Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'nin, Cennet Bahçelerinin ve Fedaîlerinin Tarihi Romanı. Hıristiyanların zaman ölçüsü ile 1092 yılının ilk baharında hatırı sayılır büyüklükte bir kervan, Semerkant'tan başlayarak Buhara üzerinden Horasan'ın kuzeyindeki Elbruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer orduların kullandığı eski yolun üzerinde ağır ağır ilerliyordu. Karların erimeye başlamasıyla birlikte Buhara'dan ayrılan kervan haftalardır yollardaydı... Avni oğlum, Tahir'in torunu! demişti ona. Doğruca Demavend Dağına giden yolu tut. Rey'e ulaşınca Şahrud Irmağına giden yolu sor. Irmağın kaynağı sarp bir vadide bulunmaktadır; oraya çık. Büyük bir kale göreceksin: Bu yerin ismi Alamut Kalesi'dir, yani kartal yuvası.
Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'nin, Cennet Bahçelerinin ve Fedaîlerinin Tarihi Romanı. Hıristiyanların zaman ölçüsü ile 1092 yılının ilk baharında hatırı sayılır büyüklükte bir kervan, Semerkant'tan başlayarak Buhara üzerinden Horasan... tümünü göster
Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avcunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street'te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini... Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir?
Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor.
Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez eld... tümünü göster
Avuçlarımızı göğe her kaldırışımızda bize hizmet edeceğini düşündüğümüz bir Tanrı mı? Bu durumda dileklerimizin gerçekleşmesini; deprem ya da tsunami gibi felaketleri yaratan, her bir kanser hücresine hükmeden bir Tanrı'dan bekliyor olmayacak mıyız?
Einstein böyle kişileştirilmiş bir Tanrı fikrini reddediyordu.
Yoksa evrim kuramının gerçekleşmesini sağlamak üzere evreni kurgulamış bir Tanrı mı? Akıllı tasarımı dolayısıyla parmağımıza batan iğneden ya da kilo almamızdan sorumlu olmayan bir Tanrı, mutluluğumuzu da borçlu olmayacağımız bir Tanrı değil midir?
Einstein böyle bir Tanrı fikrini benimser miydi?
Amerikalı yazar Krista Tippett, cerrah Mehmet Öz'den astrofizikçi Janna Levin'e, Darwin'in biyografi yazarı James Moore'dan psikolog ve şair Anita Barrows'a, ilahiyatçı John Polkinghorne'dan ruhun biyolojisinin peşindeki cerrah Sherwin Nuland'a kadar pek çok günümüz aydınıyla bilim, insan ruhu, din ve inanç üzerine sohbetler gerçekleştiriyor.
"Tanrı, evrenle zar atmaz," diyen Einstein'ın tanrısından hareketle bazı dini metin ve dindar bakış açılarının, zayıf yanları ve kusurlarıyla değerlendirildiği sohbetlerde, bilimin kesinlik saplantısının (kuantum fiziğiyle beraber) "bilimsel" olamayacağına da dikkat çekiliyor.
İyi-kötü, bilim-din karşıtlığına savrulmadan çarpıcı gözlemler, şaşırtıcı deneyimler, kültürel birikimler eşliğinde samimi ve düşündürücü görüşler.
Hem inanca hem de bilimsel görüşe ihtiyacımız var, kolaycılığına düşmeyen cesur hesaplaşmalar...
"Tippett'in zekâsı, tanrı savaşları yüzünden yara almış ve tecrit edilmiş düşünen insanlar için adeta bir merhem."
- Elizabeth Gilbert, Ye, İç, Dua Et'in yazarı-
"Eğer siyah-beyaz kültür çatışmalarının ötesine geçen bir şeyler arıyorsanız bu sohbetleri son derece ufuk açıcı bulacaksınız."
-Steven Baldman, Beliefnet kurucusu-
"Krista Tippett derin ve önemli soruları ılımlı ancak çekincesizce ele alan düşünürleri bulup çıkartmak konusunda büyük bir marifete sahip. Sonuç olarak da ortaya her şeyin anlamını sorgulayan ilham verici bir kitap çıkmış."
-Robert Wright, Tanrı'nın Evrimi'in yazarı-
Avuçlarımızı göğe her kaldırışımızda bize hizmet edeceğini düşündüğümüz bir Tanrı mı? Bu durumda dileklerimizin gerçekleşmesini; deprem ya da tsunami gibi felaketleri yaratan, her bir kanser hücresine hükmeden bir Tanrı'dan bekliyor olmayacak mı... tümünü göster
Bu roman özgür birey olma çabalarını, bir aşkın başlangıcını ve bitişini, gençlikte yaşanan doyumsuz tutkuları, yetişkinliğin getirdiği sürprizleri, neden hiç durmadan arkadaşlarımızla yarıştığımızı, en yakınımızdakilere nasıl ihanet ettiğimizi ve hiçbir şeyin neden olması gerektiği gibi olmadığını anlatıyor.
Duygularımızın sözünü dinleyerek kendimize ve çevremizdekilere yaşattığımız acı ve sevinçlerin insan olmanın doğal bir sonucu olduğunu gösteriyor.
Modern dünyanın çelişkili ve bir o kadar da gerçek insanlarını konu alan sürükleyici bir başyapıt...
Franzen yarattığı karakterlerin hayatlarını kendinizinkinden daha gerçekçi kılmayı olağanüstü yazarlık yeteneğiyle başarıyor.
-David Hare-Guardian, Yılın Kitapları
Bir başyapıt. Bütün büyük romanlar gibi Özgürlük de yalnızca ilginç bir hikaye anlatmakla kalmıyor, tanıdığımızı sandığımız dünyayı yazarının derin zekasının ışığıyla aydınlatıyor.
-Sam Tanenhaus-New York Times
Bu roman özgür birey olma çabalarını, bir aşkın başlangıcını ve bitişini, gençlikte yaşanan doyumsuz tutkuları, yetişkinliğin getirdiği sürprizleri, neden hiç durmadan arkadaşlarımızla yarıştığımızı, en yakınımızdakilere nasıl ihanet ettiğimizi ve hi... tümünü göster