ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Yaz, yapıtları arasında organik bağlantı ve bütünsellik ilkesine büyük önem veren Albert Camusnün (1913-1960) Tersi ve Yüzü, Sürgün ve Krallık ve Düğün adlı kitaplarıyla birlikte birbiriyle ilişkili ya da bağımsız bir metinler çevrimi oluşturur. Doğaya, dağa, denize ve güneşe derinlemesine bir sevgi duymuş, kendisine bir sığınak, düşüncelerine bir yanıt aramış ve Akdeniz ışığında bütün yaşam felsefesinin imgesini bulmuş olan Albert Camus, Yazda Cezayirin sıcak ve aydınlık doğasından Antik Yunanın ölçülü ve ışıklı düşüncesine uzanır. Böylece, Avrupanın kapıldığı yıkıcı tutkuyu yalın olduğu kadar hayranlık uyandıran bir mantıkla yargılar ve ortaya çıkan Akdeniz bilinci Albert Camusnün mutluluk etikasını yaratır...
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Yaz, yapıtları arasında organik bağlantı ve bütünsellik ilkesine büyük önem veren Albert Camusnün (1913-1960) Tersi ve Yüzü, Sürgün ve Krallık ve Düğün adlı kitaplarıyla birlikte birbiriyle ilişkili ya da bağımsız bir... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün 1960 Ocakında korkunç bir araba kazasında yaşamını yitirmesi tüm dünyayı derinden derine sarsmış, zamansız ölümünün yankıları aylarca, hatta yıllarca sürmüştü. Otuz dört yıl sonra, 15 Nisan 1994te, tam da o korkunç kaza sonunda büyük yazarın çantasında bulunmuş bir bitmemiş romanın: İlk Adamın en sonunda okura ulaştırılması, tüm dünyada 1994 yılının en büyük yazın olayı oldu; kitap benzerine az rastlanır bir ilgi gördü. Bunu anlamak hiç de zor değil: İlk Adam bitmemiş bir roman, yazarının tasarladığı son biçimden de oldukça uzak belki; ama ne olursa olsun, XX. yüzyıl yazınına damgasını vurmuş bir büyük yazarın elinden çıktığı her satırında belli ediyor; üstelik, bu büyük yazarın kimi yapıtlarında şöyle bir sezinlediğimiz çocukluk ve gençlik dönemini, aile ve okul çevresini, kısacası yetişim sürecini benzersiz bir içtenlik, duyarlık ve dürüstlükle yansıtmakta. Bu açıdan bakılınca, İlk Adamın hem tamamlanmış, hem de örnek bir yapıt olduğu söylenebilir. Büyük yapıtların oluşumu konusunda bulunmaz bir belge niteliği taşıması da cabası. Kapaktaki fotoğraf: Yıl 1930. Albert Camus (öndeki kasketli) Cezayir Üniversitesi Racing Futbol Takımının kalecisi.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün 1960 Ocakında korkunç bir araba kazasında yaşamını yitirmesi tüm dünyayı derinden derine sarsmış, zamansız ölümünün yankıları aylarca, hatta yıllarca sürmüştü. Otuz dört yıl sonra, 15 Nisan 1994te, tam... tümünü göster
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı. Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlakî ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır.
Ursula K. Le Guin...
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir." Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı.
