kadir054

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
kadir054 okumak istiyor.
Fedailerin Kalesi Alamut

Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'nin, Cennet Bahçelerinin ve Fedaîlerinin Tarihi Romanı. Hıristiyanların zaman ölçüsü ile 1092 yılının ilk baharında hatırı sayılır büyüklükte bir kervan, Semerkant'tan başlayarak Buhara üzerinden Horasan'ın kuzeyindeki Elbruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer orduların kullandığı eski yolun üzerinde ağır ağır ilerliyordu. Karların erimeye başlamasıyla birlikte Buhara'dan ayrılan kervan haftalardır yollardaydı... Avni oğlum, Tahir'in torunu! demişti ona. Doğruca Demavend Dağına giden yolu tut. Rey'e ulaşınca Şahrud Irmağına giden yolu sor. Irmağın kaynağı sarp bir vadide bulunmaktadır; oraya çık. Büyük bir kale göreceksin: Bu yerin ismi Alamut Kalesi'dir, yani kartal yuvası.

Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'nin, Cennet Bahçelerinin ve Fedaîlerinin Tarihi Romanı. Hıristiyanların zaman ölçüsü ile 1092 yılının ilk baharında hatırı sayılır büyüklükte bir kervan, Semerkant'tan başlayarak Buhara üzerinden Horasan&#... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Profil Resmi
kadir054 okumak istiyor.
Rubailer

Ömer Hayyam, dünyada en tanınmış şairdir, desek yeridir. Âlimliği de şairliği ile şöhrette eş değerdir. Matematik ve astronomide bugünkü ilmin temellerini atan bilginlerden biridir aynı zamanda.

Hayyam edebiyat sahasında sadece rubâi bırakmıştır bize… Rubâileri dünyevi olduğu kadar, uhrevîdir de… Rubâiler dörtlükler halinde yazılar ve her dörtlük bir hüküm mesabesindedir. Hayatın felsefesini bu dörtlüklerde buluruz.

Dünyada en güçlü rubâi yazarı olarak karşımıza çıkan Hayyam, herkesin okuduğu bir edebi kişiliktir. Dolayısıyla kültür dairesinden medeniyete ulaşan halkaların en güçlülerinden olmak itibarıyla da ayrı bir yeri vardır.

Onun dörtlükleriyle hayatı anlamaya çalışanlar aynı düzlemde buluşarak, ortak değerler kazanmışlardır.

Hayyam’a kimi Türk demiştir, kimi Fars… Şiirlerini Farsça yazmıştır.

İster Türk olsun ister Fars. İster Farsça yazsın ister başka dille…

O insanlığa yaşadığı çevrenin edebiyat diliyle ulaşmıştır.

Ömer Hayyam, dünyada en tanınmış şairdir, desek yeridir. Âlimliği de şairliği ile şöhrette eş değerdir. Matematik ve astronomide bugünkü ilmin temellerini atan bilginlerden biridir aynı zamanda.

Hayyam edebiyat sahasında sadece rubâi bırakmıştır b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Profil Resmi
kadir054 kütüphanesine ekledi.
Rubailer

Ömer Hayyam, dünyada en tanınmış şairdir, desek yeridir. Âlimliği de şairliği ile şöhrette eş değerdir. Matematik ve astronomide bugünkü ilmin temellerini atan bilginlerden biridir aynı zamanda.

Hayyam edebiyat sahasında sadece rubâi bırakmıştır bize… Rubâileri dünyevi olduğu kadar, uhrevîdir de… Rubâiler dörtlükler halinde yazılar ve her dörtlük bir hüküm mesabesindedir. Hayatın felsefesini bu dörtlüklerde buluruz.

Dünyada en güçlü rubâi yazarı olarak karşımıza çıkan Hayyam, herkesin okuduğu bir edebi kişiliktir. Dolayısıyla kültür dairesinden medeniyete ulaşan halkaların en güçlülerinden olmak itibarıyla da ayrı bir yeri vardır.

Onun dörtlükleriyle hayatı anlamaya çalışanlar aynı düzlemde buluşarak, ortak değerler kazanmışlardır.

Hayyam’a kimi Türk demiştir, kimi Fars… Şiirlerini Farsça yazmıştır.

