Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Karabulut, Metin Üstündağ, Bahadır Baruter arasında geçen olaylardan kesitler sunuyor okuyucuya. Sıradan ve bir o kadar da komik olan hikâyeler bunlar. Hayatın alışılagelmiş ayrıntıları, günlük diyalogları Sarıkayanın kaleminde başka bir anlam ve şekil kazanıyor. Espriler birbirini kovalıyor, kahkahalar yüksek sesle atılıyor. İçten ve doğal bir dil kitabın tamamına hâkim oluyor. Benim de Söyleyeceklerim Var! günümüz yaşantısının bir uzantısı sanki. Monotonluktan uzak bir uzantı... Eğlenceli, neşeli ve farklı... Gelin onların hayatına katılalım, renklerin tadını çıkaralım!..
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Kar... tümünü göster
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Karabulut, Metin Üstündağ, Bahadır Baruter arasında geçen olaylardan kesitler sunuyor okuyucuya. Sıradan ve bir o kadar da komik olan hikâyeler bunlar. Hayatın alışılagelmiş ayrıntıları, günlük diyalogları Sarıkayanın kaleminde başka bir anlam ve şekil kazanıyor. Espriler birbirini kovalıyor, kahkahalar yüksek sesle atılıyor. İçten ve doğal bir dil kitabın tamamına hâkim oluyor. Benim de Söyleyeceklerim Var! günümüz yaşantısının bir uzantısı sanki. Monotonluktan uzak bir uzantı... Eğlenceli, neşeli ve farklı... Gelin onların hayatına katılalım, renklerin tadını çıkaralım!..
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Kar... tümünü göster
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce... Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yer... tümünü göster
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce... Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yer... tümünü göster
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce... Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yer... tümünü göster
Hasan aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya sürüklemesinin romanı Yılanı Öldürseler kurban kavramına odaklanır.
"Zengin yaratısı, Yaşar Kemal'i herkese seslenen zaman ötesi büyük klasiklere yaklaştırmaktadır." Michel I. Makarius, Jeune Afrique, (Fransa)
"Yılanı Öldürseler'deki derinlik hem ekonomik ve toplumsal yanları gösterilerek işlenen temanın anlamsal yoğunluk taşıması, hem de roman kişilerinin karakteristik özelliklerinin başarıyla işlenmesinden kaynaklanır." Feridun Andaç, Yazınsal Gerçekliğin Boyutları
"Yaşar Kemal'in sanatı, kimi yerlerde acı, kimi yerde şiirsel dokunuşlarla keskin, haşin, kontrollü, sertçe boyanmış." The Listener
"Şiddetli, yaratıcı enerjinin sürüklediği, özlü bir kısa roman." World Literature Today, (A.B.D)
Hasan aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya sürükle... tümünü göster