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen... tümünü göster
İkinci Dünya Savaşı sonunda Fransaya renk ve bütün dünyaya ses veren Jean-Paul Sartreın (1905-1980) yaşamöyküsünün, peş peşe sıralanmış bir reddedişler bütünü olduğu ileri sürülebilir. Tanrıyı, kurulu düzenlerin tümünü, bu arada aileyi, klasik anlamıyla edebiyatçıyı, filozofu, eylem adamını, sayısız dostlukları, partileri, kalıplaşmış düşünceleri reddettiği gibi,1964 yılında layık görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülünü de reddetmiştir. Sartreın, edebiyat alanında kaleme aldığı yapıtları arasında önemli bir yeri olan Özgürlüğün Yolları başlıklı dizi romanı üç kitaptan oluşuyor: Akıl Çağı, Yaşanmayan Zaman ve Yıkılış. Tümü 1945-1949 yılları arasında yayımlanan bu üç romanın 1945 yılında yayımlanan ilk ikisi, anlamlı farklılıklarıyla İkinci Dünya Savaşının yol açtığı altüst oluşu sergiler. Dizinin ilk kitabı olan ve 1941de bitirilen Akıl Çağında, 1937-1938 yıllarının aldatıcı iyimserliği içinde, iki gün süresince kendilerini arayan ve kendilerinden kaçan, çok içe dönük birkaç kişisel yaşamın sınırlı çerçevesi içinde süregiden arayışlar anlatılır. Özgürlüğün Yolları dizisinin kalan iki kitabını, Yaşanmayan Zaman ve Yıkılışı da pek yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.
İkinci Dünya Savaşı sonunda Fransaya renk ve bütün dünyaya ses veren Jean-Paul Sartreın (1905-1980) yaşamöyküsünün, peş peşe sıralanmış bir reddedişler bütünü olduğu ileri sürülebilir. Tanrıyı, kurulu düzenlerin tümünü, bu arada aileyi, klasik anlamı... tümünü göster
Voltairei duymamış olamazsınız.Candideden başlayarak, onun kimi eserlerini okumuşsunuzdur da belki. Hele şu sözlerini mutlaka hatırlayacaksınız:Söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı düşüncede değilim; ancak, onları söyleme hakkınızı ölünceye değin savunacağım.Voltairein, bir çağa adını veren , XVIII. yüzyılın bu büyük Fransız düşünür ve yazarının, o çok boyutlu eserinden günümüze kalan mesaj ne?Şu: Başta inanç ve fikir özgürlüğü olmak üzere, özgürlükler için mücadele;Akıl, adalet, insan hakları ve hoşgörü için mücadele;Karanlıkçılığa, bağnazlığa ve yobazlığa karşı mücadele!Bu sonuncular için, Alçağı eziniz! diye haykırıyordu.Bugün de süren bu kavgaya, kalemini kahkahayla da silahlandırarak ilk keskin ivmesini kazandıran odur. Bir davaya bağlı aydın tipinin ilk örneği de o!Zolaların, Franceların, Sartreların öncüsü...Voltairei unutursak, özgürlüklerimize layık olamayız.Paul Valéry, ondan söz ederken, Voltaire yaşıyor, Voltaire devam ediyor, alabildiğine günceldir o diyordu bir yarım yüzyıl önce.Günümüzde daha da geçerlidir bu değerlendirme.Çünkü alçak daha da pervasız günümüzde.Okuyunuz göreceksiniz...
Voltairei duymamış olamazsınız.Candideden başlayarak, onun kimi eserlerini okumuşsunuzdur da belki. Hele şu sözlerini mutlaka hatırlayacaksınız:Söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı düşüncede değilim; ancak, onları söyleme hakkınızı ölünceye deği... tümünü göster
İnsanlık tarihinde yeni bir dönemin başlatıcısı olan Voltaire (1694-1778), yaşamı yıllarca zindanlarda yatmıştır.
Rousseaunun savunduğu iyimser felsefe kuramını eleştirdiği Candide adlı yapıtı, dünyanın en çok okunan kitapları arasına girmiştir
Çağlar öncesinden gelen bir macera tadı da taşıyan bu yapıtında, dünyanın değişik yerlerine yapılan hayali yolculuklar, aşk ve felsefe aynı anda işlenmiştir.
İnsanlık tarihinde yeni bir dönemin başlatıcısı olan Voltaire (1694-1778), yaşamı yıllarca zindanlarda yatmıştır.
Rousseaunun savunduğu iyimser felsefe kuramını eleştirdiği Candide adlı yapıtı, dünyanın en çok okunan kitapları arasına girmiştir
Çağla... tümünü göster
filim_adam şu anda kitap okumuyor.