İster Türk olsun ister Fars. İster Farsça yazsın ister başka dille…

O insanlığa yaşadığı çevrenin edebiyat diliyle ulaşmıştır.

Ömer Hayyam, dünyada en tanınmış şairdir, desek yeridir. Âlimliği de şairliği ile şöhrette eş değerdir. Matematik ve astronomide bugünkü ilmin temellerini atan bilginlerden biridir aynı zamanda.

Hayyam edebiyat sahasında sadece rubâi bırakmıştır b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Profil Resmi
kadir054 okumak istiyor.
Monte Kristo Kontu

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, sakallı, parlak gözlü, kurt yahut çakal gibi sivri, keskin otuz iki dişini meydana çıkartan bir gülümseyişle kendisine bakan birisi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzü tanıdığı için mi, yoksa sadece adamın korkunç görünüşünden irkildiği için mi bilinmez, şaşırarak geri çekildi: - Ne istiyorsunuz? diye sordu.-Beni tekrar Parise kadar yürümekten kurtarmanı istiyorum. Çok yorgunum. Bu akşam, sizin gibi iyi bir yemek yemediğim için ayakta zor duruyorum. Beni arabanıza alıp Parise götürmenizi istiyorum.

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, saka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Profil Resmi
kadir054 şu an okuyor.
Monte Kristo Kontu

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, sakallı, parlak gözlü, kurt yahut çakal gibi sivri, keskin otuz iki dişini meydana çıkartan bir gülümseyişle kendisine bakan birisi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzü tanıdığı için mi, yoksa sadece adamın korkunç görünüşünden irkildiği için mi bilinmez, şaşırarak geri çekildi: - Ne istiyorsunuz? diye sordu.-Beni tekrar Parise kadar yürümekten kurtarmanı istiyorum. Çok yorgunum. Bu akşam, sizin gibi iyi bir yemek yemediğim için ayakta zor duruyorum. Beni arabanıza alıp Parise götürmenizi istiyorum.

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, saka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Profil Resmi
kadir054 okumak istiyor.
Kumarbaz

Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yanına daha sonra evleneceği Anna Grigoryevnayı alır.Kumarbaz, yirmi beş günde bitirilmiş olsa da tüm yaşama yayılmış bir deneyimin, Dostoyevskinin kendi kumar tutkusunun ürünüdür. Stellvski, Dostoyevskzerinde oluşturduğu kâbusla bir taraftan Dostoyevskiyi, daha sonra evleneceği Annayla kendi kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkarır, diğer taraftan edebiyat tarihine ölümsüz bir eser kazandırmış olur

******

Her yerde ve her şeyde uçlarda gezdim; yaşamım boyunca çizgiyi hep aştım.Fyodor Dostoyevski

************

Dünya romancılığının zirvesindeki birkaç isimden biri olan Dostoyevskinin Kumarbaz isimli romanının diğer eserlerinden farklı bir yeri vardır. 44. yaşına, karısını ve kardeşini kaybederek giren ünlü yazar, aynı yılı, yazdığı romanlar dışlanmış, çıkardığı dergi batmış olarak karşıladı. Özel yaşamındaki felaketlere, borçlar da eklenince, bir yayıncıdan aldığı avansla Avrupaya kaçtı. Baştanberi zaafı olduğu kumara, Avrupada daha çok kapıldı ve bunun sonucunda tüm parasını, değerli eşyalarını kaybetti, giysilerini bile rehin bırakmak zorunda kaldı. Usta yazarın Kumarbaz romanı işte bu olayların ardından döndüğü Rusyada yazdığı ilk romandır. Dostoyevski bu romanında kendini anlatır ve yaşamın en gerçek dramlarından birinin tahlilini yapar. Denilebilir ki, kumar hastalığının korkunçluğunu hiçbir yazar, onun kadar iyi anlatamamıştır. Daha sonra kendisini terk edecek sevgilisi ve kumarın yaşantısında yol açtığı tahribatın anlatıldığı bu romanda, oyun tutkusuna karşı tüm iradesini kullandığı halde kurtulamayan bir insanın, bu nedenle nasıl tüm ahlak kurallarını çiğnediğini ibretle okuyacaksınız.

