Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası... Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum...Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakınlık...Üç kuşak boyunca sürüp gelen fahişeliğin kadının ruhunu paramparça edişi...Dr. Gülseren Budayıcıoğlu bu kitapta insan denen muhteşem ve bir o kadar da karmaşık varlığa ait sahici yaşam hikâyeleri sunuyor.Bazen dehşete kapılacak, çoğu zaman da hüzünleneceksiniz...
Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası... Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum...Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakın... tümünü göster
Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası... Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum...Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakınlık...Üç kuşak boyunca sürüp gelen fahişeliğin kadının ruhunu paramparça edişi...Dr. Gülseren Budayıcıoğlu bu kitapta insan denen muhteşem ve bir o kadar da karmaşık varlığa ait sahici yaşam hikâyeleri sunuyor.Bazen dehşete kapılacak, çoğu zaman da hüzünleneceksiniz...
Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası... Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum...Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakın... tümünü göster
“Bizim yapamadığımızı siz yapın Efendim.” dedi.
Arkasını dönüp, hiçbir şey söylemeden yürümeye başladı Gökalp.
“Seni nerede bulabilirim?” diye sordu Abdülhamit.
Usulca dönen Gökalp,
“Güneş doğar, vakti gelince batar. Şüphesiz, batması doğmasına delildir.” dedi.
Abdülhamit, bu gizemli adamın ne demek istediğini anladı. Tebessüm etti. Elindeki yüzüğe baktı.
“Doğu ve Batı… Bir gün kudretli bir adam gelir de ikisini bir ederse…” diye mırıldandı.
Bahçeye düşen eflatuni ışık şavkları, siyah zemin üzerinde iç içe geçmiş turkuaz renkli çift hilali mesh etti. Çiçek tarhları arasında yürüyen adam kısa zaman sonra gözden kayboldu.
Hanedan’ın son demleri… Borç içindeki saltanat…
Sonu gelmeyen taht kavgaları, türlü entrikalar…
Dış mihrakların eliyle oynanan sayısız oyun; gizli örgütler, saltanat karşıtları, Masonlar…
Dostun düşmana karıştığı zamanda yalnız bir sultanın devletin bekasını sağlama çabası…
Her şeyden arda kalan hal olmuş bir padişah, kanlı bir gömlek…
İmparatorluğun Son Akşamı, Yeniçeri ve Cem’in yazarı başarılı romancı Hakan Kağan’ın güçlü anlatımıyla; 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesi Abdülaziz’in hal oluş hikâyesi dile geliyor.
“Bizim yapamadığımızı siz yapın Efendim.” dedi.
Arkasını dönüp, hiçbir şey söylemeden yürümeye başladı Gökalp.
“Seni nerede bulabilirim?” diye sordu Abdülhamit.
Usulca dönen Gökalp,
“Güneş doğar, vakti gelince batar. Şüphesiz, batması doğmasına d... tümünü göster
matrax şu anda kitap okumuyor.