“Bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim. Ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.”
Siz hangisisiniz? Hayatının içine edilen “o kadın” mı? Yoksa bahsedilen “o adam” mı?
Yoksa ikisi de olmak istemediğiniz için ne yapacağını bilemeyenlerden misiniz?
İşte size aşkın ve aşksız kalmanın acısı, komiği; sorusu ve cevabı. Aşkın pembesi hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı.
Dişi bir Freud’un pembe koltuğuna uzanıp; dilerseniz kıkırdayın, dilerseniz öfkenizi katmerlendirip kalbinizle aklınıza bir ayar tutturun.
“Bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim. Ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.”
Siz hangisisiniz? Hayatının içine edilen “o kadın” mı? Yoksa bahsedilen “o adam” mı?
Yoksa ikisi de olmak istemediğiniz için ne yapacağını... tümünü göster
(Arka Kapak)
İnsan neyle yaşar sorusunun cevabıydı "Kadın".Babama desem ki, "'Baba, sen bana adam olamazsın derdin ama bak ben Superman oldum", kuvvetle muhtemel bana diyeceği şey, "Sigortası var mı?" olur. Usulca uzandım, çünkü "Beni öper misin?" diye soran kadın, yarın "Beni niye aramıyorsun?" diye trip atacak kadın olacaktı. Tahmini zorlukları atlatmıştım, ama şimdi daha zorlu bir sınav beni bekliyordu. Sevgili olmadığınızı karşınızdakine nasıl anlatırsınız sınavı.
Derken aşık olur adamımız... ama niye? Ama kime? Ama nasıl? Sen benim canımsın, işte ben o yüzden ölemiyorum.
Samihazinses Özgeçmiş:
Yeryüzünde 24. yılını geçiren samihazinses için hayat 2'ye ayrılıyor: Kadınlar ve börekler. Nabza göre şerbetin kıvamını iyi tutturduğu için herkesle anlaşabilen yazar, blog âlemine önceleri ekmek düşürmek için giriyor, ardından internet gurusu olup çıkıyor. Kadınlara olan inancını ise hiçbir zaman yitirmiyor. Bugünlerde kendine ait atölyesinde sanat sepet işleriyle uğraşıp, hayalindeki mükemmel kadın birleşimini düşünerek hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
(Arka Kapak)
İnsan neyle yaşar sorusunun cevabıydı "Kadın".Babama desem ki, "'Baba, sen bana adam olamazsın derdin ama bak ben Superman oldum", kuvvetle muhtemel bana diyeceği şey, "Sigortası var mı?" olur. Usulc... tümünü göster
Türk bir anne ile Fransız bir babadan olma Hector Berlioz -kendisi Türkiye'de yaşayan bir Fransız Türküdür- sıradan bir pazar sabahı kahvaltı ederken bir ilan okur ve hayatı değişir...
"Hayatımı satıyorum! 25 yaşında, iyi eğitimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı genç, geri kalanını temin edebilmek amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor. İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilirler."
Genç yazar Alper Canıgüz'ün ilk romanı yukarıda tırnak içine alınan ilanla başlar. Tatlı Rüyalar, kitabın alt başlığında da belirtildiği gibi, gerçekten psiko-absürd ve de romantik komedi. Zekice kurgulanmış, bir ilk kitaptan -alışıldığı üzere- beklenmeyecek kadar iyi yazılmış, kıvrak dilli, özellikle de saçma, komik ve psikolojik... Gerçek bir serüven, gerçek bir roman...
Romana sonundan bakarsanız, matrak bir romantizm de bulabilirsiniz. İşin psikoloji kısmına gelince... Yazarımız her ne kadar 1969 doğumlu genç bir psikolog ise de, burada mesleğini kötü temsil ettiği bile söylenebilir. Binyıl Kitap ekinde yayımlanan söyleşisindeki ifadeleriyle aktaralım durumu: Tatlı Rüyalar'da psikolojinin kullanımdan ziyade kötüye kullanımı mevcuttur. Psikoloji nedir ne değildir, bu konuda çoğunluğun kafasının karışık olduğunu biliyorum. Davranış örüntüleri hakkında büyük bilgi birikimine sahip olmakla birlikte iş, insan ruhunun ne menem bir şey olduğu konusuna gelince psikologların durumu da daha parlak değil diye düşünüyorum. İşte kitaptaki psikoloji parodisi bununla ilgilidir.
Tatlı Rüyalar, uzun süredir keyifli bir kitap okumadım diyenlere hiç çekinmeden aradığınız işte bu diye tavsiye edebileceğiniz bir kitap.
Türk bir anne ile Fransız bir babadan olma Hector Berlioz -kendisi Türkiye'de yaşayan bir Fransız Türküdür- sıradan bir pazar sabahı kahvaltı ederken bir ilan okur ve hayatı değişir...
"Hayatımı satıyorum! 25 yaşında, iyi eğitimli, iki... tümünü göster
Öldüm ve Tanrı burada da yok! Ne yapabilirim? Ölümden sonra da bir hayat var mı? Binlerce yıldır tüm dinler ve felsefi sistemler bu soruya cevap arıyor. Ama daha dehşet verici bir soru sormak mümkün: Ya ölümden sonra bir hayat varsa ve tıpkı bu hayata benziyorsa, aynı sıkıntıları, aynı anlamsızlık duygusunu, aynı çaresizlikleri tekrar tekrar yaşıyorsak? Ya ceza ve ödül yoksa? Ya bize kalacak olan puslu bir belirsizlikse yalnızca? Düşünde kendini bir kelebek olarak gören biri bir kez uyandıktan sonra, bir kelebek olmadığından ve artık düşünde kendini bir insan olarak görmediğinden hiçbir zaman emin olamaz.
Öldüm ve Tanrı burada da yok! Ne yapabilirim? Ölümden sonra da bir hayat var mı? Binlerce yıldır tüm dinler ve felsefi sistemler bu soruya cevap arıyor. Ama daha dehşet verici bir soru sormak mümkün: Ya ölümden sonra bir hayat varsa ve tıpkı b... tümünü göster
iamemre şu anda kitap okumuyor.