************

Oyun salonuna girince -hayatımda ilk kez bir oyun salonuna giriyordum- oynamakla oynamamak arasında bir süre bocaladım kaldım. Salon tıklım tıklım doluydu. Ancak eğer böyle bir kalabalıkla karşılaşmasay-dım öyle sanıyorum ki, oyuna falan başlamadan çekip giderdim. Ne yalan söyleyeyim, kalbim küt küt atıyor, o soğukkanlılığımın yerinde yeller esiyordu. Uzun bir süredir kafama koymuştum; geldiğim gibi bu Roulettenburgdan çıkıp gitmeyecektim. Hayatımda köklü ve kesin bir değişiklik o-lacaktı. Evet, böyle olması lazımdı ve olmalıydı da!

************

Dostoyevskinin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin dünyasında, hayatın gerçeğinden kopuk yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata ‘tutunma çabalarına okurunu yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır. Bitmeyen kumar tutkusunun girdabında zaman zaman debelenmiş olan Dostoyevskinin bu metni, bir içe bakış çabası olduğu kadar, rulet masası çevresine adeta mıhlanmış soylulara, onların çürümüş ilişkilerine yönelik alaycı bir eleştiri özelliği de taşıyor.Kumarbaz: Kumarın girdabında.

************

Aleksey İvanoviç, bir Rus aristokrat ailesinin yanında öğret-menlik yapmaktadır. Aile için bir öğretmenden daha fazlası, neredeyse aileden birisi olmuştur.Bu ailenin kızı Polinaya olan aşkı ise, gittikçe daha fazla art-maktadır.Ailenin maddi durumu iyi değildir, büyük bir mal varlığına halanın ölüm haberi, bugünden yarına büyük bir heyecanla beklenmektedir. Ama ne var ki, ümitle beklenen ölüm haberi yerine halanın kendisi çıkagelir. Hem de canlı kanlı olarak.Bu unutulmaz hikaye, adından da anlaşıldığı gibi bir kumarbazın hikayesi... Belki de bir kumarbazdan çok, kumar tutkusunun ne olduğunu, nasıl bu kadar vazgeçilmez olabildiğini, insanın hayatına neler katıp, neleri götürdüğünü anlatıyor.Kendisi de hayatının bir döneminde kumar oynamış olan Dostoyevski, bu romanı yazarken kendi anılarından, kumarhanelerde yaşadığı bin bir çeşit olaydan faydalanmış. Alexsey İvanoviçin büyük aşkı Polinaya ise, büyük romancının kısa süren ve acı biten aşkı Apollinariya Suslova model olmuş...

************

11 Kasım 1821 yılında Moskovada doğdu. Petersburg Askeri Lisesini bitirdi. İlk Rus toplumsal romanı sayılan İnsancıkları 1846da, yirmibeş yaşındayken yazdı. Ardından, birinci romanı kadar övgü almayan Öteki ve Ev sahibesini yazdı. Politikayla ilgilenmeye başladığı yıllarda, güvenlik güçleri tarafındandevleti yıkmaya çalıştığı suçlamasıyla tutuklandı. İdamından son anda vazgeçilen yazar, Sibiryada dört yıl ağır hapse ve askerliğe mahkum edildi. İçindebulunduğu zor koşullar, geçirdiği sara krizlerinin artmasına yol açtı. Hastalığının etkisi pek çok eserine yansıdı. 1857 yılında dul ve veremli bir kadın ile evlendi Petersburg şehrine döndükten sonra, hapis ve sürgün hayatında yaşadıklarını Ölüler Evinden Anılar adlı romanına yansıttı. Bunu Ezilenler izledi. 1863 yılında karısını ve erkek kardeşini kaybeden yazar, eli açıklığından ve kumar tutkusundan dolayı borç içinde yüzmekteydi.

************

Dostoyevskinin kendi kumar tutkusu ile tutkulu bir aşkını dramlaştırarak bir hamlede yazdığı bu romanı Ergin Altay çevirisiyle sunuyoruz.Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden Kumarbazı yirmi beş günde yazdı. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazmayan Dostoyevski, bir stenograf tutmuş; Anna Grigoryevna adlı bu genç kadınla daha sonra evlenmişti.

******

Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

kadir054 şu an ne okuyor?

kadir054 şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.