HAFIZALARDAN SİLİNMEYEN ÇİKOLATA ROMANININKAHRAMANLARINDAN SÜRÜKLEYİCİ YENİ BİR MACERA....Vianne, kızları Rosette ve Annie ile birlikte kaçmakta oldukları geçmişlerinden kurtulmak için Parise gelip Montmartrenin parke taş-lı sokaklarında bir eve yerleşirler.Bir çikolata dükkânının üst katında kendilerini mutlu hissetmeseler de göze batmadan sessiz bir yaşam sürdürmeye başlarlar. Yaşam-larını altüst eden fırtınalar ve kaçışlar artık dinmiştir, en azından şimdilik.Ancak, kötü geçmişini ve sürdürdüğü sahte yaşamları herkesten ustalıkla saklayan lolipop pabuçlu Zozie de lAlba ailenin huzurlu ya-şamına bir fırtına gibi girer ve o günden itibaren her şey değişmeye başlar. Ailenin kadına olan dostça yaklaşımı aslında göründüğü gibi biri olmayan acımasız Zozie de lAlbanın planlarını değiştirmeyecektir.Vianne yaşamlarına giren bu kötü kadının planlarını anladığında artık bir seçim yapması gerektiğinin farkına varır. Ya daha önce de defalarca yaptığı gibi her şeyi yüzüstü bırakıp kaçacak ya da kalıp azılı düşmanıyla yüzleşecektir.Ama her şeyden önce kendisiyle...YAZAR HAKKINDAJoanne Harris, 1964 yılında Yorkshireda doğmuştur. Annesi Fransız, babası İngilizdir. Cambridge de Saint Cetharires Kolejinde modern ve ortaçağ dilleri eğitimi almıştır. Leedsde bir erkek ortaokulunda Fransızca öğretmenliği yapmıştır. 1989 yılında ilk romanını yazmıştır. Harris çeşitli üniversitelerce verilmiş Edebiyat Dalında Fahri Doktora Ünvanına sahiptir ve 2001 yılından itibaren kendini yalnızca yazmaya adamıştır.YAZARIN ALTIN KİTAPLARDAKİ DİĞER KİTAPLARIÇikolata, Böğürtlen Şarabı, Beş Dilim Portakal, Kıyıdakiler, Kutsal Yalanlar, Merhaba Hoşça Kal, Centilmenler ve OyuncularPLANLANMIŞ REKLAM ÇALIŞMALARIHürriyet, Radikal Kitap Eki İlanları, E-Bülten
HAFIZALARDAN SİLİNMEYEN ÇİKOLATA ROMANININKAHRAMANLARINDAN SÜRÜKLEYİCİ YENİ BİR MACERA....Vianne, kızları Rosette ve Annie ile birlikte kaçmakta oldukları geçmişlerinden kurtulmak için Parise gelip Montmartrenin parke taş-lı sokaklarında bir eve yerl... tümünü göster
17. yüzyılın en tanınmış Fransız şairi La Fontaine'in bazı insan karakterlerini hicvetmek amacıyla, kahramanları hayvanlar aracılığıyla kurgulayıp manzum olarak kaleme aldığı mesel fabl'lar Hindistan'dan İran, Anadolu ve Avrupa'ya yayılmış, bütün dünyaca ünlenmiştir.
La Fontaine'den Masallar, edebiyatı masalla başlatan Dünya şairi Nâzım Hikmet'in cezaevindeyken Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla ve kendi ifadesiyle ''Okunduğunda hece vezniyle yazıldığı intibaı uyandıracak (...) hece veznine stilize edilmiş serbest vezinle'' yaptığı çevirinin söyleyiş biçimindeki yalınlık ve Türkçe lezzetiyle okundukça renklenen, hiç eskimeyecek, evrensel bir kitap.
17. yüzyılın en tanınmış Fransız şairi La Fontaine'in bazı insan karakterlerini hicvetmek amacıyla, kahramanları hayvanlar aracılığıyla kurgulayıp manzum olarak kaleme aldığı mesel fabl'lar Hindistan'dan İran, Anadolu ve Avrupa'ya... tümünü göster
''1939'da İstanbul'da tevkifanede başlanıp ................................biten bu kitap...''
(Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet, YKY, 2006)
İkinci Meşrutiyet'ten II. Dünya Savaşı sonrasına kadar çok geniş bir zaman diliminin öyküsünü (1908-1945) bu kitapta destanlaştırmıştır. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı Memleketimden İnsan Manzaraları, şiir, roman, öykü, oyun, senaryo, destan olmayan ve hepsini içeren yeni bir türün habercisi olmuştur.
