Rüştü Onur, 1920de doğmuş 1942 yılında ölmüş. Kısacık bir ömür...
Ama yürek yakan şiirler ve mektuplar yazmış.
Günışığına çıkmamış mektupları ve şiirleri
Yılmaz Erdoğanın önsözüyle...
"Son yıllarda Zonguldak üç büyük yetenek yetiştirdi: Biri Rüştü Onur..."
Orhan Veli
"Gamlı gecelerin öncüsü Rüştü, artık hatıralarım arasına geçti."
Behçet Necatigil
"Rüştü Onurun kısa bir şiir yaşantısı oldu. Her gün sıtma geçirirdi. Şiir sıtması."
Salâh Birsel
"Rüştü Onur, Türkiyede geç başlayan bir hareketin bayrağı altında şiir yazıyordu."
Oktay Rifat
"Rüştü Onur şiirleriyle hayatını, daha doğrusu ölümünü bir arada götürmüş."
Cemal Süreya
"O, insan kardeşlerine hep yaşam sevincinden, insancıl duygulardan söz etti."
Doğan Hızlan
Rüştü Onur, 1920de doğmuş 1942 yılında ölmüş. Kısacık bir ömür...
Ama yürek yakan şiirler ve mektuplar yazmış.
Günışığına çıkmamış mektupları ve şiirleri
Yılmaz Erdoğanın önsözüyle...
"Son yıllarda Zonguldak üç büyük yetenek yet... tümünü göster
Türkiye'nin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKY'de...
Yaşar Kemal Anadolu'nun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABD'den İngiltere'ye, İtalya'dan Tunus'a, Norveç'ten Kanada'ya, dünyanın dört bir yanında tanındı. Yazdıkları doğu ile batı arasında köklü bir kültürün ve verimli bir coğrafyanın yarattığı, çağlar ötesi gür ses olarak kabul edildi, sevilerek okundu; okunuyor. 15 Ocakta okurla buluşacak 40 olağanüstü kitabın tasarımında Abidin Dino'dan Avni Arbaş'a, Turan Erol'dan Bedri Rahmi Eyuboğlu'na kadar pek çok Türk ressamın resimleri ve Ara Güler'in fotoğrafları kullanıldı. Türkiye'nin Evrensel Yazarı Yaşar Kemal tüm yapıtlarıyla karşınızda.
TADIMLIK
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle içinde başkaldırma kurduyla doğmuş bir insanın, mecbur adamın romanı. Abdi Ağa'nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa'nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe'yi kaçırır. Abdi Ağa'yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Dudu'ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli Dudu'dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür.
Bir yaşam biçimini bir halkın portresi olarak böylesine veren bu romandan daha iyisi yazılamazdı.
The New York Times Book Review, (A.B.D.)
Şaşırtıcı, orijinal bir kitap. Sunday Times, (İngiltere)
Epik boyutlara ulaşan ve muhteşem bir sona ulaşmak için hız kazanan öyküye kendinizi kaptırıyorsunuz.
Sunday Times, (İngiltere)
Yaşar Kemal, şaşılacak ölçüde yaratıcı.
The Bookseller, (İngiltere)
Yaşar Kemal, karakterlerini unutulmaz, seçkin ve gerçek hayattan daha da gerçekçi kılan detay zenginliği ile Rus edebiyatının kalitesine ulaşıyor.
Sunday Telegraph, (İngiltere)
Türkiye'nin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKY'de...
Yaşar Kemal Anadolu'nun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABD'den İngiltere'ye, İtalya'dan Tunus'a, Norveç'ten Kana... tümünü göster
Zonguldaklı şair Muzaffer Tayyip Uslu'nun yayımlanmış tek şiir kitabı olan "Şimdilik", günümüz şartlarıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından tekrar basıldı.
"Şair harcıâlem şeylere teşbih ve mecazlarla lâyık olmadığı bir değeri vermek için çabalıyan bir sahtekâr değil, bulanık düşünceleri berraklaştıran hakikat arayıcısıdır."
1946'da henüz yirmi dört yaşındayken, şair arkadaşı Rüştü Onur'la aynı kaderi paylaşarak veremden ölen Muzaffer Tayyip Uslu'nun kısacık yaşamında yayımlanan tek şiir kitabı Şimdilik'in Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bu yeni baskısında dergilerde yayımlanan şiirleri ve yazıları da yer alıyor. Yoksulluğun, ince hastalığın "kısa kestiği", gencecik, naif bir şiir, yaşamın yaşamak fiiline değer biçen özüyle şimdi bizi bir kez daha selamlıyor.
Sokakların ellerinden öperim
Bana yaşamasını öğretmişlerdi
Dost olsun, düşman olsun
İnsanlara iyi günler dilerim
Zonguldaklı şair Muzaffer Tayyip Uslu'nun yayımlanmış tek şiir kitabı olan "Şimdilik", günümüz şartlarıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından tekrar basıldı.
