Çağının toplumsal yapısının ve bu yapıya bağlı düşünüş biçiminin ürünü olan edebi akımların hemen hepsi sanatın diğer dallarını da etkilemiştir. Biz de edebiyatın, sanatın ve insanlığın gelişimini izlemek isteyen edebiyatseverler için edebi akımlar hakkında bilgi sahibi olmak bir gerekliliktir deyip, sizi test edelim istedik...
Not:Test alıntıdır.
Kaynak:Testi Gökhan Meşe hazırlamıştır.(Radikal)
Çağının toplumsal yapısının ve bu yapıya bağlı düşünüş biçiminin ürünü olan edebi akımların hemen hepsi sanatın diğer dallarını da etkilemiştir. Biz de edebiyatın, sanatın ve insanlığın gelişimini izlemek isteyen edebiyatseverler için edebi akımlar h... tümünü göster
Sorularımız genellikle en çok okuduğumuz ya da duyduğumuz dizelerden seçildi. Bazı cevaplar hemen aklınıza gelecek, bazılarıysa belki de sizi biraz zorlayacak. Güzel şiirleri hatırlatıp, hafızamızı biraz tazelemesi amacıyla, buyrun teste...
Kaynak:Radikal Kitap
Sorularımız genellikle en çok okuduğumuz ya da duyduğumuz dizelerden seçildi. Bazı cevaplar hemen aklınıza gelecek, bazılarıysa belki de sizi biraz zorlayacak. Güzel şiirleri hatırlatıp, hafızamızı biraz tazelemesi amacıyla, buyrun teste...
Kaynak... tümünü göster
''Sadece sokak aralarında yaşayanların değil, ışıltılı Kaf dağlarına bile çıkanların köpekler gibi yalnız ölmeyeceğini kim garanti edebilir? Hayattaki -hangi tür hayatta olduğu önemli değil- bütün hayatlardaki tek gerçek bu: Hepimiz, istisnasız hepimiz köpekler gibi yalnız öleceğiz. Fatih Kaynak da bunu söylüyor işte. Doğru söylüyor!'' Altay Öktem
''Kuyruğundaki pireyi dişlemeye çalışan uyuz bir köpeğin kendi etrafında dönüp durması gibi dolaşıp dururken ölümün etrafında durmak, dinlenmek, nefes almak yok. Bugün yok, yarın yok, düş yok, umut yok, Tanrı yok, aşk yok. Köpekler gibi yalnız öleceğiz.''
''Sadece sokak aralarında yaşayanların değil, ışıltılı Kaf dağlarına bile çıkanların köpekler gibi yalnız ölmeyeceğini kim garanti edebilir? Hayattaki -hangi tür hayatta olduğu önemli değil- bütün hayatlardaki tek gerçek bu: Hepimiz, istisn... tümünü göster
Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.Önümdeki beni buraya getirdi; ya da arkamdaki adımlarımı izledi ve işte sonunda buluştuk. Geçip gitmiş zaman böyle bir şeydir; ayak izleri birbirine karışır. Köpek yaşlanır, susar. Adını seslendiğinizde başını bile kaldırmaz.Artık önümde biri yok; kimsenin peşinden gitmiyorum. Biz, iki kişi, yıllarca birbirimize bakmaktan, birbirimizi anlamaya çalışmaktan yorulduk.İşte ilk yalanımı söylüyorum; iyi bir hikâyenin kahramanı başına buyruk olmalı, kalemi tutanın biçtiği role asla sadık kalmamalıdır!Aslında en başa gidip her şeyi yeniden yaşamayı ve gerçekten başına buyruk olmayı dilerdim ama yazmakla yetinmek zorundayım. Yaşadıklarımı bir kez de böyle yaratmamın ne sakıncası olabilir ki? Biz ikimiz; ben ve beni izleyen ya da ben ve benim izlediğim adam; anlamsızlığın keşfinden geliyoruz. Gemimiz bir yıkıntı halinde karaya vurdu. Bütün mürettebat öldü; tanığımız yok. Kıç tarafında hâlâ sallanan şey, bir bayrak değil; tayfalardan birinin donu.
Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidi... tümünü göster
Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.Önümdeki beni buraya getirdi; ya da arkamdaki adımlarımı izledi ve işte sonunda buluştuk. Geçip gitmiş zaman böyle bir şeydir; ayak izleri birbirine karışır. Köpek yaşlanır, susar. Adını seslendiğinizde başını bile kaldırmaz.Artık önümde biri yok; kimsenin peşinden gitmiyorum. Biz, iki kişi, yıllarca birbirimize bakmaktan, birbirimizi anlamaya çalışmaktan yorulduk.İşte ilk yalanımı söylüyorum; iyi bir hikâyenin kahramanı başına buyruk olmalı, kalemi tutanın biçtiği role asla sadık kalmamalıdır!Aslında en başa gidip her şeyi yeniden yaşamayı ve gerçekten başına buyruk olmayı dilerdim ama yazmakla yetinmek zorundayım. Yaşadıklarımı bir kez de böyle yaratmamın ne sakıncası olabilir ki? Biz ikimiz; ben ve beni izleyen ya da ben ve benim izlediğim adam; anlamsızlığın keşfinden geliyoruz. Gemimiz bir yıkıntı halinde karaya vurdu. Bütün mürettebat öldü; tanığımız yok. Kıç tarafında hâlâ sallanan şey, bir bayrak değil; tayfalardan birinin donu.
Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidi... tümünü göster
Herkes uyur. Uyku, geçmişle bugünü birbirine bağlar. Uyku sindirir, yaraları sarar. Uyku, zenginle fakiri, kadınla erkeği, insanla hayvanı eşitler. Benden başka herkesi.Belçikalı yazar Annelies Verbeke bu ilk romanında uykusuzluk çeken Maya ile gecenin içinde karşılaştığı ruhdaşı Benoitnın hikâyesini anlatıyor. Maya önceleri yakınlarının önerdiği ballı sıcak süt, gevşeme terapisi ve çeşitli benzeri yöntemlerle uyumaya çalışır ama başarılı olamaz. Kendisini anlayamayan ve yanında mışıl mışıl uyumaya devam eden sevgilisi Remco ile yolları ayrıldıktan sonra hayatı değişir ve kendisini daha da yalnız hissetmeye başlar. Çoğunluğun evlerinde, yataklarında uyuyarak geçirdiği gece saatlerinde Maya sokaklarda gezinir. Bu gezintilerden birinde tanıştığı, kendisi gibi uyuyamayan Benoit için Sadece bir uykusuzla anlaşabilirim çünkü diğerleri beni anlamıyor diye düşünür.
Herkes uyur. Uyku, geçmişle bugünü birbirine bağlar. Uyku sindirir, yaraları sarar. Uyku, zenginle fakiri, kadınla erkeği, insanla hayvanı eşitler. Benden başka herkesi.Belçikalı yazar Annelies Verbeke bu ilk romanında uykusuzluk çeken Maya ile gecen... tümünü göster