Yaşar Kemal'in ünlü aşk romanı Ağrıdağı Efsanesi ilk olarak 1970 yılında yayımlandı. Bir efsane söyleyişiyle yazılan bu eşsiz romanı Ali Taygun tiyatroya uyarladı.
Yaşar Kemal yüzyılımızın en büyük romancılarından biridir. (Europe, Fransa)
Yaşar Kemal, Anadolu'nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanı olan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi.
Jelila Hafsia, (La Presse, Fransa)
Yaşar Kemal'de büyük bir romancının bütün nitelikleri var. (British Books, İngiltere)
Yaşar Kemal'in ünlü aşk romanı Ağrıdağı Efsanesi ilk olarak 1970 yılında yayımlandı. Bir efsane söyleyişiyle yazılan bu eşsiz romanı Ali Taygun tiyatroya uyarladı.
Yaşar Kemal yüzyılımızın en büyük romancılarından biridir. (Europe, Fransa)
Yaşar Kemal, Anadolu'nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanı olan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi.
Jelila Hafsia, (La Presse, Fransa)
Yaşar Kemal'de büyük bir romancının bütün nitelikleri var. (British Books, İngiltere)
http://moonlightcat13.blogspot.com/2015/04/agrdag-efsanesi-yasar-kemal-bahar-okuma.html
Yaşar Kemal'in destansı anlatımıyla bu kitapla tanıştım, ve yazarın daha pek çok kitabını okuyacağım gibi duruyor :) Anlatılan aşk tüm engellemelere rağmen kavuşabilecek bir noktaya getiriyor öyküyü ancak, aşk bu.. Her türlü çevresel engeli aşsan da kendi içindeki engelleri aşamıyorsun bazen..
Efsanevi anlatım ve yerellik ön planda... Modern hayatta farklı bir pencere...
"Ağrıdağı gecelerde daha büyür, ağırlaşır, dünya yalnız Ağrıdaymış gibi gelir insana. Ulu sessizliğini korkunç gümbürtüler parçalar. Bir uçtan bir uca... Ağrıdağı ıssızlıkta kaynar. Karanlık gecelerde Ağrı silinmez, geceye karışmaz, daha karanlık, ıssız bir gece gibi evrenin üstüne yürür. Ay ışığında bir ince pırıltıdır, salınır. Gecede korkuludur. Karanlığı duvar gibi. Yıldızsız, silme karanlık gecelerde, çok derinlerde, bin yıl ötelerden gelircene Ağrıdağından koygun, boğuk uğultular gelir." /Sayfa 83
Bir aşk hikayesinin yanı sıra bir baş kaldırıdır bu roman. Tabii, her aşk bir baş kaldırıdır elbette ama Yaşar Kemal törelere baş kaldırır bizzat. Demirci Hüso'dur en baba karakter benim için. Tek bir anlam çıkarılacak kadar basit değildir konu. Birden fazla mesaj ve altmetin çıkarılabilir.
Lezzetlidir anlatımı. Ama buruk biter. Oyle buruk ki kursakta kalır bu duygu.
Abidin Dino'nun resimleriyle daha bi okunasıdır.
Osmanlıya bu kadar düşman olmaya gerek yok dostum, rahat ol biraz...
Çok akıcı bir roman. Dili ve uslubu da çok hoş. İsmi İshak Paşa Sarayı Efsanesi olsa daha mı iyi olurdu acaba?
Çok güzel bir anlatım. Artı içinde kalmasın: Yobaz Ahmet.
Yaşar Kemal, eserlerini okumayı ertelediğim bir yazardı. İsmini duyunca birçok kişi saygı duruşuna geçiyor, bu yüzden beklentim yüksekti ancak kitaplarının konuları itibariyle pek de ilgimi çektiği söylenemez. Yine de bir eserini okumak istedim. Ağrıdağı Efsanesi de hem kısa olması hem de ünü nedeniyle seçtiğim kitap oldu.
Kitap, kısa bir masal. Yörenin tasviri çok güzel yapılmıştı. En sevdiğim karakter Memo'ydu. O nasıl güzel sevmekti öyle. İçim acıdı resmen olanlara. İkinci azap da Gülbahar için yazılmıştı. Kitabın sonunda şaştım kaldım. Böylesine güzel bir masal için bu fazla gerçekçi sonu beklemiyordum. Gerçi zaten Ahmet'in başkaldırışının sebebi hak aramak değil, geleneğe ve töreye bağlılıydı. Kitabın sonunu da bu bağlılık belirledi. Yazık oldu gerçekten.
güzel bir yaşar kemal klasiği kısa ve etkileyici okunmalı...
120 sayfa