cherryblossom

İlgi Alanları:  fotoğraf, kitaplar, sinema, gezi ve daha nicesi..
Sevdiği Kitaplar Türleri:  Roman, Biyografi, Düşünce, İslamî
Hakkında: 
hayatının baharında ve hiç bitmeyecek 'O' baharın peşinde..
14 takip ettiği ve 60 takip edeni var. 47 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

cherryblossom okumuş bitirmiş.
Hüznün Lalesidir Dünya

Şehzade nün aşkıyla ağlıyormuş intizar Rebabın renklerinde uşşakın isyanı var Vuslat inkılabıyla uyandırdı ruhu rast İsmin ahımla açar, nigahımla şarkılar Sabada kaküllenen ocak eseri yıkar Çiçeklenir lacivert ismin, ummana çıkar Çoğalır umman ile letafet çeşmeleri Yeşerince erguvan, onurum kabre sızar Tedailer üzgünse, ovada laledir kalp Üslup aynada gezer; titrer neyde ıztırap Itri nevada tambur, gül atar üstümüze Karargahında leylak olunca ümmi türap Hüzzamla kanatlanır ümidimin elleri Lekesiz pervaneler yıkar ihtilalleri Ahımla açar ismin; yanar puslu lambalar Ebedi ülfetimi kuşanır hayalleri ...

Şehzade nün aşkıyla ağlıyormuş intizar Rebabın renklerinde uşşakın isyanı var Vuslat inkılabıyla uyandırdı ruhu rast İsmin ahımla açar, nigahımla şarkılar Sabada kaküllenen ocak eseri yıkar Çiçeklenir lacivert ismin, ummana çıkar Çoğalır umman ile le... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
cherryblossom okumuş bitirmiş.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
cherryblossom kütüphanesine ekledi.
Tarihe Tanıklığım

Aliya İzzetbegoviç faktörü olmadan Bosnanın bağımsızlık mücadelesi anlaşılamaz.Aliyayı herhangi bir özgürlük savaşçısından ayıran özellik liderliğinin çokyönlü yansımalarında aranmalıdır. Bu kitap, onun kendi kaleminden kişiliğinin yansımalarıdır.Onun hayatı, toplumun değerlirene sahip çıkan, bu değerlerin entelektüel ve siyasi olarak yeniden diriltilmesine adanmış bir ömürden ibarettir.Bilge kral Aliya İzzetbegoviçin anılarını okumak, imkansızlıklar içinde büyük umutları besleyen, adaletsizliğe karşı ahlakın zafesine inanan bir ulusun tarihine tanıklık etmektir.

Aliya İzzetbegoviç faktörü olmadan Bosnanın bağımsızlık mücadelesi anlaşılamaz.Aliyayı herhangi bir özgürlük savaşçısından ayıran özellik liderliğinin çokyönlü yansımalarında aranmalıdır. Bu kitap, onun kendi kaleminden kişiliğinin yansımalarıdır.Onu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
cherryblossom kütüphanesine ekledi.
Özgürlüğe Kaçışım Zindandan Notlar

