Yaşar Kemal'in ünlü aşk romanı Ağrıdağı Efsanesi ilk olarak 1970 yılında yayımlandı. Bir efsane söyleyişiyle yazılan bu eşsiz romanı Ali Taygun tiyatroya uyarladı.
Yaşar Kemal yüzyılımızın en büyük romancılarından biridir. (Europe, Fransa)
Yaşar Kemal, Anadolu'nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanı olan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi.
Jelila Hafsia, (La Presse, Fransa)
Yaşar Kemal'de büyük bir romancının bütün nitelikleri var. (British Books, İngiltere)
Yaşar Kemal'in ünlü aşk romanı Ağrıdağı Efsanesi ilk olarak 1970 yılında yayımlandı. Bir efsane söyleyişiyle yazılan bu eşsiz romanı Ali Taygun tiyatroya uyarladı.
Yaşar Kemal yüzyılımızın en büyük romancılarından biridir. (Europe, Fransa)
... tümünü göster
Bir aşk, bir adamın bakışlarında nasıl sizin olabilir? Siz ki küçük bir kız çocuğusunuz; o aşkı almaya cesareti nereden bulursunuz? Diyelim ki, cesaretsizliğinizin nazıyla, siz ellerinizi açmadan adam aşkı avuçlarınıza bıraktı (içinde gözleriyle birlikte). Siz nasıl taşıyabilirsiniz adama olduğu kadar aşka da çocuk kalırken?Ve bir yazar aşk yazmışsa sayfalara, kelimeleri daha mı anlaşılır okunur? Siz henüz adım atmadığınız halde görünen ufkunun çetrefilliğinde, yolları daha mı hızlı yürünür, gidilir? Ayrılıkla başlayan bir şarkının nakarata geldikçe vuslata ters ilerleyen sözlerinde, müziği daha mı kavuşulacakmış gibi dinlenir?Adam kaybetmediğini bulmuş olmanın sevinciyle aşka bürünüp çocuklaşırken, siz nasıl büyürsünüz suskunluğunuzla? Gözlerinizde dağların koyuluğu, neyi görmekten korkmazsınız? Adam bilirken içinizi ve yine de dilinize yabancı rolünü oynamaya çalışırken, siz neden sessizliğinizin inadında bir haklı suretiyle suçlu repliği söylersiniz: Susacak Var!
Bir aşk, bir adamın bakışlarında nasıl sizin olabilir? Siz ki küçük bir kız çocuğusunuz; o aşkı almaya cesareti nereden bulursunuz? Diyelim ki, cesaretsizliğinizin nazıyla, siz ellerinizi açmadan adam aşkı avuçlarınıza bıraktı (içinde gözleriyle birl... tümünü göster
Yavaşça ayağa kalktı. Gidiyordu işte. Ardı yapacaktı beni. Sildim göz yaşımı kalktım ayağa. Her soruyu anlama çeviren gözleriyle sustu. Bana acıyarak bakıyordu. Noktası çalınmış cümle sonum durdu öylece. Sana birbirinden güzel yalnızlıklar biriktirdim. der gibiydi. Dudakları kıpırdadı, inler gibi, çok çocuk kaldın aşka, kendi gölgesine basmaktan korkan... diyebildi sadece. İşte gidiyordu. Bir daha hiç dönmeyecekti. Bir daha hiç olmayacaktı. Sadece bir gitme çıkabildi dudaklarımdan. Yüzüme baktı ve artık sözlerin merheme yara olmaya başlamışsa, içimdeki seni sus, içindeki beni duy. dedi ve sırtındaki ceketimi bankın üzerine bırakarak yürümeye başladı. Son sözleri bunlar olmamalıydı! Arkasından beni hiç almadığın hayatından böyle ucuz kovamazsın! diye bağırdım. Geriye döndü ve davet edilmediğin yerden kovulmazsın. dedi. Son sözüydü. Gitti...
Yavaşça ayağa kalktı. Gidiyordu işte. Ardı yapacaktı beni. Sildim göz yaşımı kalktım ayağa. Her soruyu anlama çeviren gözleriyle sustu. Bana acıyarak bakıyordu. Noktası çalınmış cümle sonum durdu öylece. Sana birbirinden güzel yalnızlıklar biriktirdi... tümünü göster
Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.
Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığ... tümünü göster
Beauvoir, Kadınlığımın Hikayesinde, daha önce genç kızlık döneminin sorunlarını anlattığı Bir Genç Kızın Anıları kitabında kaldığı yerden yaşamını tam bir açıklıkla anlatmaya devam ediyor. Sartre ile kurdukları ortak yaşantıyı, mutlu ve acılı günlerini, kadınlığın çeşitli sorunlarını, tanıdığı insanları, tutkularını, yazarlığını ve dünyamızın geçirdiği buhranlı dönemleri en küçük ayrıntılarına kadar anlatıyor. Bir roman gibi sürükleyici ve çarpıcı olan bu anıları severek, büyük bir ilgiyle okuyacaksınız.
Beauvoir, Kadınlığımın Hikayesinde, daha önce genç kızlık döneminin sorunlarını anlattığı Bir Genç Kızın Anıları kitabında kaldığı yerden yaşamını tam bir açıklıkla anlatmaya devam ediyor. Sartre ile kurdukları ortak yaşantıyı, mutlu ve acılı günleri... tümünü göster
Aşk arayan iki yalnız insan her şeye rağmen bir arada kalmayı nasıl başarabilir? Üstelik bir ruhsal hastalık sözkonusu ise. Bu roman, kimin size umut etmeyi unutturduğunu hatırlamanız için kaleme alındı. Siz sorun, Ercan ve İncinin tipik depresif aşkları yanıtlasın. Doğruya olan inancınız cılızlaşmışken, bunca korku, incinme, utanma, geleceğinden tedirgin olma ve yetememe duygusu içinde, belki siz de bir paranoyaksınız ama bilmiyorsunuz? Sizi kim bu hale getirdi? Neden karşınıza hep yanlış insanlar çıkıyor ve neden en şanssız hep sizsiniz? Nüfusun %30unun depresyonda olduğu söyleniyor. Cinnet olayları giderek artıyor. Neden? İçinizdeki gücü kullanmazsanız, korkularınız sizi kullanır. Her gün ruhunuzun özgür ve insan tarafını karamsarlığa kurban etmekten vazgeçin! Sizi sizden fazla kim kandırabilir ki?
Aşk arayan iki yalnız insan her şeye rağmen bir arada kalmayı nasıl başarabilir? Üstelik bir ruhsal hastalık sözkonusu ise. Bu roman, kimin size umut etmeyi unutturduğunu hatırlamanız için kaleme alındı. Siz sorun, Ercan ve İncinin tipik depresif aşk... tümünü göster
missAbigail şu anda kitap okumuyor.