... Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına sahibizdir.
İtiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim ömrüm, her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapayım, elimde değil. O restoran sürüngenleri, fiyaka kumkumaları, yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri, ticari bir şiveyle konuşan zehirli papağanlar, hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler, modanın ipiyle kuyuya inen kibirli cambazlar, tatile gebe fırlamalar, alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar, alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar... Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum! [Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının uyguladığı bir cezalandırma biçimi: Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve dili bu delikten sarkıtılır.]
Gerçi zamanla esnekleştim. Ulaşılması ve vazgeçilmesi en zor nimetin sükunet olduğunu anladım galiba. Tamam, zenginlere merhamet duyacak kadar güçlü değilim hâlâ, fakat sayıların artışındaki boşunalığın eşiğini görebiliyorum. İbrahim Kurban'dan öğrendiğim kadarıyla, yeşil banknotlar kamuflajdan başka bir şeye yaramıyor: Aptallığı, beceriksizliği, acizliği, yalnızlığı kamufle ediyorlar... Ayrıca, yetimlik zaman aşımına uğramaz, haddizatında yetim olmayanlar da yetimliğe doğru seyreder. Yani kimsesizlik, kimsenin tekelinde değildir: Kainat ve tarihin bekleme salonunda biraz soluklanıyoruz, çoğunlukla da adımız anonslanmadan kainata ve tarihe gömülüyoruz...
... Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına s... tümünü göster
Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Biz insanlar genlerimizin yüzde 98'ini şempanzelerle paylaşmaktayız. Fakat insan dinleri ve uygarlıkları kuran, iletişimin karmaşık ve çeşitli biçimlerini geliştiren, bilim öğrenen, şehirler inşa eden ve nefes kesici sanat eserlerini yaratan, gezegendeki egemen tür olmuşken, şempanzeler öncelikli olarak hayatta kalmaları için gereken temel gereksinimlerle ilgilenen hayvanlar olarak kalmışlardır. Evrimsel kuzenler arasında bu ayrımı yaratan DNA'daki yüzde 2'lik farklılık neyle ilgilidir? Bu büyüleyici, kışkırtıcı, tutkulu, bitimsizce eğlendiren kitapta Pulitzer ödüllü Jared Diamond, sıradışı insan hayvanının dikkat çekecek kadar kısa bir zamanda, dünyayı yönetme ve onu geri dönülmez biçimde mahvetme yeteneğini nasıl geliştirdiğini keşfediyor...
"Muhteşem.. Jared Diamond, davranışlarımız ve kökenlerimizle ilgili bu büyüleyici çalışmasını bir doğabilimci gözüyle ve filozof bilgeliğiyle ortaya koyuyor."
Diane Ackerman, A Natural History of the Senses kitabının yazarı
"Herkes bu enfes kitabı keyifle okuyacaktır. İnsan olmanın ne demek olduğunu anlamamıza yardım ediyor."
Paul Ehrlich, The Population Bomb kitabının yazarı
Biz insanlar genlerimizin yüzde 98'ini şempanzelerle paylaşmaktayız. Fakat insan dinleri ve uygarlıkları kuran, iletişimin karmaşık ve çeşitli biçimlerini geliştiren, bilim öğrenen, şehirler inşa eden ve nefes kesici sanat eserlerini yaratan, ge... tümünü göster
Vandana Shiva, Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan, Jamey Lionette'den makaleler
Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon Tarafından hazırlanmış Manifestolar
'Neden tohum özgürlüğüne ihtiyacımız var? Neden tohum özgürlüğü için harekete geçmeliyiz?
Çünkü tohumları köleleştirmeyi amaçlayan çeşitli yasal teknolojik yapılar yürürlüğe girmiş bulunuyor. Eskiden insanların insanları alıp sattığı, onlara kendi mülkleri gibi sahip oldukları kölelik sistemi vardı. Bazı insanlar bunun iğrenç ve gayrimeşru olduğunu düşündüler ve bunun durdurulması için bir hareket örgütlediler. Şimdi bizim yeni bir hareket örgütlemek için, dünya üzerindeki yaşamın tümüyle
köleleştirilmesini durdurmak için, geleceğimizin, özgürlüğümüzün tohumları için birlikte eyleme geçmemiz gerekiyor.
Beş büyük şirket şimdiden dünya tohum kaynaklarının yüzde 75'ini ele geçirmiş durumda. Herşeyi ele geçirmelerine izin veremeyiz.
Tohumlarımızı ve tohumların özgürlüğünü geri almalıyız.'
Vandana Shiva, Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan, Jamey Lionette'den makaleler
Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon Tarafından hazırlanmış Manifestolar
'Neden tohum özgürlüğüne ihtiyacımız var? Neden tohu... tümünü göster
Vandana Shiva Su Savaşlarında, yerel topluluklara ait su haklarının tarihsel gerileyişini ele alıyor. Uluslararası su ticaretini, baraj inşaatlarını, yeraltı suyu madenciliğini ve sulu tarımı inceleyerek dünyanın nasıl yok edildiğini ve yoksul halkların çok değerli bir ortak mülk üzerindeki haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını gözler önüne seriyor. Günümüzde çoğu zaman etnik veya dinsel savaşlar şeklinde maskelenen önemli pek çok ihtilafın, aslında kıt ve yaşamsal öneme sahip doğal kaynaklar üzerinde yaşanan çatışmalardan beslendiğini iddia ediyor.Su Savaşları suyun tarih boyunca yerel topluluklar içinde oynadığı ruhani ve geleneksel rolü övgüyle karşılarken, su özelleştirmesinin tüm dünyada yerel kültürleri ve yoksul halkların yaşam kaynaklarını tehdit ettiği uyarısında bulunuyor.
Vandana Shiva Su Savaşlarında, yerel topluluklara ait su haklarının tarihsel gerileyişini ele alıyor. Uluslararası su ticaretini, baraj inşaatlarını, yeraltı suyu madenciliğini ve sulu tarımı inceleyerek dünyanın nasıl yok edildiğini ve yoksul halkla... tümünü göster