Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, Atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "beyaz mantolu adam" da öyle. Tavanaralarına saklanan eşyadan, gazetelerin dert köşelerine gönderilen mektuplara kadar "Türkiye'nin ruhu"nu hep aynı maharetle kavrıyor Oğuz Atay.
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahr... tümünü göster
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, Atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "beyaz mantolu adam" da öyle. Tavanaralarına saklanan eşyadan, gazetelerin dert köşelerine gönderilen mektuplara kadar "Türkiye'nin ruhu"nu hep aynı maharetle kavrıyor Oğuz Atay.
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahr... tümünü göster
17. yüzyılda Türk korsanlarınca tutsak edilen, astronomiden, fizikten ve resimden anladığına inanan bir Venedikli köle... Aynı ilgileri paylaşan, Batı bilimini öğrenmek isteyen bir Türk: efendi... Aralarında garip bir benzerlik bulunan bu iki insanın, hikayeleri ve serüvenleri, onları, veba salgınının kol gezdiği İstanbul sokaklarına, Çocuk Sultan’ın düşsel dünyasına, inanılmaz bir silahın yapımına, 'ben neden benim?' sorusuna götürecektir.
17. yüzyılda Türk korsanlarınca tutsak edilen, astronomiden, fizikten ve resimden anladığına inanan bir Venedikli köle... Aynı ilgileri paylaşan, Batı bilimini öğrenmek isteyen bir Türk: efendi... Aralarında garip bir benzerlik bulunan bu iki insanın... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: Türk Dil Kurumu 1967 Roman Ödülü Cumhuriyetin ilk yılları... Doğu Anadolunun yaman coğrafyasında, aman vermez havasında, binbir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, kara saçları gök ışıltıları taşıyan, çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo. Başı eğdirilemeyen, Nuh dedi mi peygamber demeyen Cemo, insanlarına da, hayatına da dişiyle , tırnağıyla sahip çıkan yiğit bir kadın. Doğu Anadoluda bir masal gibi geçen hayatıyla edebiyatımızın simge isimlerinden biri.Kemal Bilbaşarın ağalık düzenindeki insanları, aşiret törelerini, inançlarını, yaşama biçimlerini olanca gerçekliğiyle yansıtan bir dille yazdığı Cemo, unutulmaz roman kahramanları arasında yer almış biri. Bir direnişin son romanı. İlk yayınlandığı 1966dan beri sevilerek okunan bu romanın ikinci bölümü olan Memo ile birlikte şimdi Can Yayınlarında.
ALDIĞI ÖDÜLLER: Türk Dil Kurumu 1967 Roman Ödülü Cumhuriyetin ilk yılları... Doğu Anadolunun yaman coğrafyasında, aman vermez havasında, binbir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, ... tümünü göster
finali her ne kadar biraz hayal kırıklığına uğratsa da akıcı ve sade diliyle 1920li yılları iyi anlatan bir kitap.
finali her ne kadar biraz hayal kırıklığına uğratsa da akıcı ve sade diliyle 1920li yılları iyi anlatan bir kitap.
esatarmagan şu anda kitap okumuyor.