Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyor bile olsa o, elinden tuttuğu sürece düşmemeyi başarabileceğine, umutsuzluğuna inat inanmak istiyordu ve ısrarla kaçınıyordu cevapları zorunlu sorulardan. Çünkü kaçmak ya da görmezden gelmek daha kolaydı canını yakan gerçeklerden. Birer buzdağı misali yükselmedikçe önünde, mucizeler diyarının dingin okyanusunda ilerlemek çekiciydi.
“Elimi, bıraksa devasa bir uçuruma düşecekmiş gibi sıkıca tutuyordu sevgili. Oysa uçurum bendim. Keşke bunu anlayabilseydi, keşke benimle olmanın sonsuz ve karanlık bir boşluğa düşmekten farksız olduğunu anlatabilseydim. “Yavaş ol kalbim” diye fısıldadım göğsümde çırpınan savaşçıya. Bırakmak istedikçe daha sıkı tutunuyordu ruhum umuduna. O benim güneşimdi ne yaparsam yapayım yörüngesinden çıkamazdım. İşte böyle bir mutluluktu benimki. Yolun sonunda gemimi parçalara ayıracak buzdağlarına, kör bir aşkın rotasıyla yol almaktı ve ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım gerçek beni yakalayacaktı biliyordum.
Gözlerinde cenneti görmüştüm ve cennet bana sonsuza dek yasaktı…”
Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyo... tümünü göster
Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır. En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe... Attığımız her adım, yaptığımız her işte kendimizi yansıtırız. Budur çözülmesi gereken bilmece...
Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acı... tümünü göster
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı 'Küçük Aptalın Büyük Dünyası' ile bol bol güldüren, ikinci kitabı 'Ve Geri Kalan Her Şey' ile yer yer hiizünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı 'Allah Beni Böyle Yaratmış 'ta 'Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan Imirzalıoğlu'nun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu' diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralı'yla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor...
'Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle' dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı 'Küçük Aptalın Büyük Dünyası' ile bol bol güldüren, ikinci kitabı 'Ve Geri Kalan Her Şey' ile yer yer hiizünlendiren PuCCa, serinin ü... tümünü göster
37 farklı dilde 40 milyondan fazla satan Alacakaranlık Serisinin yazarı Stephenie Meyerden serinin son kitabı Şafak Vakti... Bir vampiri sevdiğinizde, seçim hakkınız kalmaz. Bunun sevdiğiniz kişiyi inciteceğini bile bile nasıl kaçar, nasıl savaşırdınız? Sevdiğinize verebileceğiniz tek şey hayatınızsa, nasıl vermemezlik ederdiniz? Ya onu gerçekten seviyorsanız? Vazgeçilmez bir şekilde bir vampire âşık olmak, Bella Swan için, bir fantezi ve kâbusun gerçeğe karışmasıdır. Edward Cullena duyduğu yoğun tutkuyla bir tarafa, kurt adam Jacob Black ile arasındaki derin bağ ile öbür tarafa çekilmiş bir halde, nihai dönüm noktasına ulaşmak için kayıplar ve mücadele dolu çalkantılı bir yıl geçirmiştir. Artık kaçınılmaz bir seçimle karşı karşıyadır; ya ölümsüzlerin karanlık ama çekici dünyasına katılacak, ya da iki kabilenin arasında insan olarak hayatına devam edecektir. Bella artık kararını vermiştir ve kendisini muhtemelen yıkıcı ve anlaşılmaz sonuçları olacak benzeri görülmemiş bir olaylar zincirinin içinde bulur. Önce Alacakaranlıkta yıpranmış olduğunu, ardından Yeniay ve Tutulmada da dağılıp koptuğunu gördüğümüz ipler, artık tamamen düzeltilip bir araya gelecek gibi görünüyor. Peki ya bu sonsuza kadar gerçekleşmezse? Alacakaranlık efsanesinin heyecanla beklenen son kitabı, Şafak Vakti, milyonları büyüleyen bu romantik hikâyenin sırlarını ve gizemlerini aydınlatıyor.
37 farklı dilde 40 milyondan fazla satan Alacakaranlık Serisinin yazarı Stephenie Meyerden serinin son kitabı Şafak Vakti... Bir vampiri sevdiğinizde, seçim hakkınız kalmaz. Bunun sevdiğiniz kişiyi inciteceğini bile bile nasıl kaçar, nasıl savaşırdın... tümünü göster