Yazarın kendi adıyla roman kişileri arasına katıldığı ve diğer roman kişileriyle birlikte kaleme aldığı Müşahedat, modern hikaye ve romanımızın ilk örneklerini veren Ahmet Midhat Efendinin en ilginç eseridir. Romanın aynı zamanda okuyucuları olan roman kişileri, kurguya zaman zaman müdahale eder ve değişikliklerin yapılmasını sağlarlar. Dolayısıyla romanda okuyucular da metnin oluşumuna katılmış olurlar. Berna Moranın belittiği gibi, yazıldığı tarihe kadar Dünya edebiyatında örneği görülmeyen bir teknikle yazılmıştır. Tanzimat dönemi Türk romanının en sık işlediği konulardan biri olan yanlış batılılaşma probleminin Osmanlı vatandaşı gayrimüslimler arasındaki görünüşünün bir Osmanlı-Türk yazarının bakış açısından sergilenmesi ise bu romanı ele aldığı konu bakımından da ilginç kılmaktadır
Yazarın kendi adıyla roman kişileri arasına katıldığı ve diğer roman kişileriyle birlikte kaleme aldığı Müşahedat, modern hikaye ve romanımızın ilk örneklerini veren Ahmet Midhat Efendinin en ilginç eseridir. Romanın aynı zamanda okuyucuları olan rom... tümünü göster
1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dökülü sözün okuma alışkanlığı olan sınırlı kişiye bile çoğu kez iletilemediğini sezmemden. Beyazperde Barışın mırıl mırıl sesini yükseltiverince Uçurtmayı Vurmasınlar için yeni bir basım şansı doğdu. Ak kağıt üzerindeki kara yazılar herkese kendi düşlerini üretmenin ipucunu verdiklerinden midir nedir, resimlenmiş düşlerden daha renkli olabiliyorlar. Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var.Feride Çiçekoğlu
1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dök... tümünü göster
Matmazel Noraliya nın koltuğuPeyami Safa edebiyat - roman Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefelerle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan bir gencin çevresindeki bazı kişilerin telkinleri ve açıklamaları ile bunalımdan kurtulup huzura kavuşmasının hikâyesi... Materyalizmle mistisizm arasında gidip gelen beyin sancıları... Peyami Safanın dünya görüşü ve fikirlerini en güzel işlediği eserlerindendir.
Matmazel Noraliya nın koltuğuPeyami Safa edebiyat - roman Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefelerle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan bir gencin çevresindeki bazı kişileri... tümünü göster
Rübab-ı Şikeste, “Karilerime” başlıklı manzum bir önsözle başlar. Şiirlerini okuyucularına ithaf
ettiğini söylediği bu şiirde Fikret, okuyucudan iki şey ister: Gözyaşı ve samimiyet…
Rübab-ı Şikeste’nin ilk baskısı 1900 yılında yapılmış, çok kısa sürede bitmesi üzerine aynı yıl
ikinci baskısı neşredilmiştir. Uzun bir aradan sonra, o zamana kadar Fikret’in yazdığı bazı şiirler
de ilave edilerek 1910 yılında üçüncü baskı yapılmıştır.
1911 baskısına ise üçüncü baskıda olmayan üç şiir daha ilave edilmiş ve böylece eser son şeklini almıştır.
Rübab’ın 1911 baskısını esas aldığımız bu neşirde, metnin orijinaline sadık kalınmıştır. Bugün
kullanımdan düşen kelime ve tamlamaların anlamları, her sayfada dipnotlarda verilmiştir.
Rübab-ı Şikeste, “Karilerime” başlıklı manzum bir önsözle başlar. Şiirlerini okuyucularına ithaf
ettiğini söylediği bu şiirde Fikret, okuyucudan iki şey ister: Gözyaşı ve samimiyet…
Rübab-ı Şikeste’nin ilk baskısı 1900 yılında yapılmış, çok ... tümünü göster
Mürebbiye'de ülkesi Fransa'da dikiş tutturamayarak İstanbul'a gelen ve bir ailenin konağına mürebbiye olarak giren Anjel'in öyküsü anlatılır. Daha önce uyumlu bir yaşamı olan konak halkı erkekleri, Anjel'in gelişiyle baştan çıkarlar ve konağın dirliği bozulur. Yazar bu romanda iki yüzlü aile ahlakını yermektedir.
Mürebbiye'de ülkesi Fransa'da dikiş tutturamayarak İstanbul'a gelen ve bir ailenin konağına mürebbiye olarak giren Anjel'in öyküsü anlatılır. Daha önce uyumlu bir yaşamı olan konak halkı erkekleri, Anjel'in gelişiyle baştan ç... tümünü göster
kitapsevdalısı şu anda kitap okumuyor.