Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülünü kazanan Yenişehirde Bir Öğle Vaktinde, çok boyutlu bir toplumsal kesiti sanki hiç zorlanmadan edebiyata aktarmış gibidir. Gözlemlediği alabildiğine gerçek insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi duran hayatlarından alıp, zekice bir kurguyla buluşturur. Bu çerçevenin içine de, Ali, Doğan ve Olcaydan oluşan bir üçgen kurar; o dönemin sorularını, abi-kardeş, arkadaş ve sevgililik ilişkileri üzerinden yansıtır. Ve ortaya, insanın sol tarafını sağlam kılan bir roman çıkar.
Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülünü kazanan Yenişehirde Bir Öğle Vaktinde, çok boyutlu bir toplumsal kesiti sanki hiç zorlanmadan edebiyata aktarmış gibidir. Gözlemlediği alabildiğine gerçek insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi dura... tümünü göster
Yazar ile esin perisi arasındaki çapraşık ama aynı zamanda şiddet ve sevecenlik dolu o kadim ilişkiyi anlatıyor Mantissada Fowles. Perinin sanatçıyla ilişkisi yoğun bir tensellikle donanmış olsa da, var olan yaşantı çok daha karmaşık bir duygusal gelgite dönüşüyor.Bir hastane odasında yatan romancı Miles Green hafızasını yitirmiştir. Esin perisi Erato ise sırayla sevecen bir doktor; onu anti-feminist, burjuva elitisti olmakla eleştirip edebi suçlarını sayan bir punk; bir geyşa; otoriter bir orman perisi olarak sahneye çıkar Greenin yarı bulanık dünyasında. Tenin ve sözün çarpıcı diyaloglarının egemen olduğu bu fantastik kurguda gerçekliğin ve yaratıcılığın doğasını, sanatın yabancılaşmasını, günümüzde edebiyatın giderek kendine dönük bir üsluba geçişini, kadın-erkek ilişkilerini ve yaşam-sanat eksenin bileşik kaplarında değişen dengeyi, Fowlesin zekice gözlemleriyle izleriz. Miles Green sonunda, kendine şu soruyu sorar: Kadınlarla, gerçeklik batağında mücadele edersen, başka bir deyişle laf yarışına girersen, her zaman kaybedersin. (...) Acaba kadınlar, sırf intikam almak, kendilerinden daha iyi olan erkeklerin kafasını karıştırmak, dikkatini dağıtmak, hayati önem taşıyan entelektüel istek ve özlerini mantissalar için boşa harcatmak amacıyla mı edebiyatı icat ettiler? Ne dersiniz?
Yazar ile esin perisi arasındaki çapraşık ama aynı zamanda şiddet ve sevecenlik dolu o kadim ilişkiyi anlatıyor Mantissada Fowles. Perinin sanatçıyla ilişkisi yoğun bir tensellikle donanmış olsa da, var olan yaşantı çok daha karmaşık bir duygusal gel... tümünü göster
Todd Anderson ve arkadaşlarının Welton Akademisi'ndeki yaşamları, yeni İngilizce öğretmenliri Bay Keating'in gelmesiyle birlikte inanılmaz biçimde değişir. Bay Keating onlara olağanüstü ve farklı bir hayatın kapılarını açar. ondan etkilenen yedi arkadaş, Ölü Ozanlar Derneği'ni tekrar faaliyete geçirirler. Bu gizli dernekte ailelerinin baskı ve beklentilerinden uzakta tutkuları özgürce yaşayabilmektedirler. Keatng onları ünlü ozanların büyük eserleriyle tanıştırdığında yalnızca dilin güzelliğini öğrenmekle kalmayıp, yaşamın her anının ne kadar önemli olduğunu da ayrımsamışlardır.
Ne var ki Ölü Ozanlar Derneği'nin üyeleri, bu yeni kazandıkları özgürlüğün ne kadar acı sonuçlar doğruabileceğini çok geçmeden göreceklerdir...
Todd Anderson ve arkadaşlarının Welton Akademisi'ndeki yaşamları, yeni İngilizce öğretmenliri Bay Keating'in gelmesiyle birlikte inanılmaz biçimde değişir. Bay Keating onlara olağanüstü ve farklı bir hayatın kapılarını açar. ondan etkilenen... tümünü göster
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı. Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlakî ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır.
Ursula K. Le Guin...
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir." Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı.
Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen... tümünü göster
Adı Tetik; şiddetin doruğa çıktığı bir dünyada barışı getirebilecek tek şeydi belki de. İlk kez, orduların, diktatörlerin, gangsterlerin elinden bütün silahlar toplanabilecekti. Yoksa, nükleer silahların savaşları ortadan kaldıracağına inananlar gibi, tetiğin mucidi bilimadamları da yanılmışlar mıydı? Bu yeni teknoloji beraberinde barışı mı yoksa kaosu mu getirecekti?2001: Bir Uzay Efsanesinin ve Rama serisinin yaratıcı Arthur C. Clarkeın, Michael Kube-McDowell ile birlikte kaleme aldığı bu yapıt, deyim yerindeyse okuru olduğu yere çivileyen, insanlığın kaderinin tetikte kimin paramağının olduğuna bağlı, heyecanlı, sürükleyici usta işi bir roman.
Adı Tetik; şiddetin doruğa çıktığı bir dünyada barışı getirebilecek tek şeydi belki de. İlk kez, orduların, diktatörlerin, gangsterlerin elinden bütün silahlar toplanabilecekti. Yoksa, nükleer silahların savaşları ortadan kaldıracağına inananlar gibi... tümünü göster
Adı Tetik; şiddetin doruğa çıktığı bir dünyada barışı getirebilecek tek şeydi belki de. İlk kez, orduların, diktatörlerin, gangsterlerin elinden bütün silahlar toplanabilecekti. Yoksa, nükleer silahların savaşları ortadan kaldıracağına inananlar gibi, tetiğin mucidi bilimadamları da yanılmışlar mıydı? Bu yeni teknoloji beraberinde barışı mı yoksa kaosu mu getirecekti?
"2001: Bir Uzay Efsanesi"nin ve "Rama" serisinin yaratıcısı Arthur C. Clarke`nin, Michael Kube-McDowell ile birlikte kaleme aldığı bu yapıt, deyim yerindeyse okuru olduğu yere çivileyen, insanlığın kaderinin "tetik"te kimin parmağını olduğuna bağlı, heyecanlı, sürükleyici usta işi bir roman.
Adı Tetik; şiddetin doruğa çıktığı bir dünyada barışı getirebilecek tek şeydi belki de. İlk kez, orduların, diktatörlerin, gangsterlerin elinden bütün silahlar toplanabilecekti. Yoksa, nükleer silahların savaşları ortadan kaldıracağına inananlar gibi... tümünü göster
onurgu şu anda kitap okumuyor.