Cemil Kavukçunun iki yıllık bir aradan sonra çıkardığı yeni öykü kitabı Başkasının Rüyaları, öyküler arasındaki tuhaf ilişkiyle dikkat çekiyor. Kavukçu, bu kitabında nasıl ve neden yazdığının peşine düştüğünü hissettiriyor, yazarlığının perde arkasını aralıyor. Şimdiye kadar olmadığı biçimde kurmaca ile gerçek, düş ile gerçek dünya arasındaki hem keskin hem belirsiz sınırda gezinirken, yazarla anlatıcı, anlatıcıyla öykü kahramanı, öykü kahramanıyla yazar birbirine karışıyor, birbirinin içinde eriyor; kimin kim olduğunu unuttuğumuz bir dünyaya sokuluyoruz. Tüm öykülerin içinde gezinen aynı anlatıcı ve kahramanlar sayesinde öyküler aynı hayatın farklı zamanlarda çekilmiş fotoğrafları gibi bir süreklilik kazanıyor. Rüya ile gerçek arasındaki ince çizgide ustaca dolaşan Cemil Kavukçu, belli ki zarını rüyadan yana atıyor ve kendini olduğu kadar okurunu da uzun bir rüyanın değişik gecelere, değişik zamanlara bölünmüş labirentlerinde gezdiriyor. Belki de bütün hayatımızın, çocukluğun o istenmeden içine sürüklendiğimiz ikindi uykularından başlayarak bir rüyadan başka bir şey olmadığını söylemek istiyor.
Cemil Kavukçunun iki yıllık bir aradan sonra çıkardığı yeni öykü kitabı Başkasının Rüyaları, öyküler arasındaki tuhaf ilişkiyle dikkat çekiyor. Kavukçu, bu kitabında nasıl ve neden yazdığının peşine düştüğünü hissettiriyor, yazarlığının perde arkasın... tümünü göster
Cemil Kavukçunun iki yıllık bir aradan sonra çıkardığı yeni öykü kitabı Başkasının Rüyaları, öyküler arasındaki tuhaf ilişkiyle dikkat çekiyor. Kavukçu, bu kitabında nasıl ve neden yazdığının peşine düştüğünü hissettiriyor, yazarlığının perde arkasını aralıyor. Şimdiye kadar olmadığı biçimde kurmaca ile gerçek, düş ile gerçek dünya arasındaki hem keskin hem belirsiz sınırda gezinirken, yazarla anlatıcı, anlatıcıyla öykü kahramanı, öykü kahramanıyla yazar birbirine karışıyor, birbirinin içinde eriyor; kimin kim olduğunu unuttuğumuz bir dünyaya sokuluyoruz. Tüm öykülerin içinde gezinen aynı anlatıcı ve kahramanlar sayesinde öyküler aynı hayatın farklı zamanlarda çekilmiş fotoğrafları gibi bir süreklilik kazanıyor. Rüya ile gerçek arasındaki ince çizgide ustaca dolaşan Cemil Kavukçu, belli ki zarını rüyadan yana atıyor ve kendini olduğu kadar okurunu da uzun bir rüyanın değişik gecelere, değişik zamanlara bölünmüş labirentlerinde gezdiriyor. Belki de bütün hayatımızın, çocukluğun o istenmeden içine sürüklendiğimiz ikindi uykularından başlayarak bir rüyadan başka bir şey olmadığını söylemek istiyor.
Cemil Kavukçunun iki yıllık bir aradan sonra çıkardığı yeni öykü kitabı Başkasının Rüyaları, öyküler arasındaki tuhaf ilişkiyle dikkat çekiyor. Kavukçu, bu kitabında nasıl ve neden yazdığının peşine düştüğünü hissettiriyor, yazarlığının perde arkasın... tümünü göster
'Bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür.' Dünyanın en küçük dedektifi geri döndü. Alper Kamu 9 yıl sonra, halâ 5 yaşında. Alper Canıgüz'ün eşsiz kahramanı Alper Kamu'yla birlikte her türlü şiddetin hüküm sürdüğü bir atmosferde, kırık hayatların, küllenmiş aşkların ve daha nice esrarın peşinde kara mizahla yüklü yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Kahramanımız, bu kez bir çocuğun ölümü ve eski bir aşk hikayesinin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için uğraşırken, 'İnsanlığa dair kavrayışımızı biraz daha ileri götürmeyecekse bir cinayeti çözmenin ne anlamı var ki?' diyen bir dedektife yakışacak şekilde, adalet kavramımızı sorguluyor. Alper Kamu Cehennem Çiçeği; ilk üç romanıyla edebiyatımızda kendine özgü ayrıcalıklı bir yer edinen Alper Canıgüz'den kahkaha ve gözyaşının iç içe geçtiği büyülü bir serüven.
'Bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür.' Dünyanın en küçük dedektifi geri döndü. Alper Kamu 9 yıl sonra, halâ 5 yaşında. Alper Canıgüz'ün eşsiz kahramanı Alper Kamu'yla birlikte her türlü şiddetin hüküm sürdüğü bir atmos... tümünü göster
hatush şu anda kitap okumuyor.