Okuyucunun göz atacağı (ve belki de okuyacağı) şey benim özgürlüğe kaçışımdır.Maalesef bu gerçek bir kaçış değildi. Oysa ben öyle olmasını isterdim. Bu zihnî ve fikrî kaçış, yüksek duvarları ve demir parmaklıklarıyla Foça Hapishanesinden mümkün olan tek kaçış şekliydi. Eğer yapabilseydim, gerçek ve maddî kaçışa öncelik tanırdım.Sanırım okuyucular da, benim siyaset ve felsefe konularındaki çeşitli düşüncelerimi ve yorumlarımı okumaktan ziyade bir mahkumun müstahkem bir hapishaneden heyecanlı kaçış hikayesini dinlemeyi tercih ederlerdi.Konuşamazdım ama düşünebilirdim. Dolayısıyla bu imkanı sonuna kadar kullanmaya karar verdim. Önce her türden varlık hakkında sessiz tartışmalar yaptım; okuduğum kitaplar ve dışarıda vukubulan hadiseler hakkında yorumlarda bulundum. Ardından notlar almaya koyuldum. Başlangıçta gizlice not alıyordum, ama daha sonra oldukça cüretkâr hale geldim; oturdum, okudum ve yazdım. Neticede teknisyenlerin A5 olarak adlandırdıkları ebatta 13 deftercik ortaya çıktı. Bunlar çok küçük bir yazıyla ve kasten okunması imkansız bir şekilde yazılmışlardı. Sekreterim Mirsada Hanım onları istinsah etme eziyetine katlandı. Şifrelerimi çözmede gösterdiği sabırdan dolayı ona teşekkür ederim. Bu notlarda din, İslâm, komünizm, özgürlük, demokrasi ve otorite gibi tehlikeli kelimeler yerine sadece benim bildiğim başka kelimeler -benim yıllar sonra bile garip ve anlaşılmasını çok zor bulduğum kelimeler- kullanılmıştı.İlk yılın hemen hemen tümünde hiçbir şey yazmadım, yazamadım. Bu, araştırma, muhakeme etme ve hüküm verme yılıydı. Sanırım ilk notlar 1984te yazıldı; ardından bu yazma işlemi yaklaşık beş yıl boyunca her gün devam etti. Bildiğim kadarıyla son not 3676 numaralı ve 30 Eylül 1988 tarihlidir. O dönemde, hâlâ yaklaşık 13 yıllık bir hapse mahkumdum ve ölüm tek umudummuş gibi görünmekteydi. Sanki sadece benim bildiğim büyük bir sır gibi bu umudu gizli tutmaya devam ettim; bu, onların benden alıp götüremedikleri bir sırdı.Dolayısıyla bu düşüncelerin değeri, kendilerinde değil, fakat kaleme alındıkları şartlardadır. Duvarın bu tarafında hapishanenin mutlak sessizliği hüküm sürüyordu, öbür tarafında ise 1988de kasırga haline gelecek olan bir fırtınanın işaretleri vardı. Sözkonusu kasırga Berlin Duvarını yıkacak, Honecker ve Çavuşeskuyu iktidardan uzaklaştıracak, Varşova Paktını ortadan kaldıracak ve Sovyetler Birliği ile Yugoslavyayı parçalayacaktı. Zamanın geçişini ve onun tam gözlerimin önünde değişen safhalarını neredeyse maddî bir şekilde algıladım.Sözkonusu dönem, Doğu Avrupanın komünist hükümetlerine dair korkunç tecrübelerin ardından, düşünce ve inançlarda yaşanan radikal bir revizyon dönemiydi. Dünya, milyonlarca insanın hayatını değiştirecek ve tarihin akışını farklı bir istikamete çevirecek olan muazzam bir dönüşüm geçiriyordu. Uzun bir süre çift kutuplu olan dünya tek kutuplu hale gelmişti. Bunun iyi olup olmadığını bilmiyorum, fakat olan buydu.Mücellidin tutkalına ilave olarak bu dağınık düşünceleri biraraya getiren tek şey, (hapiste geçen) 2000 küsur gündür. Bir dereceye kadar bu düşünceler, hadiselere katılmaktan alıkonulan ama onları izlemek ve -doğru veya yanlış- kendi hükümlerini vermek için bol bol zamanı olan bir adamın anahtar hadiseler üzerinde yaptığı bir yorumdur.Bunlar, maddî ve vicdânî özgürlük, hayat ve kader, insanlar ve hadiseler, okunan kitaplar ve onların yazarları, çocuklarıma hitaben tasarlanmış ama yazılmamış mektuplar hakkındaki çeşitli düşüncelerdir; bir başka ifadeyle bu uzun 2000 gün (ve gece) boyunca bir mahkumun zihninden geçebilecek her şey hakkındaki düşünceler.Yazarken notları 1, 2 ve 3 sayılarıyla işaretlemiştim.1 numaralı notlar, o dönemde bana hayat, insanlar ve özgürlükle ilgili gibi görünen birtakım genel düşüncelerdi. Daha iyi bir başlık bulamadığım için şimdi onlara aynı başlığı verdim. 