Beş cilt halinde yayımlanan ve yaklaşık 20,000 mısra olan bu yapıt, Nazım Hikmet şiirinin doruğunu oluşturmaktadır. Memleketimden İnsan Manzaraları Türkiye'de ilk olarak Nazım Hikmet'in oğlu Memet Fuat'ın sahibi olduğu De Yayınevi tarafından 1966-1967 yıllarında 5 cilt olarak yayımlanmıştır. 2010 yılında dünya prömiyeri yapılan Nazım Hikmet'in ''Memleketimden İnsan Manzaraları''ndan Onbir Tablo adlı oyun, bu kitaptan seçilen sahnelerin Nihat Asyalı tarafından tiyatroya uyarlanması sonucu ortaya çıkmıştır.
''1939'da İstanbul'da tevkifanede başlanıp ................................biten bu kitap...''
(Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet, YKY, 2006)
İkinci Meşrutiyet'ten II. Dünya Savaşı sonrasına kadar ço... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliğinin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romanda önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalıdır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
******
Büyükler bazen, basit şeyleri anlaşılması zormuş, içinden çıkılmazmış gibi anlatabiliyor. Öyle karışık açıklamalar yapıyorlar ki, ne söylediklerini belki kendileri de anlamıyor. Mesela, neden birileri diğerlerini yönetmek ister? İyi giden şeyler, güzel şeyler neden bozulur? Nasıl olur da insanlar birbirlerine bu kadar haksızlık yapabilir?Bu sorulara verilen yalan yanlış cevapları bir yana bırakıp bir de George Orwellin Hayvan Çiftliğine bakalım. Bir çiftlik var ve bu çiftlikte hayvanlar sahiplerini kovup çiftliği ele geçiriyor. Kendi düzenlerini kuruyorlar. Sonra da öyle şeyler oluyor ki, okuyunca yaşadığımız dünyada olan bitenler bir anda açıklığa kavuşuyor. Evet: Hayvan Çiftliğinde yaşananlar, bu dünyada yaşananlara çok benziyor...
************
Aslında, bu kitap bir peri masalı olarak yazılmıştı... Orwell öyle diyordu eserine; büyükler için yazılmış bir masal... Eserde, hayvanları aç bırakan, öldüresiye çalıştıran, yavrularını mezbahaya satan zalim bir çiftçiye karşı hayvanların isyanı anlatılır. Hayvanlar ateşli bir idealizm ve coşkulu sloganlarla, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir cennet yaratmak için yola çıkarlar. Fakat, macera, büyük bir hüsranla neticelenir. Ve, Orwell, hayvanlar aleminde aktardığı bu öykü ile, aslında, Devrimin tanıdık yüzünü; liderlerin sahiplere, rejimin diktatörlüğe dönüşümünü resmeder... Hayvan Çiftliğindeki karakterler Rus Devriminden esinlenilerek resmedilir; domuz Napoleon tam bir Stalin portresidir. Fakat Hayvan Çiftliği sıradan bir Rus Devrimi hicvi değildir. Orwell'in mesajı çok daha derindir.
************
Beylik Çiftliği sahibi Mr. Jones, gece için kümesleri kilitledi, fakat o kadar içmişti ki, pencereleri kapamak aklına gelmedi. Fenerinden etrafa halkalı, titrek bir ışık yayılıyordu; yalpalayarak avluyu geçti, kapının arkasında çizmelerini tekmeleyip çıkardı, kilerdeki fıçıdan son bir bardak daha bira aldı ve Mrs. Jones'in çoktandır horlamakta olduğu yatağa doğru sendeledi.
******
İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edeb... tümünü göster
1930ların mali kriz içindeki İngilteresi... Papaz babasının kendisine dayattığı itaatkar ev kızı kimliğini zorla da olsa kabullenen ve kafası hem... mesleği hem de yoksullarla kurduğu ilişkilerle karmaşıklaşır bir genç kız, Dorothy...Ve hayatını alt üst eden, adını dahi unutturan bunalımlar... Orwellin sert ve insan kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.
1930ların mali kriz içindeki İngilteresi... Papaz babasının kendisine dayattığı itaatkar ev kızı kimliğini zorla da olsa kabullenen ve kafası hem... mesleği hem de yoksullarla kurduğu ilişkilerle karmaşıklaşır bir genç kız, Dorothy...Ve hayatını alt ... tümünü göster