Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avcunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street'te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini... Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir?
Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor.
Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avcunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street'te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini... Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir?
Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor.
Kitap bitince şöyle dedim: Eee, sonra? Kurgusu güzeldi ama bu son yılların popüler romanlarında görülen bir şey; sonunu getirmiyorlar.
Bu kitabı hiç beğenmedim. Aslında romanın yazarına karşı bir eleştirim yok. Ben en çok yayıncılara ve eleştirmenlere kızıyorum. Yayıncıların, kitapları satabilmek için, eleştirmenlerin veya yazarların kitaplarla ilgili "muhteşem, olağanüstü" gibi klişeleşmiş zırvalıklarını kaynak olarak kullanıp bizi kandırmalarına acayip sinir oluyorum.
Yazarın, aman şöyle heyecanlı bir macera yazayım, kitabın satırlarını şöyle endamlı felsefe lafları ile süsleyeyim diye bir derdi yok zaten. Öylesine yazmış, takılmış kafasına göre. Vakit geçirmek –belki de para kazanmak- için öylesine yazmış bence. Kitap, alt mekanları ve olguları ile tamamen Amerikan yerel kültürünü yansıtıyor. Konu biraz evrensel olsa da kurgunun evrensel bir içeriği yok.
Kitabın iki temel odak noktası var :
1. Kırk yaşında –züğürt- bir insan ölse ve tekrar dirilip on sekiz yaşına geri dönse ve hayatı tekrar yaşama şansına sahip olsa, insan fıtratı en çok iki şeyi doğal olarak isteyecektir. Birincisi "cinsellik"; yazar, kitabın pek çok yerinde eğrelti derecesine varan ve rahatsızlık verecek şekilde cinsellik unsurlarını habire tekrarlaması da zaten bu yüzden. İkincisi işe "servet"; hayatını tekrar yaşama şansına sahip olan biri herhalde ilk düşüneceği şey zengin olmak ve bunun sağlayacağı zevk ve sefadır. Yazar, karakteri habire öldürüp, ona hayatı sil baştan tekrar, tekrar ve tekrar yaşatarak, bu olguyu sorgulatıyor.
2. Ünlü "Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez." sözüne karşı da yazar, "Doğru, ama çok yakından incelenmiş bir hayat da intihara değilse bile deliliğe yol açar." diyerek vermek isteği mesajı da vermenin gönül rahatlığıyla noktayı koymuş ve sanki kitabı yazmayı bitirmeden hadi eyvallah demiş!
Çok güzel işlenebilecek bir konu ama mantık hatalarıyla ve boşluklarla dolu. Daha iyisi yapılabilirdi ben pek sevemedim.
Bilim-kurgu olduğu için heveslenerek aldım, okudum. Sayfaların ilerleyişinde, kitabın akıcılığında hiçbir problem yok. Cümleler oldukça anlaşılır. Güzel bir nedene bağlandığında kurgu vasat değil. Fakat kitabın her sayfasında iyi de bu adam neden sürekli geçmişe gidiyor, bir nedeni vardır heralde diyorsunuz ve son sayfaya geldiğinizde hayal kırıklığıyla kitabı kapatıyorsunuz. Tatmin edici bir son, amaç ve neden bu kitabı çok daha güzel yerlere taşıyabilir.
Açıkçası ben pek beğenmedim. Ne olayların sebebini ne de amacını anlatıyor. Sadece belli olayların tekrarlanması yazılmış.
Kesinlikle okunmalı bence...bilimkurgu tadında sürükleyici,vay bee dedirten bir kitap.
Olağanüstü bir kitap . Kurgusu süper . Tavsiye ederim
ölüp ölüp dirilmek,hrşyi öncsindn bilmk..oldukça ilginç!!!
Hikaye güzel ve ilginç ama okurken bi yerden sonra sıkılmamak elde değil.
Hayatı tekrar tekrar yaşamak ve hiç "keşke" dememek. Keşke gerçekte de mümkün olsaydı..
Karton Cilt, Kapak Tasarımı: İlknur Muştu, 370 sayfa
Ocak2010 tarihinde, Koridor Yayıncılık tarafından yayınlandı