Nereye şimdi Bandini? Kısa bir süre önce, kırk beş dakika önce, Tanrı şahidi, bir daha asla dönmemek üzere hızla inmişti o yolu. Kırk beş dakika -bir saat bile değil, ama çok kötü şeyler olmuştu ve sonsuza dek unutmayı umduğu o yolu geri yürüyordu şimdi. Maria, ne yaptın? Svevo Bandini, yüzünü kanlı bir mendille gizlemiş; kar taneleriyle konuşarak Dul Hildegardenin evine giden yokuşu tırmanırken Kışın öfkesi de onu gizliyor. Kar tanelerine anlat öyleyse, Bandini; soğuktan donmuş ellerini sallayarak anlat onlara. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Bandini -olgun bir adam, kırk iki yaşında, ağlıyordu, çünkü Noel Gecesiydi ve günahına dönüyordu, çünkü çocuklarıyla birlikte olamayacaktı. Ne yaptın, Maria?
Nereye şimdi Bandini? Kısa bir süre önce, kırk beş dakika önce, Tanrı şahidi, bir daha asla dönmemek üzere hızla inmişti o yolu. Kırk beş dakika -bir saat bile değil, ama çok kötü şeyler olmuştu ve sonsuza dek unutmayı umduğu o yolu geri yürüyordu şi... tümünü göster
"Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı Zebercet. Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat.
Gecikmeli Ankara treniyle gelen -adını bile bilmediğimiz- kadın, otelde bir gece kalır ve Zebercet'in de, Anayurt Oteli'nin de sessiz akıp giden günlerinin içeriği değişir.
Küçük ayrıntıların tekdüze şaşmazlığında nerdeyse takıntılarla sürüklenen bir yaşamın öfkesi de, çaresizliği de büyük oluyor.
Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve unutulmaz bir mekanı.
"Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı Zebercet. Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat.
Gecikmeli Ankara t... tümünü göster
Bilge Karasunun edebiyatına ilk kez başlayacak olanlara Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı ile Göçmüş Kediler Bahçesini öneriyoruz. Kitap, yayın tarihi olarak yazarın üçüncü kitabıdır, 1980 öncesi dönemi temsil eder. Buraya kitabın doruk bölümlerinden birini koyduk okumanız için...Oyun üzerine ne biliyorsam ondan öğrenmiştim. Ustam karşımda duruyordu. Ama oyunun oynanması üzerine bilgi vermemişti. Satranca çok benzeyen bu oyunda taşların, yani bizlerin adı, satrançtaki gibiydi, kurallar hemen hemen aynıydı. Bir iki noktada satrançtan ayrılınıyordu. O noktaları da başkan anlatmıştı bu sabah. Ne ki, satranç oynamasını bilip bilmediğimi kimse sormamıştı. Morların bilmesi gereksizdi zaten. Bir zamanlar biraz oynamış olduğum için, oyunu bilmiyorum diyerek işin içinden sıyrılmağa da kalkışmamıştım. Oynamak istemiştim, başından beri, onu gördüğümden, oyuna katılıp katılmayacağımı soruşundan beri... Bilge Karasu
Bilge Karasunun edebiyatına ilk kez başlayacak olanlara Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı ile Göçmüş Kediler Bahçesini öneriyoruz. Kitap, yayın tarihi olarak yazarın üçüncü kitabıdır, 1980 öncesi dönemi temsil eder. Buraya kitabın doruk bölümlerinden biri... tümünü göster
Hikâyenin bütünlüğü daha fazla çözülmesin diye, bu bölümde de boş bırakılmış birkaç sayfa tadı bulunsun istiyorum çünkü ve böylece hikâye, bir süre de olsa benliğimin sınırlı bakışından kurtulup rahat bir soluk alabilsin, kendisi kalabilsin, ya da anlatmakla ben onu bir yandan yaşatıp bir yandan öldürüyorsam bu güzel günahın birazı da sizin olabilsin istiyorum.Bin Hüzünlü Haz olağanüstü bir metin, gecikmiş Türk romantizminin başyapıtı.Yıldız Ecevit
Hikâyenin bütünlüğü daha fazla çözülmesin diye, bu bölümde de boş bırakılmış birkaç sayfa tadı bulunsun istiyorum çünkü ve böylece hikâye, bir süre de olsa benliğimin sınırlı bakışından kurtulup rahat bir soluk alabilsin, kendisi kalabilsin, ya da an... tümünü göster