Grangé den beklentimin altinda olan bi kitap acikcasi daha leylekleein ucusu veya siyah lan gibi cok sasirtixi gelmedi.ama tabikide grangé in her kitabi degerlidir benim icin akici olmasada okurum her turlu
Grangé den beklentimin altinda olan bi kitap acikcasi daha leylekleein ucusu veya siyah lan gibi cok sasirtixi gelmedi.ama tabikide grangé in her kitabi degerlidir benim icin akici olmasada okurum her turlu
Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cinayet. Kan yok, cinayet aleti yok, yara bere yok... Biri yaşlı ve huysuz emekli bir polis, diğeri Çocuk Bürosunda görevli, ancak açığa alınmış uyuşturucu müptelası genç bir polis. Bu ikisi, gitgide hunharca bir hal alan ve peşpeşe işlenen cinayetlerin katilini veya katillerini bulmak için birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır, birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ancak bu cinayetler sıradan bir seri katilin işi değildir. Gizli servisler, naziler,Yahudiler, ülke içinde ülkeler, ve siyah bölgeler... Sanki birileri bir şeyleri gizlemek istemektedir. Fransanın göbeğinde başka bir ülke olabilir miydi? Bu ülkeye kim veya kimler göz yumuyordu? Burada neler yapılmaktadır? Kaçırılan çocuklar ile öldürülenler arasındaki bağ nedir? İki polisin çabası cinayetleri açığa kavuşturmaya yetecek midir? Yoksa...
Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cina... tümünü göster
Grangé polisiye dalinda bence en iyisi.ama bu kitapta eski yadi alamdiimi soylemek zorundayim. Cunku; kitapta bi olay zinciri bi katil ve seri cinayetleri kitabin % 70 bolimunu isgal edlyo ve birden o bitiyo ve asil kitabin konusu kisaca gecilip son nokta konuyo.yani pek keyif alamadim.
Grangé polisiye dalinda bence en iyisi.ama bu kitapta eski yadi alamdiimi soylemek zorundayim. Cunku; kitapta bi olay zinciri bi katil ve seri cinayetleri kitabin % 70 bolimunu isgal edlyo ve birden o bitiyo ve asil kitabin konusu kisaca gecilip son... tümünü göster
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransız yazar J. C. Grangé, tüm dünyada büyük yankı uyandıran son romanında okurlarını korkunç bir insan avının labirentlerinde dolaştırıyor.
Başkomiser Olivier Passan, Japon karısı Naoko’yla boşanmanın eşiğindedir. Bu arada Fransa’nın Seine-Saint-Denis ilinde vahşi cinayetler işlenmektedir. Katil, hamile kadınların karınlarını yarıp, çıkardığı fetüsleri yakmaktadır.
Passan bu cinayetleri Patrick Guillard adında bir adamın işlediğinden emindir ama Guillard her seferinde onun elinden
kurtulur.
Passan, Guillard hakkında derin bir araştırma yapar. Patrick Guillard’ın, anne babasının reddettiği, Çocuk sirgeme Kurumu’nun yurtlarında, koruyucu ailelerin yanında büyümüş, sorunlu bir çocuk ve doğuştan hermafrodit olduğunu keşfeder. Cinsiyetini seçme yaşına gelmeden, ameliyatlarla, testosteron iğneleriyle erkek olmasına karar verildiğini anlar.
Bir kaçıp kovalamaca Passan’ın hayatını değiştirecek ve olaylar hiç de beklenmedik bir yönde gelişecektir.
Kitapları tüm dünyada ve Türkiye’de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Grange, polisiye gerilim alanındaki tüm
birikim ve yeteneğini Kaiken’e ansıtmayı başarmış. Olaylar yine soluk kesecek nitelikte, gerilim yine üst düzeyde. Grangé sevenlerine heyecanlı ve zevkli bir okuma vaat ediyor.
Kitaptan
Koruyucu eldivenlerini taktı, cesedi odanın diğer ucuna kadar yerde sürüdü ve atıkların boşaltıldığı lağım çukurunun
kapağını açtı. Acı ve keskin asit kokusu boğazını yaktı.Suyun yüzeyinde yansımasını gördü. Solgun, olağanüstü bir heykeli andıran, sadece yok etmeyi düşünen, kapkara dalgalarla şaşkın bir siluet…
Kendine olan inancı daha güçlü bir şekilde geri geldi. Bu akşam, Gece Süvarisi burada olacaktı. Onun peşindeydi. Onun yapacağı en ufak hareketi, yanlışlığı kolluyordu. Öyleyse harekete geçme zamanıydı.
Ayağıyla cesedi yuvarladı ve üzerine su sıçramaması için geriye kaçtı. Çukurdan
yanmış et kokusuyla daha yoğunlaşan iğrenç kokulu bir duman yükselirken,
gözlerini kapattı ve kollarını açtı. Son yeniden doğuş bu akşamdı.
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransı... tümünü göster
Oldukca iyi ve akici.polisiye en sevdigim tarzdir.
Farkl ibi konusu var .yani iyi bir roman olmuş
Oldukca iyi ve akici.polisiye en sevdigim tarzdir.
Farkl ibi konusu var .yani iyi bir roman olmuş
Geleceği görmek ister miydiniz? Peki ya insanların düşüncelerini okuyabilmeyi? Yanıtlamadan önce bunu bir kez daha düşünün, bedeli sandığınızdan da ağır olabilir, Linda Hovvard bu romanında sizi gerçekliğinizden koparacak, belki de keşkelerle süslediğiniz bir aşkı yeniden sorgulamanızı sağlayacak. Geçmişten kaçış yok peki ya yarınlardan? Umut etmek ya da direnip yalnızlaşmak... Tercih sizin,:.New York Timesın en çok satanlar listesini ait üst eden romanların yaratıcısı Linda Howard Hep Senin Yanındayım adlı gerilim ve aşk doiu, soluk kesen yeni romanıyla okuyucularının karşısinda. Linda Howardın etkileyici ve bir o kadar da samimi üslubu sayesinde kahramanların nasıl ete kemiğe büründüğüne siz de şaşıracaksınız..
Geleceği görmek ister miydiniz? Peki ya insanların düşüncelerini okuyabilmeyi? Yanıtlamadan önce bunu bir kez daha düşünün, bedeli sandığınızdan da ağır olabilir, Linda Hovvard bu romanında sizi gerçekliğinizden koparacak, belki de keşkelerle süsledi... tümünü göster
sinan11 şu anda kitap okumuyor.