Arka Kapak
Filmi de büyük ilgi gören, 90'ların kült romanı Trainspotting'in yazarı Irvine Welsh, 2000'lerde Porno ile yine avantgard-underground edebiyatın sınırlarını zorluyor.
Trainspotting devam ediyor... Ama bu kez küçük bir porno işinde... Yaşları hayli ilerlemiş eski çete arkadaşları tekrar bir arada. Peki, 90'ların cankileri 2000'li yıllarda clubber olunca hayatlarında ne değişti? Çetenin sabıkalısı Mark Renton, eski arkadaşları tarafından tekrar bağra basılınca ''huylu huyundan vazgeçti mi?''
Cesur anlatımı, etkileyici ironik dili, şaşırtıcı aksiyonuyla yeni bir fenomen olmaya aday romanıyla tekrar okuruyla buluşuyor Welsh. Hâlâ Welsh'i okumamış olanlar, Porno'dan öğreneceğiniz çok şey var.
Arka Kapak
Filmi de büyük ilgi gören, 90'ların kült romanı Trainspotting'in yazarı Irvine Welsh, 2000'lerde Porno ile yine avantgard-underground edebiyatın sınırlarını zorluyor.
Trainspotting devam ediyor... Ama bu kez küçük bir po... tümünü göster
Trainspotting, dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü. Kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu hayatların baştan kabulü… Trainspotting, şimdi ve her zaman, bir iş-bir eş-bir yuva masallarıyla doymaktansa hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin gün sonu özeti. Yaşamlarını kariyerle ya da ilişkileriyle anlamlandırmaya çalışanlara inat, bambaşka şeylerin üzerine şeytan arabalarıyla tam gaz gidenlerin çarpıcı, unutulmaz, kafası güzel ve hazmı zor hikâyesi Trainspotting.
BİZİ SEÇ. HAYATI SEÇ... ÇAMAŞIR MAKİNESİ SEÇ, ARABA SEÇ, BİR KANEPEYE OTURUP AĞZINA BERBAT ŞEYLER TIKIŞTIRARAK BEYİN UYUŞTURUCU VE RUH ÇÖKERTİCİ APTAL TELEVİZYON PROGRAMLARI SEYRETMEYİ SEÇ. BİR HUZUR EVİNDE ÜZERİNE SIÇIP İŞEYEREK ÇÜRÜMEYİ, BENCİL VE KAFAYI YEMİŞ ÇOCUKLARIN İÇİN BİR UTANÇ KAYNAĞI OLMAYI SEÇ. HAYATI SEÇ.
İyi de, ben hayatı seçmemeyi seçiyorum.
''Irvine Welsh, Britanyanın en iyi yazarlarından biri.'' -Nick Hornby
''Bugüne değin yazılmış en iyi kitap. İncilden çok satmayı hak ediyor.'' -Rebel, Inc.
