Dünya roman geleneğinde öncü bir rol oynamış Virginia Woolfun olgunluk dönemi eserlerinden biri. Woolf 1925de yayımlanan bu kitabında bilinçlilik akışı tekniğinin ilk ve en başarılı örneklerinden birini verir. Mrs. Dalloway, modern romanın hala aşılmamış bir klasiğidir.Hiç şüphesiz, İngiliz romanıyla ilişkisi olanların içinde onunki en duyarlı zihin ve hayalgücü. Jorge Luis BorgesVirginia Woolf hepimiz için hayatı değiştirmiş nadir yazardan biridir. Entelektüel cesareti ve acı veren duyarlılıkla birleştirmesi, yeni bir algılama ve yaşam tarzı yaratmıştır.Margaret Drabble
Dünya roman geleneğinde öncü bir rol oynamış Virginia Woolfun olgunluk dönemi eserlerinden biri. Woolf 1925de yayımlanan bu kitabında bilinçlilik akışı tekniğinin ilk ve en başarılı örneklerinden birini verir. Mrs. Dalloway, modern romanın hala aşılm... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
Hayata ve İnsana Dair Denemeler...
Bu kitap, çok boyutlu bir sanatçının okuyarak, besteler yaparak, filmler çekerek, romanlar yazarak ve hepsini halkla iletişim halinde üreterek yaşarken birikmiş sözlerinin süzülmesinden oluşuyor. Ayrıca, bu ülkede yaşamanın; bu yollarda seyahat etmenin, bu televizyonları izlemenin, bu sokaklarda yürümenin izlerini taşıyor.
Livaneli bu kez, yıllar boyunca biriktirdiği bilgiler, karşılaştığı gerçeklikler, tanık olduğu durumlar arasında ilgiler kurarak, kimi sorunlar üstünde düşünüyor. Her insanda olduğu gibi onda da dış dünya bu şekilde zihnine yansıyor.
Hayata ve İnsana Dair Denemeler...
Bu kitap, çok boyutlu bir sanatçının okuyarak, besteler yaparak, filmler çekerek, romanlar yazarak ve hepsini halkla iletişim halinde üreterek yaşarken birikmiş sözlerinin süzülmesinden oluşuyor. Ayrıca, bu ülkede y... tümünü göster
Ömer Faruk Dönmez Hep Aynı Hikâyeden sonra ikinci hikaye kitabı Bir Kitap Bir Baltayla, Dostoyevski ve Oğuz Atayın izinden giderek açtığı yolu genişletiyor, bugüne daha derinden bir bakış yakalıyor.Mizah dergisi Cafcaftaki Hamza karakteriyle de dikkatleri çeken Dönmez Atlılar, Huruç, Ay Vakti ve Hece Öyküde yayımlanıp ikinci kitabında bir araya getirilen bu hikayelerinde yabancı ya da yabancılaşmış birinin gözünden (bu kişi bir sinek, hafızasını kaybetmiş bir felsefe profesörü, bir ölüm meleği, pantolonunu giymeyi unutup işe giden biri ya da ayda şatosu olan normal bir adam olabilir) ilk kitabında da görülen modern şehir hayatının eleştirisi izleğini sürdürüyor; insanın maruz kaldığı çeşitli baskıları ve insanlar arası ilişkilerin (özellikle evlilik kurumunun) bugünkü durumunu teşhis ediyor.Fakat bu izleği daha somut bir alana, daha çok bugüne taşıyor. Bunu yaparken de yine bilinç akışından, absürt olaylardan ve ironiden yararlanıyor.
Ömer Faruk Dönmez Hep Aynı Hikâyeden sonra ikinci hikaye kitabı Bir Kitap Bir Baltayla, Dostoyevski ve Oğuz Atayın izinden giderek açtığı yolu genişletiyor, bugüne daha derinden bir bakış yakalıyor.Mizah dergisi Cafcaftaki Hamza karakteriyle de dikka... tümünü göster
Ömer Faruk Dönmez Hep Aynı Hikâyeden sonra ikinci hikaye kitabı Bir Kitap Bir Baltayla, Dostoyevski ve Oğuz Atayın izinden giderek açtığı yolu genişletiyor, bugüne daha derinden bir bakış yakalıyor.Mizah dergisi Cafcaftaki Hamza karakteriyle de dikkatleri çeken Dönmez Atlılar, Huruç, Ay Vakti ve Hece Öyküde yayımlanıp ikinci kitabında bir araya getirilen bu hikayelerinde yabancı ya da yabancılaşmış birinin gözünden (bu kişi bir sinek, hafızasını kaybetmiş bir felsefe profesörü, bir ölüm meleği, pantolonunu giymeyi unutup işe giden biri ya da ayda şatosu olan normal bir adam olabilir) ilk kitabında da görülen modern şehir hayatının eleştirisi izleğini sürdürüyor; insanın maruz kaldığı çeşitli baskıları ve insanlar arası ilişkilerin (özellikle evlilik kurumunun) bugünkü durumunu teşhis ediyor.Fakat bu izleği daha somut bir alana, daha çok bugüne taşıyor. Bunu yaparken de yine bilinç akışından, absürt olaylardan ve ironiden yararlanıyor.
Ömer Faruk Dönmez Hep Aynı Hikâyeden sonra ikinci hikaye kitabı Bir Kitap Bir Baltayla, Dostoyevski ve Oğuz Atayın izinden giderek açtığı yolu genişletiyor, bugüne daha derinden bir bakış yakalıyor.Mizah dergisi Cafcaftaki Hamza karakteriyle de dikka... tümünü göster