1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dökülü sözün okuma alışkanlığı olan sınırlı kişiye bile çoğu kez iletilemediğini sezmemden. Beyazperde Barışın mırıl mırıl sesini yükseltiverince Uçurtmayı Vurmasınlar için yeni bir basım şansı doğdu. Ak kağıt üzerindeki kara yazılar herkese kendi düşlerini üretmenin ipucunu verdiklerinden midir nedir, resimlenmiş düşlerden daha renkli olabiliyorlar. Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var.Feride Çiçekoğlu
1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dökülü sözün okuma alışkanlığı olan sınırlı kişiye bile çoğu kez iletilemediğini sezmemden. Beyazperde Barışın mırıl mırıl sesini yükseltiverince Uçurtmayı Vurmasınlar için yeni bir basım şansı doğdu. Ak kağıt üzerindeki kara yazılar herkese kendi düşlerini üretmenin ipucunu verdiklerinden midir nedir, resimlenmiş düşlerden daha renkli olabiliyorlar. Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var.Feride Çiçekoğlu
Bir çocuğun gözünden ceza evinde yaşanılan, hissedilen ve beklenilenleri okumak yüreğimi burktu.
Hatta çocukça sorduğu, bilmeden, farkında olmadan ama önemli noktalara parmak bastığı ama cevabı olmayan sorular etkiledi beni
Meğer ülke olarak geçmişten bu yana ne çok şeyden korkmuşuz!
Burnun büyüdü mü İnci? Hani Pinokyo’nunki gibi… Sen anlatmıştın, Pinokyo diye bir kukla varmış. Yalan söyleyince burnu uzuyormuş. Yalan söylersen senin de burnun büyür demiştin bana. Sen de yalan söyledin! “Seni bırakıp gitmem. Gidersem seni de götürmeye çalışırım.”Hatırlıyor musun böyle söz vermiştin. Ama “Hoşça kal,” bile demeden gitmişsin. Ben uyurken.
Keşke bitmeseydi... Barış hep konuşsa hep sorular sorsa küçücük yüreğiyle durmadan darılsaydı 5 dakika sonra affetmek üzere...
Tam bir açıp tekrar tekrar okuyayım, okudukça içimdeki körelmiş duygular yeniden canlansın kitabı olmuş...
Gökyüzüne hasret minicik bir yüreğin içinizi burkacak hikayesi. Yokluklar içinde bulduğu küçücük ayrıntılara kocaman anlamlar yükleyen Barış'ın mektuplarını okuyunca bir daha unutamayacaksınız.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/07/ucurtmay-vurmasnlar-feride-cicekoglu.html
Birkaç saat içinde okuduğum oldukça hoş bir kitap..
Mükemmel bir kitap. Herkesin okumasını öneririm. Kitabın kapağını kapattığınızda Barış'ın özgürlük çığlıklarını içinizde hissedeceksiniz. Emin olun.
Tam bi başucu kitabı olmuş. Tekrar tekrar okunmalı.
minik bir kuşla kaderini ve adını paylaşan minik barış.
naif çocuk barış.
109 sayfa