Bir gün bir arkadaşım "sence neden insanlar kitap okumayı sever" diye sordu... .Aslında beklediği cevap değildi.. nedenini sormamı bekliyordu..."Neden?" dedim...
Yalnız olmadığımızı hissetmek için dedi. Haklıydı da...Ne zaman dünya üstüme yıkılsa, kitaplara saldırırım..
Kitaplar benim panik odamdır.Duvarlarına sırtımı dayarım..Roman kahramanı elini omzuma koyar..."Üzülme" der..Biz varız...
Bir gün bir arkadaşım "sence neden insanlar kitap okumayı sever" diye sordu... .Aslında beklediği cevap değildi.. nedenini sormamı bekliyordu..."Neden?" dedim...
Yalnız olmadığımızı hissetmek için dedi. Haklıydı da...Ne zaman dünya üstüme yıkılsa... tümünü göster
2020'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2020'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Hırslı ve zeki Janie Cox, yıllar sonra okul arkadaşı Florence Bravo'yla karşılaşmasından sonra kendisini hiç ummadığı olaylar içersinde bulur.
Hırslı ve zeki Janie Cox, yıllar sonra okul arkadaşı Florence Bravo'yla karşılaşmasından sonra kendisini hiç ummadığı olaylar içersinde bulur.
Pangea’ya vahşet ve ölüm yaklaşmaktaydı. Bu ilkel insanların barındığı adanın ötesinde, kötü güçler, kötü amaçlarla birleşiyordu. Pangea savaşın mekânı olacaktı görünüşe göre. Üzerinde yaşayan kabile ise yaklaşan tehlikenin farkında değildi. Verimli topraklarına ve parıltılı elmaslarına göz konduğundan habersiz, günlük hayatlarına devam ediyordu. Yaratıcıları sandıkları tahtaya tapıyor, tamtamlar eşliğinde dans ediyor ve yılan yiyorlardı. Anlaşılacağı üzere epeyi akılsızdılar. En akıllıları Obi, Pangealılar’a tahammül edemiyordu artık. Bu adadan gitmeliydi. Büyü, entrika, komplo, dehşet, aşk gibi kullanabileceği her şeyi de kullanmaya hazırdı.
Sevimsiz Tanrılar sizi işte bu gizemli maceraya davet ediyor.
Pangea’ya vahşet ve ölüm yaklaşmaktaydı. Bu ilkel insanların barındığı adanın ötesinde, kötü güçler, kötü amaçlarla birleşiyordu. Pangea savaşın mekânı olacaktı görünüşe göre. Üzerinde yaşayan kabile ise yaklaşan tehlikenin farkında değildi. Verimli... tümünü göster
Devletin derinlikleri, toprağın derinliklerinden daha karanlıktır.
1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam: Şehsuvar Sami… Bir zamanların İttihat ve Terakki fedaisi, şimdilerin yorgun komitacısı. Şehsuvar Sami'nin etrafında dönen amansız bir entrika. Bir yanda kaybettiği ama hiçbir zaman yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester, öte yanda yaşanılan tarihsel bozgun… Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru: Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?
"Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar." Kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum, ne yazık ki doğru… Doğru, lakin eksik. Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir.
Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan…
Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim, kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi? Şimdi bilmiyorum…
(Tanıtım Bülteninden)
Devletin derinlikleri, toprağın derinliklerinden daha karanlıktır.
1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam: Şehsuvar Sami… Bir ... tümünü göster
Serinin diğer kitaplarından farklı olmasını zaten bekliyordum ancak yazar öldükten sonra tamamlanıp basıldığı için biraz yavan aynı tadı alamadım
Serinin diğer kitaplarından farklı olmasını zaten bekliyordum ancak yazar öldükten sonra tamamlanıp basıldığı için biraz yavan aynı tadı alamadım