"Şair harcıâlem şeylere teşbih ve mecazlarla lâyık olmadığı bir değeri v... tümünü göster
“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. ”
İletişim’den gönderilen kitaptan tadımlık bölüm ise şöyle: “İhsan Sait muhabere borusundan motör kabinine, ‘Yarım yol tornistan!’ emrini verince yine nişângâh başına geçti ve attığı tenvîr fişeği artık söndüğünden, işini sağlama bağlamak için hedefine bu kez üç adet 220 puntluk bomba bıraktı. Birbiri ardı sıra işitilen patlamalar kabinin camlarını zangırdatmıştı. Derken sancak alabanda edip artık boş olan hangarın üzerine doğru tam yol seyretti. Havanın aydınlanmaya başladığı o saatte, senelerini geçirdiği hangara son bir kez baktı ve nişângâhtan rüzgârı hesaplayıp, 660 puntluk bombaları hangarın ve imâlâthânenin üzerine yolladı. Korkunç patlamalar o kadar şiddetliydi ki, her bir patlamada sarsılan zeplinin zarar görebileceğinden korktu. Aşağı baktığında hangardan, imâlâthâneden, barakalardan eser kalmadığını gördü. Demir Minâreler artık tarih olmuştu!”
“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak ... tümünü göster
“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. ”
İletişim’den gönderilen kitaptan tadımlık bölüm ise şöyle: “İhsan Sait muhabere borusundan motör kabinine, ‘Yarım yol tornistan!’ emrini verince yine nişângâh başına geçti ve attığı tenvîr fişeği artık söndüğünden, işini sağlama bağlamak için hedefine bu kez üç adet 220 puntluk bomba bıraktı. Birbiri ardı sıra işitilen patlamalar kabinin camlarını zangırdatmıştı. Derken sancak alabanda edip artık boş olan hangarın üzerine doğru tam yol seyretti. Havanın aydınlanmaya başladığı o saatte, senelerini geçirdiği hangara son bir kez baktı ve nişângâhtan rüzgârı hesaplayıp, 660 puntluk bombaları hangarın ve imâlâthânenin üzerine yolladı. Korkunç patlamalar o kadar şiddetliydi ki, her bir patlamada sarsılan zeplinin zarar görebileceğinden korktu. Aşağı baktığında hangardan, imâlâthâneden, barakalardan eser kalmadığını gördü. Demir Minâreler artık tarih olmuştu!”
“Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayallere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıradışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asilleşmesi, erdemlerin ardındaki günahkârlık tüm içtenliğiyle akacak ... tümünü göster
Tasavvuf, insanın çevresiyle kurduğu ilişkiyi Allahla irtibat olarak algılaması ve buna göre yaşamasıdır. Bu noktada, kişiyi her an Allahla irtibatta olduğu gerçeğiyle buluşturacak ve ona kulluk zevkini hatırlatacak bir rehbere ihtiyaç vardır. Bu da ancak tasavvufu hâl etmiş, onu yaşayan bir insan olabilir.
Tasavvuf, Kuran ve sünnetten ayrı bir yaşam tarzı değildir. Tasavvuf ilmi ise bu iki kaynaktan beslenen İslâmî bir ilimdir. İnsanı bu dünya ve ötesinde cennete ileten yegâne yol İslâm tasavvufudur.
Cemâlnur Sargutla "tasavvuf sohbeti" niteliğindeki bu kitap, tasavvuf ilminin kaynağı, doğuşu, konusu ve yöntemi ile ilgili en çok merak edilen sorulara cevap vermektedir. Bu yönüyle, okurlar hem tasavvufî kavramların Kuran ve sünnetteki kökenlerini öğrenmiş olacak hem de tasavvufun günlük yaşantıya nasıl uygulanabileceğinin ipuçlarını almış olacaklardır.
Bu eserde; sûfî kimdir, Allaha giden Muhammedî yolda seyr ü sülûk nasıl yapılır, mürşit, mürit ve derviş kimdir, zikrin, sohbetin hakîkati nedir, Peygamber ahlâkı bu devirde nasıl yaşanılır gibi sorularınızın cevaplarını almakla kalmayacak, ruhunuzun da huzur bulduğunu fark edeceksiniz.
Tasavvuf, insanın çevresiyle kurduğu ilişkiyi Allahla irtibat olarak algılaması ve buna göre yaşamasıdır. Bu noktada, kişiyi her an Allahla irtibatta olduğu gerçeğiyle buluşturacak ve ona kulluk zevkini hatırlatacak bir rehbere ihtiyaç vardır. Bu da ... tümünü göster