Arka Kapak
Kapak kağıdında özel metalize bir kağıt kullanılan bu kitabın içi gibi kapağı da gerçek bir ayna.
bugün yaşanan hayatın içinde kendini nereye koyacağını bulamayanlara,
gözünün gördüğünden fazlasını görmek isteyenlere ve "kendi"ne gelmek isteyenlere, bu dönemin klavuzluğunu yapacak bir kitap...
Sayfalar arasında Cem Mumcu'nun karalamalarıyla da karşılaşacaksınız.
" Bir keresinde bir şey dinlemiştim göğsüme saplanmıştı, bir keresinde bir şey okumuştum bir bıçağın ucu gibiydi, bir keresinde birine gerçekten bakmayı denemiştim gözüm kanamıştı ve bir keresinde aynaya bakmayı başarmıştım. O gün bugün hepsi kovalar beni. Sonunda bıraktım kaçmayı… Anladım kaçacak bir yer olmadığını dahası kaçılacak da bir şey.
Korkumun kendisiydi korktuğum, kaçtığım şeyse kaçmanın kendisi. "Aynadan kırık bir parça uzatsam okura, bakar mı acaba, eli kesilir mi?" demeyi de bıraktım. Kimisi eldiven taksın, kimi kanamayı denesin, kimi kaçıp kendinden kurtulsun. "
Yazar:Cem Mumcu
Sayfa Sayısı: 309
Dili: Türkçe
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları
Arka Kapak
Kapak kağıdında özel metalize bir kağıt kullanılan bu kitabın içi gibi kapağı da gerçek bir ayna.
bugün yaşanan hayatın içinde kendini nereye koyacağını bulamayanlara,
gözünün gördüğünden fazlasını görmek isteyenlere ve "kendi&qu... tümünü göster
Arka Kapak
Kapak kağıdında özel metalize bir kağıt kullanılan bu kitabın içi gibi kapağı da gerçek bir ayna.
bugün yaşanan hayatın içinde kendini nereye koyacağını bulamayanlara,
gözünün gördüğünden fazlasını görmek isteyenlere ve "kendi"ne gelmek isteyenlere, bu dönemin klavuzluğunu yapacak bir kitap...
Sayfalar arasında Cem Mumcu'nun karalamalarıyla da karşılaşacaksınız.
" Bir keresinde bir şey dinlemiştim göğsüme saplanmıştı, bir keresinde bir şey okumuştum bir bıçağın ucu gibiydi, bir keresinde birine gerçekten bakmayı denemiştim gözüm kanamıştı ve bir keresinde aynaya bakmayı başarmıştım. O gün bugün hepsi kovalar beni. Sonunda bıraktım kaçmayı… Anladım kaçacak bir yer olmadığını dahası kaçılacak da bir şey.
Korkumun kendisiydi korktuğum, kaçtığım şeyse kaçmanın kendisi. "Aynadan kırık bir parça uzatsam okura, bakar mı acaba, eli kesilir mi?" demeyi de bıraktım. Kimisi eldiven taksın, kimi kanamayı denesin, kimi kaçıp kendinden kurtulsun. "
Yazar:Cem Mumcu
Sayfa Sayısı: 309
Dili: Türkçe
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları
Arka Kapak
Kapak kağıdında özel metalize bir kağıt kullanılan bu kitabın içi gibi kapağı da gerçek bir ayna.
bugün yaşanan hayatın içinde kendini nereye koyacağını bulamayanlara,
gözünün gördüğünden fazlasını görmek isteyenlere ve "kendi&qu... tümünü göster
Aynada gördüğümüz kişi bizim en büyük düşmanımız da olabilir, en büyük dostumuz da. Bu neyle yaşamayı seçtiğimize bağlı. Işığımızın sevgisiyle mi, gölgelerimizin korkusuyla mı yaşamayı seçiyoruz? Işığımızı bilincimize çıkarmadıkça, bilinçaltımız bizim adımıza seçimlerini yapar. Ve farkında bile olmadan geçmişimizin gölgelerinde yaşamaya mahkum oluruz.Gölgelerimizle barışmadığımız sürece, şikayet ederiz, acı çekeriz, suçlarız, suçluluk duyarız, kızarız, zavallı ben rolünü oynayarak sorumluluk üstlenmekten kaçarız -tüm bunların, doyumlu bir yaşam sürmek için bize en ufak bir yararı olmadığını bile bile.Debbie Ford bu kitabında gölgelerimizle nasıl yüzleşeceğimizi bize sade bir dille anlatıyor.
Aynada gördüğümüz kişi bizim en büyük düşmanımız da olabilir, en büyük dostumuz da. Bu neyle yaşamayı seçtiğimize bağlı. Işığımızın sevgisiyle mi, gölgelerimizin korkusuyla mı yaşamayı seçiyoruz? Işığımızı bilincimize çıkarmadıkça, bilinçaltımız bizi... tümünü göster
Aynada gördüğümüz kişi bizim en büyük düşmanımız da olabilir, en büyük dostumuz da. Bu neyle yaşamayı seçtiğimize bağlı. Işığımızın sevgisiyle mi, gölgelerimizin korkusuyla mı yaşamayı seçiyoruz? Işığımızı bilincimize çıkarmadıkça, bilinçaltımız bizim adımıza seçimlerini yapar. Ve farkında bile olmadan geçmişimizin gölgelerinde yaşamaya mahkum oluruz.Gölgelerimizle barışmadığımız sürece, şikayet ederiz, acı çekeriz, suçlarız, suçluluk duyarız, kızarız, zavallı ben rolünü oynayarak sorumluluk üstlenmekten kaçarız -tüm bunların, doyumlu bir yaşam sürmek için bize en ufak bir yararı olmadığını bile bile.Debbie Ford bu kitabında gölgelerimizle nasıl yüzleşeceğimizi bize sade bir dille anlatıyor.
Aynada gördüğümüz kişi bizim en büyük düşmanımız da olabilir, en büyük dostumuz da. Bu neyle yaşamayı seçtiğimize bağlı. Işığımızın sevgisiyle mi, gölgelerimizin korkusuyla mı yaşamayı seçiyoruz? Işığımızı bilincimize çıkarmadıkça, bilinçaltımız bizi... tümünü göster
Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...
O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.
O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.
Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Senin ve benim gibi..
Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...
O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve... tümünü göster
Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...
O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.
O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.
Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Senin ve benim gibi..
Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...
O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve... tümünü göster