2 numaralı notlar, başkalarıyla ilgili bazı gerçekler ve düşüncelerdir; eğer fırsatım olsaydı onları okuması ve bilmesi için oğlum Bakire gösterirdim. Hürken bunu sık sık yapardım. Bu bölüm bir bakıma oğluma hitaben tasarlanmış ama yazılmamış bir dizi mektuptan oluşmaktadır.3 numaralı notlar, Doğu ve Batı Arasında İslâm adlı kitabımı o zaman yazmış olsaydım, ona eklerdim dediğim her şeyi içermektedir. Bir hatırlatma yapmak gerekirse, bu kitapta geçen vakıalar ve fikirler tek bir temel düşünce etrafında, -bir gerekçesi olsun olmasın- benim üçüncü yol teorisi olarak adlandırdığım şey etrafında toplanır.Elyazmalarımın nihaî versiyonunu hazırlarken din, siyaset ve komünizm hakkındaki düşünceleri 1. bölümden farklı bölümlere (2., 3. ve 5.) aktardım ve İslâm hakkındaki notları da 2 numaradan çıkardım (6. Bölüm).EK kısmı daha sonra ilave edilmiştir. Bu kısım, hapisteyken çocuklarımdan aldığım yaklaşık 1500 mektubun bir kısmını içermektedir. Edebiyat benim özgürlüğe aklî kaçışım olduğu gibi bu mektuplar da benim hissî kaçışımdı. Çocuklarımın, o mektupların benim için ne anlama geldiğini bildikleri ya da bilebilecekleri hususunda emin değilim. Onları okuduğumda kendimi sadece hür bir insan olarak değil, aynı zamanda Allahın dünyanın tüm hazinelerini kendisine bahşettiği birisi olarak da hissediyordum. Onları EK kısmında yayınlamayı seçmemin sebebi budur. O mektuplardaki bazı cümleler bana dönemin ve şartların, siyasî bir mahkumun ailesindeki atmosferin ve düşüncelerin iyi bir resmini sunuyor -ve tabi onların yazarları hakkında da bir şeyler söylüyor- gibi görünmüştür.On küsur yıl sonra elyazmalarım üzerinde çalışmaya başladığımda niyetim onu tutarlı, tam bir metin haline dönüştürmekti. Maalesef hapishanede yaptığım asıl düzenlemeden (onları üç raf diye adlandırmıştım) daha ileriye gidemedim. Zamanımın olmadığını hissettim; belki de eldeki malzemeden daha iyisi yapılamazdı. Dolayısıyla elyazma nüshamı yazıldığı şekliyle ham olarak okuyuculara sunuyorum.Belki size bu defterlerle ilgili bir hikaye anlatabilirim. Çünkü bu hikaye hapishane atmosferinin bir tasviridir.Bir defteri bitirdiğimde onu asla dolabımda bırakmazdım. Onu bir arkadaşa, adam öldürme suçundan hüküm giymiş bir mahkuma emanet ederdim. Dolayısıyla bir defada sadece bir deftere, üzerinde çalışılmakta olan bir deftere el konulabilecekti. Gerçekten de gardiyanlar tehlikeli şeyler bulunup bulunmadığını kontrol için dolaplarımızı ararlardı. Herkes bu aramaya eşit derecede tabiydi; fakat bazılarımız daha eşitti. Bir köylü olduğu için bahsigeçen arkadaşımın dolabına sadece şöyle bir göz atılırdı. Hapis dönemimin sonlarına doğru, sahte belge düzenlemekten hüküm giymiş bir başka arkadaş, Veselin K., bu defterlerin onunu bir satranç kutusu içinde dışarıya çıkardı. Paketi çocuklarıma verdiğinde de herhangi bir para almadı. Bizim cani olarak adlandırdığımız insanlar bazen şöhretten hatta beğenilmekten hoşlanırlar. Bunun sebebi onların genellikle gerçek yoldaşlığın ne olduğunu bilmeleridir ve onlar fırsatlardan istifade etmeye isteklidirler. Sözde kibar insanlar çoğunlukla bu meziyetlerden mahrumdurlar.Oğlum Bakir, nihaî yayından önce elyazı nüshanın tümünü gözden geçirdi. Sabrı ve sayısız yararlı tavsiyesi için ona müteşekkirim.Hepsi bu kadar. Geriye, notların her bir bölümde kronolojik olarak sunulduğunu söylemek kalıyor.

