gerilimli bir kâbus… Çok çekici… Yazarın ustalığı kendini bir kez daha çarpıcı bir şekilde gösteriyor. ''Siyah Kan''ı okurken kötülüğün ve kötülerin dünyasına doğru nefes nefese bir koşu tutturduğunuzu fark ediyorsunuz. Bu çılgınca koşuya karşı koymak imkansız!
J. C. Grangé yine işbaşında. 2003 yılında çıkardığı romanı ''Kurtlar İmparatorluğu''yla hem dünyada hem de ülkemizde ününe ün katan Grange yeni kitabıyla Türkçe’de. Yine kanlı, yine delice, yine korkutucu bir roman var karşımızda:... tümünü göster
Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ediyor. Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denisdeki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi... Okuyucu kendini böyle gerilimli bir dünyanın içinde buluyor. Heyecan dozu son sayfaya kadar hiç düşmeyen bir roman.
Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ... tümünü göster