Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar’ın yazmış olduğu ilk romandır. Kitap ilk kez 1995 yılında İletişim Yayınları tarafından basıldı. Yayınlandığı andan itibaren hem içerik hem biçim olarak ilgi gördü. Birçok yeni baskısı yapıldı ve eleştirmenler tarafından olumlu değerlendirmelere tabi tutuldu. Bu kitap dolayısıyla Anar için “edebiyatın yeni soluğu” tanımlaması yapıldı. Kitap, İhsan Oktay Anar’ın bir felsefeci olduğunu göstermiş ve okuyucuya bu derinliği iletebilmiştir. Ayrıca kitaptaki düzgün ve akıcı anlatımın okuyucu üzerindeki tesiri sayesinde tarihe olan ilgi artmıştır.
Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar’ın yazmış olduğu ilk romandır. Kitap ilk kez 1995 yılında İletişim Yayınları tarafından basıldı. Yayınlandığı andan itibaren hem içerik hem biçim olarak ilgi gördü. Birçok yeni baskısı yapıldı ve eleştirmenler t... tümünü göster
Bakalım hatırlayacak mıyız ?
Bakalım hatırlayacak mıyız ?
Bu eserde; dünya tarihi boyunca insanlığa hükmetmek isteyen güçleri, onların güç kaynaklarını ve yapılarını bulacaksınız. Dinleri, dilleri, ırkları, coğrafyaları, kültür ve medeniyetleri her ne kadar farklı olsa da, tüm insanların, değişik tarihsel dönemlerde karşılaştıkları ve her zaman boyun eğmek zorunda kaldıkları; Ruhban Sınıfı İktidarı, Kral İktidarı, Yalın İktidar, Devrim İktidarı ve İktisadi İktidar gibi egemen güçlerin tüm yönlerini ve yönetim güçlerini daha yakından öğreneceksiniz ve kendinizi günümüz açısından bile bazı dersler çıkarmaya mecbur hissedeceksiniz...
Bu eserde; dünya tarihi boyunca insanlığa hükmetmek isteyen güçleri, onların güç kaynaklarını ve yapılarını bulacaksınız. Dinleri, dilleri, ırkları, coğrafyaları, kültür ve medeniyetleri her ne kadar farklı olsa da, tüm insanların, değişik tarihsel d... tümünü göster
Siz hiç 150 kilo oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz, annenizi kaybettikten sonra hapiste yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu?Benim oldu.Peki ya sonra o yabancı ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile yaptığınız, o ülkedeki filmlerde başrol oynadığınız, 70 kilo verip filinta gibi olduğunuz, yeni ve mutlu bir hayat kurduğunuz, elinizi attığınız her işi altın yumurtlayan tavuğa çevirdiğiniz, her saniyenizi gülümseyerek geçirdiğiniz, hayatta istediğiniz her şeyi elde etmeye başladığınız oldu mu?Benim oldu.Nasıl mı?Gelin anlatayım...
Siz hiç 150 kilo oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak ç... tümünü göster
şeydaduran şu anda kitap okumuyor.