Okuyucunun göz atacağı (ve belki de okuyacağı) şey benim özgürlüğe kaçışımdır.Maalesef bu gerçek bir kaçış değildi. Oysa ben öyle olmasını isterdim. Bu zihnî ve fikrî kaçış, yüksek duvarları ve demir parmaklıklarıyla Foça Hapishanesinden mümkün olan ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
cherryblossom kütüphanesine ekledi.
Konuşmalar

Aliya İzzetbegoviç, yirminci yüzyılın son on yılında kendisinden en çok bahsedilen liderlerden birisidir. Her şeyden önce o bir düşünürdür. Ortaya koyduğu eserler, onun, insanın evrensel sorunları üzerine düşünen Müslüman bir mütefekkir olduğunu göstermiştir. Bir lider olarak hayatının hemen her döneminde toplumunun önünde olmuştur. Baskılara boyun eğmeyen bir özgürlük savaşçısı, halkının bağımsızlık savaşına öncülük eden bir lider, askeri ve diplomatik alandaki başarılarıyla devlet kurucu bir önder olduğunu herkese göstermiştir.Bir lider ve düşünür olarak hayatının değişik dönemlerinde farklı alanlarda mücadele etmek zorunda kalsa da bu iki özelliği kişiliğinin bölünmez bütününü oluşturdu. Bir düşünür olarak entelektüel tutarlılığıyla ve bir eylem adamı olarak siyasi çizgisiyle hem kendi kişiliğinde hem de hayata bakışında bütünlüğü yakalayabilmiştir. O, muhalif bir özgürlük savaşçısı olarak da devlet kurucu bir önder olarak da her zaman öncelediği temel ilkeleri savundu. Bosnada katliamların gerçekleştiği dönemde bile bilge bir kişiliğin hayata bakışını yansıtan, insanı var kılan temel değerlere vurgu yapan bir söylem geliştirdi. Bu yönüyle tüm dünyaya siyasi ahlâk ve erdemlilik dersi verdi.Aliyanın bir insan olarak karşı karşıya kaldığı, derin çelişkiler içeren durumlarda bile savunduğu ilkelerden taviz vermeyen tutumunu, onun beslendiği değerlerde ve tarih yazmış büyük liderlere özgü kişiliğinde aramak gerekir.Bu kitapta, Aliyanın çok farklı ortamlarda yaptığı konuşmalar yer alıyor. Büyük kısmı yazılı metinlere dayanmayan bu konuşmaları okurken bir düşünür ve lider olarak ve daha da önemlisi bir insan olarak Aliyaya dokunduğunuzu hissedeceksiniz. Bu konuşmaların satır aralarında, hayatında hiç sevmediği ama katlanmak zorunda kaldığı resmi protokollerin, törenlerin ötesinde halkına öncülük eden ama onlardan biri olarak özgürlüğü uğruna saldırganlarla sonuna kadar mücadele eden, katliamlara örtük destek sağlayan büyük ve medeni devletlere insan olmayı mümkün kılan erdemlilik dersi veren bir Aliyaya tanık oluyoruz.Savaşın mağdur ettiği, acıyı tatmış insanlara yaşama sevincini yeniden aşılamaya çalışırken, cephede askerlerini yüreklendirirken, siyasi parti kongresinde dava arkadaşlarıyla hasbihal ederken, hacda ümmetin bir parçası olarak hacılara konuşurken, Birleşmiş Milletlerde tüm dünyaya seslenirken yaptığı konuşmalar bütün olarak onun çok yönlü kişiliğini, birikimini ve Bosna direnişinin ruhunu yansıtır. Şöhretin ve karizmanın bastıramadığı bir insana dokunursunuz Aliyayı okurken. Sağında ve solunda patlayan bombalara aldırış etmeden yürürken Başkan korkmuyor musun? diye seslenen Saraybosnalı kadına Korkuyorum, ben de insanım diyebilen bir Aliya var karşımızda.Konuşmalar daha önce yayınlanan Bosna Mucizesi adlı kitabın (Yöneliş Yayınları, 2003) genişletilmiş neşridir. Bu baskıya, ilk baskıda yer alan konuşma ve röportajlara ilaveten iki önemli konuşma eklendi:Saraybosna kuşatmasında aylarca Aliyayı ve Boşnak halkını yalnız bırakmayan ünlü Fransız düşünürü Bernard Henry Levynin Aliya ile kuşatma altında yaptığı söyleşi Aliyayı tanımamıza ışık tutacak özellikte. Akif Emrenin Saraybosnada Aliya ile yaptığı televizyon konuşmasının metni ise hem Türkiyeden bir katkı olarak hem de savaş yıllarının bir muhasebesi olarak dikkat çekiyor.Konuşmaların bir lider ve düşünür olarak Aliyanın anlaşılmasına yapacağı katkı kadar yirminci yüzyılın sonunda yaşanan insanlık trajedisinin ve bunun sorumlusu olan bir dünya sisteminin doğru okunmasına da katkısı olacaktır.Konuşmalar bir Aliya portresidir.

