"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
FREUD VE JUNG BİR ARAYA GELSE DAHA İYİSİNİ YAZAMAZDI
53. doğum günün kutlu olsun, doktor. Ölümünün ilk gününe hoş geldin.
New York’lu bir psikanalist olan Dr. Frederick Starks tehdit dolu, gizemli bir mektup alır. Kendini, Rumpelstiltskin adlı bir adamın tasarladığı korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kurallar bellidir: İki hafta içinde Starks onun kim olduğunu tahmin edebilirse özgürlüğünü geri kazanacaktır. Başarısız olursa Rumpelstiltskin, Dr. Starks’ın sevdiği 52 yakınını tek tek öldürecektir – ancak ona bir seçenek daha sunar: Kendini öldür.
Zamana karşı bu zorlu yarışta Starks’ın kaderi, intikamını dolambaçlı yollardan almak isteyen bir psikopatın ellerindedir. Bu deli adamı durdurmanın bir yolunu bulmak zorundadır... Yoksa deliren kendisi olacaktır.
“HEM BİR GERİLİM ROMANI, HEM BİR VAROLUŞSAL TEZ, HEM DE FREUDYEN BİR CEHENNEM SEYİR RAPORU... Kusursuz bir zamanlama ile gerilimi asla elden bırakmıyor. Katzenbach öyle kıvrak bir anlatıma sahip ki kitabın atmosferi içinize işleyecek.”
Washington Post
“Müthiş bir iç hesaplaşma. Çalınan kimlik, intikam ve benliğin keşfi üzerine yazılmış sonuna kadar özgün bir hikaye.”
USA Today
“Sizi esir alacak... Defalarca okumak isteyeceksiniz.”
Rocky Mountain News
FREUD VE JUNG BİR ARAYA GELSE DAHA İYİSİNİ YAZAMAZDI
53. doğum günün kutlu olsun, doktor. Ölümünün ilk gününe hoş geldin.
New York’lu bir psikanalist olan Dr. Frederick Starks tehdit dolu, gizemli bir mektup alır. Kendini, Rumpelstiltskin a... tümünü göster
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan Kahlenberg'e geri döner. Yirmi üç yıl önce, küçük kardeşi iz bırakmadan ortadan yok olmuş, hemen ardından babası bir araba kazasında ölmüştür. Kardeşinin başına gelenlerle ilgili belirsizlik ve babasının korkunç kaybı Jan'ın ruhsal durumunu belirler ve onu rahat bırakmaz.
Kâbuslarını geride bırakmayı ve tekrar yaşamaya başlamayı istiyordur, ama klinikteki bir hasta intihar edince, Jan kendisini yirmi üç yıldır gizli kalmış korkunç sırrı açığa çıkaracak olan soruşturmanın içinde bulur...
"Dorn'un sürekli heyecan veren tarzı tüylerinizi ürpertecek. Okurlar için tam bir zevk."
-Amazon.de-
"Akıcılığı ve hızlı temposuyla sıra dışı bir roman."
-Bookreporter-
"Sizi ele geçiriyor, şaşırtıcı ve nefes kesici. Okurlara tavsiyemiz!" -Hörzu-
"Wulf Dorn ikinci kitabında da okurlara uykusuz geceler geçirtmeyi başarmış görünüyor. (...) Beni baştan sona heyecanlandıran, sıra dışı bir macera."
-Uwe Madel-
"Wulf Dorn Alman polisiye yazarlarından çok azının farklı bir şekilde heyecanlı, sürükleyici eserler yazabildiğinin bilincinde. Okur, kitabın sonuna dek karanlıkta el yordamıyla ilerliyor. Sonu da oldukça şaşırtıcı ve heyecanlı. Bu polisiye filme çekilmeye değer."
-Academic World-
"Wulf Dorn, ilk romanı Psikiyatrist'in mükemmel başarısından sonra Şizofren'le okuru yine mükemmel bir psikolojik maceraya sürüklüyor."
-RTL Radio-
(Tanıtım Bülteninden)
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan ... tümünü göster
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan Kahlenberg'e geri döner. Yirmi üç yıl önce, küçük kardeşi iz bırakmadan ortadan yok olmuş, hemen ardından babası bir araba kazasında ölmüştür. Kardeşinin başına gelenlerle ilgili belirsizlik ve babasının korkunç kaybı Jan'ın ruhsal durumunu belirler ve onu rahat bırakmaz.
Kâbuslarını geride bırakmayı ve tekrar yaşamaya başlamayı istiyordur, ama klinikteki bir hasta intihar edince, Jan kendisini yirmi üç yıldır gizli kalmış korkunç sırrı açığa çıkaracak olan soruşturmanın içinde bulur...
"Dorn'un sürekli heyecan veren tarzı tüylerinizi ürpertecek. Okurlar için tam bir zevk."
-Amazon.de-
"Akıcılığı ve hızlı temposuyla sıra dışı bir roman."
-Bookreporter-
"Sizi ele geçiriyor, şaşırtıcı ve nefes kesici. Okurlara tavsiyemiz!" -Hörzu-
"Wulf Dorn ikinci kitabında da okurlara uykusuz geceler geçirtmeyi başarmış görünüyor. (...) Beni baştan sona heyecanlandıran, sıra dışı bir macera."
-Uwe Madel-
"Wulf Dorn Alman polisiye yazarlarından çok azının farklı bir şekilde heyecanlı, sürükleyici eserler yazabildiğinin bilincinde. Okur, kitabın sonuna dek karanlıkta el yordamıyla ilerliyor. Sonu da oldukça şaşırtıcı ve heyecanlı. Bu polisiye filme çekilmeye değer."
-Academic World-
"Wulf Dorn, ilk romanı Psikiyatrist'in mükemmel başarısından sonra Şizofren'le okuru yine mükemmel bir psikolojik maceraya sürüklüyor."
-RTL Radio-
(Tanıtım Bülteninden)
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan ... tümünü göster
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etmen için yolumuzu onların hikâyeleriyle süsledim.
Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi'deydi asıl anlatmak istediklerim.
Çaresizdim. Vazgeçemezdim.
Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.
Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.
Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.
Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını
Özge anlatsın sana,
Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini
Candan dinle,
Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu
Bilgede gör,
Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını
Duruyla anla,
Ve Denizin düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil,
Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZe.
Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etme... tümünü göster