2004 France-Turquie Ödülü
Otobiyografik unsurların ağır bastığı bir öyküler toplamı Öğleden Sonra Aşk. Yer yer yazarın anılarıyla da harmanlanan öykülerde cinsel aşk, Nedim Gürsel'in diğer öykülerinde de olduğu gibi, bir ön tema olarak belirginleşiyor. Bir söyleşisinde Cinselliği aşkın temeli saydığını vurgulayan Nedim Gürsel, sözlerini şöyle sürdürüyor: Cinsel tutku yoksa duygular da oluşmaz. Bu anlamda ben romantik aşka karşı bir söylem geliştirmek istedim bu kitapta. Mutlak aşka gelince galiba bunun içinde her şey var, hem duygular hem cinsellik var hem de yıkıma dönüşen ya da dönüşebilecek bir tutku var, şiddet var. Kitaptaki öyküler bu üçünü de taşıyor. Duygu da var ama her zaman cinsellikten sonra geliyor. Örneğin Mahmur Çiçeği'nde otomobili kullanan kadının bir eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle sevgilisini doyuma vardırdığı bölümler... Burada, cinsel anlamda çok güçlü yaşanmış ilişkilerden doğan çok güçlü duygular var. Olay belki erotizmin sınırlarını da aşıyor fakat oradan fışkırmasını istediğim bir tutkunun olduğunu ümit ediyorum.
2004 France-Turquie Ödülü
Otobiyografik unsurların ağır bastığı bir öyküler toplamı Öğleden Sonra Aşk. Yer yer yazarın anılarıyla da harmanlanan öykülerde cinsel aşk, Nedim Gürsel'in diğer öykülerinde de olduğu gibi, bir ön tema olarak belirg... tümünü göster
Murathan Mungan'ın yeni kitabı çok ilgi görecek. "Yazınca da Geçmiyor", "Kedi Kapısı", "Fal Metinleri", "Bende Kalanlar" ve "Aşkın Cep Defteri" başlıklı beş bölümden oluşan ve bilinen edebi türlerden birine kolay dahil edilemeyecek olan kitapta şiir, öykü, metin ve aforizmalar yer alıyor. Bir deftere yazılabilecek şeyler...
Aşk her zaman ardında okunacak bir şeyler bırakır.
Murathan Mungan'ın yeni kitabı çok ilgi görecek. "Yazınca da Geçmiyor", "Kedi Kapısı", "Fal Metinleri", "Bende Kalanlar" ve "Aşkın Cep Defteri" başlıklı beş bölümden oluşan ve bilinen edebi türle... tümünü göster
Bazı eleştirmenlerin şeytanın avukatı sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassafın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla sunduğumuz Cehenneme Övgüsü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük totaliter dünyalarımızı afişe ediyor, daha doğrusu yüzümüze vuruyor. Totalitarizmin -anne karnındaki bebeğin beslenmesi gibi- bireyle toplumu bağlayan göbek bağıyla semirdiğini, hayata ilişkin algılarımızı ve kimi dayatılan kimisini de gönüllü olarak kabul ettiğimiz kavramları irdeleyerek gösteriyor. Cehenneme Övgü, yazarın kendiyle hesaplaştığı, herkesi de hesaplaşmaya çağıran, hatta kışkırtan bir kitap.
Bazı eleştirmenlerin şeytanın avukatı sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassafın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla sunduğumuz Cehenneme Övgüsü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük totaliter dünyalarımızı afişe ediyor, daha doğrusu yü... tümünü göster
Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un belki de en kolay okunan kitabıdır. Kolay okunur, çünkü konu çok somuttur: “Kadın ve edebiyat.”
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladıkları “ezeli” ve de “ezici” bir soru vardır: “Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?” İşte Virginia Woolf bu “yakıcı” soruya, tarihsel ilişkilerin kökenine inip kütüphane raflarında şöyle bir gezindikten ve de kısa bir kadın edebiyatı tarihçesi çıkardıktan sonra esaslı bir yanıt getiriyor. Ve şöyle sesleniyor kadınlara: “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”
Woolf, mantıkla olduğu kadar hayalle, nükteyle olduğu kadar bilgiyle ve gerçek bir romancının hayalgücüyle konuşur.
The New York Times
Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un belki de en kolay okunan kitabıdır. Kolay okunur, çünkü konu çok somuttur: “Kadın ve edebiyat.”
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladı... tümünü göster