İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor...
2002'de yayımladığımız ilk romanı Tol, Bir İntikam Romanı'nın ardından, 2006'da Har, Bir Kıyamet Romanı gelmişti. Murat Uyurkulak bu kez hikâyeleri ile okur karşısına çıkıyor: Tutkular Kitaplığı; Kurtuluş On İki; Kuş Yuvası; Pembe; Aşk, Yalnızlık ve Bazuka; Şarap; Derviş; Kırmızı ve Gülsüm.
İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitab... tümünü göster
Hillary Jordan, Uyandığında'da bizi belirsiz ama pek de uzak olmayan bir geleceğe götürüyor. Dünyanın geldiği bu yeni noktada, eski gücünden çok uzak, atom bombası felaketini yaşamış ve en önemlisi de din devletine dönüşmüş bir ABD'ye uğruyoruz. Üstelik bu yeni dünyadaki tek tehlike totaliter rejimler ve küresel savaş tehlikesi de değil. Yeni salgın hastalıklar insanlığın geleceğini tehdit etmekte, kadınları kısır bırakan bir virüsün yol açtığı salgından sonra çıkarılan "Yaşamı Koruma Yasaları" sebebiyle ABD'de kürtaj artık cinayet sayılmaktadır. Hillary Jordan'ın hayal ettiği karanlık gelecek bununla da bitmiyor. Suçlular eski cezalandırma yöntemleri yerine, vücutlarına verilen virüslerle derilerinin rengi değişime uğratılarak cezalandırılıyorlar. "Renkliler" diye anılan bu kişiler önce tek kişilik bir hücrede bir süre tutulup tüm hareketleri televizyonlarda gösterildikten sonra birer utanç simgesi olarak dışarıdaki dünyaya bırakılıyorlar. Toplum tarafından dışlanan ve gettolarda yaşamak dışında seçeneği olmayan "Renkliler" genelde radikal grupların saldırılarına maruz kalıyor ve çoğu da çareyi hayatlarını sona erdirmekte buluyor.
Koyu Hıristiyan bir ailenin iki kızından biri olarak, nasıl konuşacağından ne giyeceğine kadar hayatıyla ilgili bütün kararları ailesi tarafından verilen ve baskı altında yetişen Hannah Payne'in hikâyesi işte böyle bir dünyada geçiyor. Evlilik dışı ilişki yaşayan ve kürtaj yaptırmak dışında hiçbir seçeneği kalmayan Hannah, her şey ortaya çıkınca on altı yıl boyunca bir "Kırmızı" olarak yaşamakla cezalandırılır. Ailesi tarafından reddedilen Hannah'nın tehlike ve macera dolu yolculuğu tam da bundan sonra başlar. Dini eğitim merkezlerinden düzen karşıtı örgütlerin sığınaklarına, Amerika'nın ıssız ve tekinsiz otoyollarından illegal kürtaj yaptırılan karanlık odalara uzanan bu heyecan dolu yolculukta Hannah kadınlık, cinsellik, aşk ve inanç hakkında kendisine dayatılmış bütün fikirleri sorgulayacaktır.
Hillary Jordan, ABD'de büyük ilgi gören Uyandığında'da iki şeyi birden başarıyor: Hem heyecanın bir an bile düşmediği bir macera ve yol romanı; hem de düşündürücü bir distopya yazıyor. Uyandığında, din ve siyaset arasındaki sınırlar ortadan kalktığında ve devlet, vatandaşlarının yaşamları üzerinde sorgulanamaz bir güce sahip olduğunda neler yaşanabileceği üzerine akıllardan çıkmayacak bir roman.
"Jordan'ın sürükleyici distopyası, Margaret Atwood ve Ray Bradbury'nin karanlık kurmacaları kadar iyi."
-The New York Times-
"Uyandığında sadece yılın en iyi kitaplarından biri değil, aynı zamanda distopya türünün bütün gereklerini yerine getiren bir roman. Şimdiden bir 21. yüzyıl klasiği..."
