Franz Kafka, Pragda bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenskádan öykülerini Çekçeye çevirmesini ister. Kafka ile Milenanın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milenaya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır.Milenaya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafkanın Milenaya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafkanın da dediği üzere, Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.
Franz Kafka, Pragda bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenskádan öykülerini Çekçeye çevirmesini ister. Kafka ile Milenanın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milenaya Mektuplar başlığı altında toplanan b... tümünü göster
Franz Kafka, Pragda bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenskádan öykülerini Çekçeye çevirmesini ister. Kafka ile Milenanın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milenaya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır.Milenaya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafkanın Milenaya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafkanın da dediği üzere, Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.
Franz Kafka, Pragda bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenskádan öykülerini Çekçeye çevirmesini ister. Kafka ile Milenanın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milenaya Mektuplar başlığı altında toplanan b... tümünü göster
Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz.Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir.Bazen, bir başka insan için kendinizden vazgeçebilirsiniz.Bazen öfkeyle kamaşır içiniz.Kendi bilinmezliğinizle yaptığınız bu karmaşık dansta adımlarınızı ayarlamak için size yardım edecek olan edebiyattır.Size, sizi, hayatı, insanları, duyguları anlatan edebiyat.Ahmet Altan, bu kitabıyla hayatın ve insanın derinliklerindeki bütün duygu kıpırtılarını ışığa çıkartıyor.Okuyacağınız her satırda kendinize ya da bir tanıdığınıza ait bir duygunun izini, macerasını bulacaksınız.Bu kitabı okurken kendi hayatınızın hikayesini dinleyeceksiniz.
Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz.Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir.Bazen, bir başka insan için kendi... tümünü göster
Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz.Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir.Bazen, bir başka insan için kendinizden vazgeçebilirsiniz.Bazen öfkeyle kamaşır içiniz.Kendi bilinmezliğinizle yaptığınız bu karmaşık dansta adımlarınızı ayarlamak için size yardım edecek olan edebiyattır.Size, sizi, hayatı, insanları, duyguları anlatan edebiyat.Ahmet Altan, bu kitabıyla hayatın ve insanın derinliklerindeki bütün duygu kıpırtılarını ışığa çıkartıyor.Okuyacağınız her satırda kendinize ya da bir tanıdığınıza ait bir duygunun izini, macerasını bulacaksınız.Bu kitabı okurken kendi hayatınızın hikayesini dinleyeceksiniz.
Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz.Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir.Bazen, bir başka insan için kendi... tümünü göster
“Eğer kişilik, kesintisiz bir başarılı hamleler silsilesiyse, o zaman onda muhteşem bir şey vardı, yaşamın vaatlerine karşı fazlasıyla gelişkin bir duyarlılık...”
Muhteşem Gatsby'de (The Great Gatsby) Fitzgerald hem Amerika'nın 1. Dünya Savaşı sonrası yaşadığı düşkırıklığını, hem de para ve mevki tutkunu bir toplumdaki ahlak çöküntüsünü çarpıcı bir biçimde yansıtmakla kalmamış; belli bir zaman ve yerde geçen olayları anlatmakla yetinmemiş; Gatsby'nin muhteşem rüyasının peşinde koşmasını adım adım takip ederken hayal ve gerçek arasındaki büyük farklılığa da güzel bir örnek vermiştir."Gerçek bir klasik; en görkemli Amerikan romanı denebilir."-John Carey/Sunday Times-Yüzyılın Kitapları-
“Eğer kişilik, kesintisiz bir başarılı hamleler silsilesiyse, o zaman onda muhteşem bir şey vardı, yaşamın vaatlerine karşı fazlasıyla gelişkin bir duyarlılık...”
Muhteşem Gatsby'de (The Great Gatsby) Fitzgerald hem Amerika'nın 1. Dünya Sa... tümünü göster
Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖnsözTezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik.İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşklarıyla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti.İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidtin de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Petere yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla yerine getirmiş olacağım.Hepimizin hayatında karşılaşmaktan, dostluk etmekten pişmanlık getirdiğimiz insanlar olmuştur. Hayatımızı güzelleştiren karşılıklı olarak yüreklerimizi değiştirdiğimiz insanlar da. Tezer Özlü benim yaşamımda, ne şanslıyım ki sayıları pek de az sayılamayacak derin dostluklar kurabildiğim bir kişi olarak yerini aldı. Tıpkı Sait Faik, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Fikret Ürgüp, Edip Cansever, Metin Eloğlu, Nermin Menemencioğlu, Turhan Sonuç, Sevim Burak ya da bugün hayatta olan ünlü ünsüz başka dostlar gibi. Sevim Burakın sonunda beni düşman gibi görmesine aldırmıyorum, zira artık dostunu düşmanından ayırt edemeyecek duruma gelmiş ya da getirilmişti.Özverinin, kardeşlik duygusunun silinip, kullanmanın, çıkar ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada dostlar olmadan ne yapardık bilemiyorum.Mektuplar insanın bir başka yüzünü açığa çıkararak, edebiyat dünyasına daha sıcak bir tat sunar. Tezerin taşkın duyarlılığından kaynaklanan yergi ve övgülerindeki coşkuya da bu mektuplarla yaklaşacaksınız.Gerçi Tezer Özlü, okurlarıyla arasındaki uzaklığı, resmiyeti yok edebilmekte, adetâ yeni bir yazar ahlâkı sergilemekte eşsizdi. Gene de onunla karşılaşma şansına erişememiş okurların, yazarın mektuplarıyla onu daha çok sevip kucaklayacaklarına, dünyalarının zenginleşeceğine, dağarcıklarının ağırlaşacağına inanıyorum.Öyle sanıyorum ki, Tezer de bunun bilincindeydi; ısrarla, Mektuplarımızı bir gün mutlaka yayımlamalıyız Leylâ... derken bence biraz da yakınlaşmakta olan sonu sezmiş ve kendini değil, gene okurlarını, insanları düşünmüştü.En parlak yazın dönemine girdiği anda yitirdiğimiz Tezer Özlüyü sevgili okurlarıyla yeniden buluşturacağıma seviniyorum.Leylâ ErbilTeşvikiye, 2 Kasım 1994
Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖns... tümünü göster