Trainspotting, dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü. Kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu hayatların baştan kabulü… Trainspotting, şimdi ve her zaman, bir iş-bir eş-bir yuva masallarıyla doymaktansa hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin gün sonu... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Dullar Kasabasından Masallar; arka planda iç savaşın hüküm sürdüğü, sürükleyici bir cinsel kimlik ve cinselliği keşif romanıdır. Kolombiya Dağlarında küçük bir kasaba olan Mariquitaya hükümete karşı propaganda amacıyla gelen gerillalar, kasabanın bütün erkeklerini kendilerine katılmaya zorlar ve arkalarında neredeyse bütün nüfusu kadınlardan oluşan bir kasaba bırakırlar. Kısa sürede yokluk, pislik ve mateme boğulan kasabada, artık erkekler olmadan hayatta kalmak imkansız gibi görünürken... Ülkede hüküm süren çatışmaların kaderiyle başbaşa bıraktığı kadınların herşeye rağmen yoktan var ettiği yepyeni topluluk, ironiktir ki kasabayı yok olmanın eşiğine getiren gerillaların ancak hayalini kurduğunu ütopik toplumun ta kendisidir.James Cañón politik göndermelerle dolu harika bir kitap yazmış. Dullar Kasabasından Masallarda tarihin ataerkil ve yozlaşmış akışının, yetkinin kadınlara devredilmesiyle baştan aşağı değişik bir yol izleyebileceği hayalini kuruyor, Cañón. Amacına sadakati Swiftle, büyüleyiciliği Marquezle, zekası Pamukla yarışan; öfke, tutku ve espri anlayışı ise tümüyle kendine özgü, yetenekli bir hikayeci.Maureen HowardAristophanesin Lysistrata ile araladığı perdeyi biraz daha açan Cañón ilk romanında Kolombiyalı kadınları efsaneler sıralamasında ilk sıraya yerleştiriyor... Marquez, Cortazar ve Vargasın gerçekliği, popüler kültürün hafif bir dokunuşuyla bugüne taşınmış.Kirkus ReviewsBu heyecan verici kitap dünyanın kadınların -özellikle de Mariquita kadınlarının- şefkatli ellerine teslim edilmesi durumunda bugün olduğundan çok daha iyi bir yer olacağı iddiasına gerçeklik kazandırıyor.Library Journal
Dullar Kasabasından Masallar; arka planda iç savaşın hüküm sürdüğü, sürükleyici bir cinsel kimlik ve cinselliği keşif romanıdır. Kolombiya Dağlarında küçük bir kasaba olan Mariquitaya hükümete karşı propaganda amacıyla gelen gerillalar, kasabanın büt... tümünü göster
Dullar Kasabasından Masallar; arka planda iç savaşın hüküm sürdüğü, sürükleyici bir cinsel kimlik ve cinselliği keşif romanıdır. Kolombiya Dağlarında küçük bir kasaba olan Mariquitaya hükümete karşı propaganda amacıyla gelen gerillalar, kasabanın bütün erkeklerini kendilerine katılmaya zorlar ve arkalarında neredeyse bütün nüfusu kadınlardan oluşan bir kasaba bırakırlar. Kısa sürede yokluk, pislik ve mateme boğulan kasabada, artık erkekler olmadan hayatta kalmak imkansız gibi görünürken... Ülkede hüküm süren çatışmaların kaderiyle başbaşa bıraktığı kadınların herşeye rağmen yoktan var ettiği yepyeni topluluk, ironiktir ki kasabayı yok olmanın eşiğine getiren gerillaların ancak hayalini kurduğunu ütopik toplumun ta kendisidir.James Cañón politik göndermelerle dolu harika bir kitap yazmış. Dullar Kasabasından Masallarda tarihin ataerkil ve yozlaşmış akışının, yetkinin kadınlara devredilmesiyle baştan aşağı değişik bir yol izleyebileceği hayalini kuruyor, Cañón. Amacına sadakati Swiftle, büyüleyiciliği Marquezle, zekası Pamukla yarışan; öfke, tutku ve espri anlayışı ise tümüyle kendine özgü, yetenekli bir hikayeci.Maureen HowardAristophanesin Lysistrata ile araladığı perdeyi biraz daha açan Cañón ilk romanında Kolombiyalı kadınları efsaneler sıralamasında ilk sıraya yerleştiriyor... Marquez, Cortazar ve Vargasın gerçekliği, popüler kültürün hafif bir dokunuşuyla bugüne taşınmış.Kirkus ReviewsBu heyecan verici kitap dünyanın kadınların -özellikle de Mariquita kadınlarının- şefkatli ellerine teslim edilmesi durumunda bugün olduğundan çok daha iyi bir yer olacağı iddiasına gerçeklik kazandırıyor.Library Journal
Dullar Kasabasından Masallar; arka planda iç savaşın hüküm sürdüğü, sürükleyici bir cinsel kimlik ve cinselliği keşif romanıdır. Kolombiya Dağlarında küçük bir kasaba olan Mariquitaya hükümete karşı propaganda amacıyla gelen gerillalar, kasabanın büt... tümünü göster