Aliya İzzetbegoviç, yirminci yüzyılın son on yılında kendisinden en çok bahsedilen liderlerden birisidir. Her şeyden önce o bir düşünürdür. Ortaya koyduğu eserler, onun, insanın evrensel sorunları üzerine düşünen Müslüman bir mütefekkir olduğunu göst... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
cherryblossom kütüphanesine ekledi.
Pozitif Psikoloji

Nevzat Tarhan, Pozitif Psikolojide her biri psikoloji ve psikiyatrinin farklı sahalarında uzman on iki kişiden oluşan bir ekiple duygusal zekâ becerilerini 10 adımda geliştirme yöntemlerini pratik uygulamalarla birlikte sunuyor. Kendini tanıma-farkındalık, iletişim becerileri, motivasyon, sebatlılık, uzlaşmacılık gibi kavramların tek tek açıklandığı kitapta anlatılan 10 adım psikodrama ve alıştırmalarla pekiştiriliyor. Kitapta yer verilen duygusal zekâ uygulamaları kişinin kendisiyle ve çevresiyle doğru iletişime geçmesine yardım ederek hayat kalitesini artırmayı hedefliyor.

Öğretmensiniz ve yeni atandığınız okulda daha ilk derste hiç de alışık olmadığınız bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Öğrencileriniz daha önce görev yaptığınız okuldaki kadar saygılı, heyecanlı ve meraklı değil. Peki şimdi ne yapacaksınız? İşte böyle zamanlarda pozitif psikolojinin sunduğu düşünce becerilerine sahipseniz krizi ustalıkla yönetebilirsiniz.
Hayatın her anında karşınıza çıkabilecek krizleri birer avantaja çevirebilmenin inceliklerini anlamak ve öğrenmek isteyenler için Pozitif Psikoloji, Çoklu Zekâ Uygulamaları kaçırılmayacak bir imkân.

Nevzat Tarhan, Pozitif Psikolojide her biri psikoloji ve psikiyatrinin farklı sahalarında uzman on iki kişiden oluşan bir ekiple duygusal zekâ becerilerini 10 adımda geliştirme yöntemlerini pratik uygulamalarla birlikte sunuyor. Kendini tanıma-farkın... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Daha Fazla Göster

cherryblossom şu an ne okuyor?

cherryblossom şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.