Annemin öldüğünü anlatma, onun etkisi altında olduğum için kendisini sevdiğimi düşünmesin.
Tamam Galip.
Karanlıkta uyuyamadığım için gece lambasını açık bıraktığımı anlatma, beni ottan boktan korkan biri zannetmesin.
Tamam Galip.
İlk defa âşık olduğumu anlatma, beni bu konularda tecrübesiz biri zannetmesin.
Tamam Galip.
Geçen sene el frenini çekmeyi unutup Kartal`ı boklu dereye yuvarladığımızı anlatma. Malının kıymetini bilmeyen biri olduğumu düşünmesin.
Tamam Galip.
Babamın orospu çocuğu olduğunu anlatma. Onu bizzat ben anlatmak istiyorum.
Tamam Galip.
Gecenin ilk müşterisi olan, sabahçı kahvelerinde, çorbacılarda ayılan genç adamlar. Bazen en anlamsız yüzü yaşamanın ve bazen yel değirmenini arayan içli bir hatıra. Henüz ölmemişler ve ölümle tanışmamışlara yazılmış hikâyeler... Namluya sürülmüş küfür... Büyümemiş bir çocuk... Pati yapan arabalar, yutkuna yutkuna dinlenen şarkılar ve hayattan meseleler. Kutlanan yenilgiler, hayat kerpiçten bir gökdelen sevgili kardeşim, yanlış bir parantezde yaşıyoruz. Bırak konuşalım, iki çift laf edelim, yüz yüze bakıyoruz...
Emrah Serbes, hayatı kendine katık eden, sokaktan çağlayan bir sesle yeraltının dumanını anlatıyor bize. Bitmez bir ergen öfkesiyle kuyuya düşmüş çocuklara sesleniyor.
Emrah Serbes`ten parça parça anlar, parça parça anılar, paramparça hikayeler...
Annemin öldüğünü anlatma, onun etkisi altında olduğum için kendisini sevdiğimi düşünmesin.
Tamam Galip.
Karanlıkta uyuyamadığım için gece lambasını açık bıraktığımı anlatma, beni ottan boktan korkan biri zannetmesin.
Tamam Galip.
İlk defa âşık olduğumu anlatma, beni bu konularda tecrübesiz biri zannetmesin.
Tamam Galip.
Geçen sene el frenini çekmeyi unutup Kartal`ı boklu dereye yuvarladığımızı anlatma. Malının kıymetini bilmeyen biri olduğumu düşünmesin.
Tamam Galip.
Babamın orospu çocuğu olduğunu anlatma. Onu bizzat ben anlatmak istiyorum.
Tamam Galip.
Gecenin ilk müşterisi olan, sabahçı kahvelerinde, çorbacılarda ayılan genç adamlar. Bazen en anlamsız yüzü yaşamanın ve bazen yel değirmenini arayan içli bir hatıra. Henüz ölmemişler ve ölümle tanışmamışlara yazılmış hikâyeler... Namluya sürülmüş küfür... Büyümemiş bir çocuk... Pati yapan arabalar, yutkuna yutkuna dinlenen şarkılar ve hayattan meseleler. Kutlanan yenilgiler, hayat kerpiçten bir gökdelen sevgili kardeşim, yanlış bir parantezde yaşıyoruz. Bırak konuşalım, iki çift laf edelim, yüz yüze bakıyoruz...
Emrah Serbes, hayatı kendine katık eden, sokaktan çağlayan bir sesle yeraltının dumanını anlatıyor bize. Bitmez bir ergen öfkesiyle kuyuya düşmüş çocuklara sesleniyor.
Emrah Serbes`ten parça parça anlar, parça parça anılar, paramparça hikayeler...
keşke bitmeseydi dediğim kitapların arasına girdi.
Kitap bitttiğinde eee dedim kendi kendime. Yani tam kitap gibi olmamış daha başka bir isim bulmak lazım bunun için :) Fuardan ucuza almama rahmen bu kadar çabuk ve kısa olmasına bazı sayfalarında sadece 1-2 cümlenin bulunması ile de ayrıca verdiğim paraya acıdım. Daha çok bir blog yazarının derlemeleri gibi bişey.
10 numara işte, üstüne söz yok. Okuyun "çok da haklı lan" deyin. Okuyun " böyle de doğru yazılmaz ki kardeşim" deyin.. Deyin, deyin ama okuyun!
Kısa ama etkileyici bir kitaptı.
Ara ara elinize alıp okuyabileceğiniz, bir sürü cümlenin altını çizmek isteyeceğiniz bir kitap.
diğer yazarlar kafanızda resimler çizer, o ise bi sandalye çekip dertleşir.
Afilli parçaları zaten internet sitesinden biliyorduk, ancak hepsini bir anda okuma fırsatı bulmak çok başka oldu. Galip İşhanı hikayesi de çok derindi. Okuyun, okutun.
Çok sevdim. Çok. Emrah Serbes'i zaten çok merak ediyordum ancak bu kitapla kesin karar verdim ki kitapları okunacaklar listemde yukarı taşınmalı.
Emrah Serbes genel olarak depresif bir yazar, bunu kitabından da anlayabiliyorsunuz. Kendimce "Antalya'dan Ankara'ya göçmüş bir insandan da bu beklenir zaten" diyerek depresifliğine hak verdim. Çoğu tespitini doğru ve yerinde bularak okudum kitabını. Üzerinde uzun süre düşündüğüm cümleler oldu. Yazarın benim için ilk kitabı, ama son olmayacağı yüksek ihtimal..
Sırf sondaki Galip İşhanı hikayesi için baştan sona okunur. Tam bir Emrah Serbes klasiğiydi, iyiydi güzeldi.
Benim icin Erken Kaybedenler'in gölgesinde kaldı. Hikayeleri çok başarılı fakat kitapta denemelere yer vermemeliydi bence.
Karton Cilt, 176 sayfa
Kasım212 tarihinde, İletişim tarafından yayınlandı