-Publisher's Weekly-
Hillary Jordan, Uyandığında'da bizi belirsiz ama pek de uzak olmayan bir geleceğe götürüyor. Dünyanın geldiği bu yeni noktada, eski gücünden çok uzak, atom bombası felaketini yaşamış ve en önemlisi de din devletine dönüşmüş bir ABD'ye uğruy... tümünü göster
1962’de Sinop’ta doğdu. Konya Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Hacettepe Üniversitesi İngilizce Dilbilimi Bölümü’nü, Türkçe dersini veremediği için* son sınıftan terk etti. 1976’dan itibaren oyuncu ve teknik direktör olarak hentbolla uğraştı. Türkiye Voleybol Federasyonu'nda Koordinatör olarak çalıştı.
Türkçe dersini verememesinin aslını, kendisiyle yapılan bir röportajdan alıntılıyorum:
Yazar olmanızda, üniversitede Türkçe dersinden sınıfta kalmanızın ne ölçüde etkisi oldu? Çünkü, neredeyse intikam alırcasına başarıyla kullandığınız bir Türkçe’niz var...
S. Kaymaz: Bu olayın, eğer yazar olmamda bir etkisi olmuşsa, annemin beni sopaladığı esnada söylediği söz kadar bir etkisi olmuştur; daha fazla değil.
İsmin datif ve akkusatif hallerini o yıllarda çok fazla önemsememiş ve bu nedenle derslerime iyi çalışmamış olabilirim; gene de elimde Türkçe’den kalmadığımı kanıtlayan kapı gibi bir üçüncü sınıf karnem vardı, dördüncü sınıfın kayıt yenilemeleri için danışmanımın karşısına dikildiğimde. Ancak o; ‘Aaa! Sen geçen senenin Türkçe’sini verememişsin ki’ dedi. Abartılı bir emniyet duygusuyla cebimdeki karneyi çıkartıp gösterdim. Bunun üzerine beni Öğrenci İşleri’ne yolladı. Orada, ‘Biz bilmeyiz, bilgisayar bilir ve bilgisayara bakacak olursa sen Türkçe’den çıkmışsın’ dediler. Karnemi, daha az bir emniyet duygusuyla onlara da gösterdim ve; ‘Bu karneyi de o çokbilmiş bilgisayarınız vermedi mi bana?’ diye sordum. ‘Olabilir’ dediler. ‘Allah yapısı değil ya bu; kul yapısı! Yanıldığını anlamış, karar değiştirmiştir. Sen çaktın. Bu kadar!’
Öğrenci İşleri’nden ve Beytepe’den o hızla çıktım, bir daha da uğramadım. Yani küstüm, çok küstüm! Okuyacağınızı umarım; ‘Kaptanın Teknesi’nde Beytepe’den bütün hıncımı aldım zaten. Onun için, ayrıca intikam alırcasına yazmama gerek kalmadı.
1962’de Sinop’ta doğdu. Konya Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Hacettepe Üniversitesi İngilizce Dilbilimi Bölümü’nü, Türkçe dersini veremediği için* son sınıftan terk etti. 1976’dan itibaren oyuncu ve teknik direktör olarak hentbolla uğraştı. Türkiye Voley... tümünü göster
Jed Rubenfeld Yale Üniversitesi'nde Hukuk Profesörü.
Yakın zamana kadar sadece akademik kitap yazmıştır.
Babası Polonya'dan göç eden bir psikoterapistti.Jed Rubenfeld Freud üzerine bir tez yazmıştır,bir sürede oyunculuk üzerine çalışmıştır fakat başarılı olamamıştır.Bunun sonucunda da Harvard'da hukuk okumuştur.
Jed Rubenfeld Yale Üniversitesi'nde Hukuk Profesörü.
Yakın zamana kadar sadece akademik kitap yazmıştır.
Babası Polonya'dan göç eden bir psikoterapistti.Jed Rubenfeld Freud üzerine bir tez yazmıştır,bir sürede oyunculuk üzerine çalışmıştır faka... tümünü göster