Uyku

Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.Önümdeki beni buraya getirdi; ya da arkamdaki adımlarımı izledi ve işte sonunda buluştuk. Geçip gitmiş zaman böyle bir şeydir; ayak izleri birbirine karışır. Köpek yaşlanır, susar. Adını seslendiğinizde başını bile kaldırmaz.Artık önümde biri yok; kimsenin peşinden gitmiyorum. Biz, iki kişi, yıllarca birbirimize bakmaktan, birbirimizi anlamaya çalışmaktan yorulduk.İşte ilk yalanımı söylüyorum; iyi bir hikâyenin kahramanı başına buyruk olmalı, kalemi tutanın biçtiği role asla sadık kalmamalıdır!Aslında en başa gidip her şeyi yeniden yaşamayı ve gerçekten başına buyruk olmayı dilerdim ama yazmakla yetinmek zorundayım. Yaşadıklarımı bir kez de böyle yaratmamın ne sakıncası olabilir ki? Biz ikimiz; ben ve beni izleyen ya da ben ve benim izlediğim adam; anlamsızlığın keşfinden geliyoruz. Gemimiz bir yıkıntı halinde karaya vurdu. Bütün mürettebat öldü; tanığımız yok. Kıç tarafında hâlâ sallanan şey, bir bayrak değil; tayfalardan birinin donu.

Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.İçim boş. Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.Önümdeki beni buraya getirdi; ya da arkamdaki adımlarımı izledi ve işte sonunda buluştuk. Geçip gitmiş zaman böyle bir şeydir; ayak izleri birbirine karışır. Köpek yaşlanır, susar. Adını seslendiğinizde başını bile kaldırmaz.Artık önümde biri yok; kimsenin peşinden gitmiyorum. Biz, iki kişi, yıllarca birbirimize bakmaktan, birbirimizi anlamaya çalışmaktan yorulduk.İşte ilk yalanımı söylüyorum; iyi bir hikâyenin kahramanı başına buyruk olmalı, kalemi tutanın biçtiği role asla sadık kalmamalıdır!Aslında en başa gidip her şeyi yeniden yaşamayı ve gerçekten başına buyruk olmayı dilerdim ama yazmakla yetinmek zorundayım. Yaşadıklarımı bir kez de böyle yaratmamın ne sakıncası olabilir ki? Biz ikimiz; ben ve beni izleyen ya da ben ve benim izlediğim adam; anlamsızlığın keşfinden geliyoruz. Gemimiz bir yıkıntı halinde karaya vurdu. Bütün mürettebat öldü; tanığımız yok. Kıç tarafında hâlâ sallanan şey, bir bayrak değil; tayfalardan birinin donu.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

231 sayfa


ISBN
9789752734340

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

marwe saykodelikdesik rencideruhlar Kafsiel bazgiruli
14 kişi

Okumak İsteyenler

Laliş kahvenin seki makbuldür denizim AKA sundaysmile
10 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski