Cod burnu açıklarında, Japonyalı bir tuna balığı avcısı, kendisinin olmayan bir teknede göğsünden vurulmuş bir şekilde ölü olarak bulunur. Ölen adamın büyükbabası, torununu öldürenleri bulması için özel dedektif Aristotle "Soc" Socraides'i tutmak ister. Soc, bu iş için biçilmiş kaftandır; çünkü aynı zamanda gününün bir bölümünü de balıkçılık yaparak geçiriyordur. Bunun yanında, büyükbaba, Soc'un bu sıralar gerçekten paraya ihtiyacı olduğunu biliyordur; çünkü kırık dökük olan teknesini tamir ettirmesi gerekmektedir. Bu yüzden yaşlı adam, Soc'un işi kabul edeceğinden emindir. Yaşlı adamın bu kadar çok şeyi bilmesi Soc'u tedirgin eder. Fakat paraya ihtiyacı olmasından dolayı işi kabul eder. Katili aramaya koyularak başladığı iş, sonraları birbuçuk tonluk tuna balıklarını avlayan bir örgüte ulaşmasıyla değişir. Avcılar Paul Kemprecos'un ödüllü polis müfettişi Soc'a göre, küçük çaplı, birbirlerine sıkıca bağlı bir örgüttür, fakat yakaladıkları tek bir tuna balığı yaklaşık yirmibin dolar civarında bir değere sahip olduğu için, bu parayı gören her insanı şeytanın fısıldadıklarına kulak verebileceğine karar verir.
Cod burnu açıklarında, Japonyalı bir tuna balığı avcısı, kendisinin olmayan bir teknede göğsünden vurulmuş bir şekilde ölü olarak bulunur. Ölen adamın büyükbabası, torununu öldürenleri bulması için özel dedektif Aristotle "Soc" Socraides... tümünü göster
DOSTLUĞUN BÜYÜSÜ ÜZERİNE OLAĞANÜSTÜ BİR ROMAN
“Ateşböceği Yolu’nda Kristin Hannah sevgi ve sadakat üzerine keskin ve unutulmaz bir hikaye yazmıştır.”
Jacquelyn Mitchard
“Kristin Hannah 70 ve 80’lerin heyecanını ve enerjisini ortaya sermektedir ve bunu öyle bir derin seviyede yapmaktadır ki okuyucuları iki kadın arasındaki dostluğun tam kalbine taşıyor.
Ateşböceği Yolu bir şaheser.”
Elin Hilderbrand
“Hayatımızdaki en önemli şeylerden biri olan ebedi dostluk üzerine dokunaklı, enfes bir roman.”
Elizabeth Buchan
“Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın, ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah’dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı.
Harika bir yazar.”
Susan Elizabeth Phillips
“Ateşböceği Yolu okumayı neden sevdiğimizi bize bir kez daha hatırlatıyor.”
Patricia Gaffney
DOSTLUĞUN BÜYÜSÜ ÜZERİNE OLAĞANÜSTÜ BİR ROMAN
“Ateşböceği Yolu’nda Kristin Hannah sevgi ve sadakat üzerine keskin ve unutulmaz bir hikaye yazmıştır.”
Jacquelyn Mitchard
“Kristin Hannah 70 ve 80’lerin heyecanını ve enerjisini ortaya sermektedir... tümünü göster
Agnes Greyde Anne Brontë, Viktorya dönemi İngilteresinde, bir mürebbiyenin toplumsal sınıflar arasına sıkışmış yaşantısını anlatır. Romancı olan diğer kardeşleri Emily ve Charlottea göre, daha doğrudan ve naif bir üslupla yazan Anne, kendi hayat hikâyesinden sahneleri de malzeme olarak kullanır. Katı bir sınıf sistemine sahip, okuryazarlık oranının düşük olduğu Viktorya döneminde Brontë kardeşler, aldıkları eğitime rağmen mütevazı bir yaşam sürdürmüşlerdi. Romanlarını pastoral yaşam, ilişkilerdeki görünmez kurallar, kaba, doğal ama özgür ruhlar, ahlaki yargılar üzerine kurmuş, yazdıklarıyla toplumlarının dönüşmesine de katkıda bulunmuşlardı. Entelektüel yoğunluk, duygusal açlık ve ahlâki sorumluluk arasında kurulmaya çalışılan dengenin yansıtıldığı Agnes Grey, toplumsal yaşama dâhil olmaya çalışan kadınlar üzerine gerçekçi gözlemleriyle, romantik bir klasiğin ötesine geçmektedir.
Agnes Greyde Anne Brontë, Viktorya dönemi İngilteresinde, bir mürebbiyenin toplumsal sınıflar arasına sıkışmış yaşantısını anlatır. Romancı olan diğer kardeşleri Emily ve Charlottea göre, daha doğrudan ve naif bir üslupla yazan Anne, kendi hayat hikâ... tümünü göster
Nothing is impossible, the word itself says 'I'm possible'!
AUDREY HEPBURN
Nothing is impossible, the word itself says 'I'm possible'!
AUDREY HEPBURN
ponita şu anda kitap okumuyor.