thepassenger

Profil Resmi
1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
thepassenger kütüphanesine ekledi.
Ölü Canlar

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nNikolay Vasilyeviç Gogolün (1809-1852) eseri Ölü Canlar, 19. yüzyılın büyük romanlarından biridir. Rus edebiyatında Romantizmin bilinen kurallarım bırakıp, konularını günlük yaşamın içinden almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, eserinde bir Rus taşra kasabasındaki yaşantıyı ince bir ironiyle yansıtırken yöneticilere getirdiği eleştirilerini de romanın içine ustaca yaymayı bilir. Ölü Canlar, bu yüzden yayımlandığı yıllarda bütün eleştirmenleri karşısına alan ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan önemli bir eserdir.Gogol bu romanı Puşkinin ona ön bilgiler vermesi üzerine yazmıştır. Bir epik roman yazma amacıyla başladığı eserini Dantenin îlahi Komedyasına benzeten Gogol, sağlığında yayımlayabildiği ilk bölümüyle dünya edebiyatına bir başyapıt bırakmıştır.Ölü Canlar, kahramanı Çiçikovun dolandırıcı kişiliği ve onun ilişki kurduğu toprak sahibi ve bürokrat çevresiyle olan ilişkilerini anlatır. Gogol, eseri hakkında, Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer, demiştir.\n\n\n\n\n\nÖlü Canlar, resmi kayıtlara geçmiş bir ölü can satın alma olaynı dayanır. Romanın başkahramanı Çiçikov, kanunlara göre toprak sahiplerinin malı olan köleleri satın almaktadır; ancak Çiçikovun satın almak için Rusyanın birçok kenitini gezdiği kölelerin özelliği, onlar ölü omlalarıdır. Çiçikov, ölmüş ama adları nüfus kütüğünden silinmemiş köleleri satın alarak zengin olmanın hayalini kurar. Gogolün üç cilt olarak tasarlamasına karşın bitiremediği, yazıldığı dönemde pek çok eleştiriyi beraberinde getiren Ölü Canlar, dünya edebiyatının başyapıtlarından biridir.Baş kahraman Çiçikov bir sahtekârdır, ortama bir bukalemundan daha hızlı uyum sağlar, laf cambazıdır, dış görünüşüyle ve konuşmalarıyla güven uyandırabilen bir ustadır. Yoksa Gogol, Çiçikovun yardımıyla, onun yaptığı yolculuk ve ziyaretler sırasında kurduğu diyaloglar aracılığıyla toplumda gördüğü kusur ve aksaklıkları mı gösteriyor okurlarına? Ölü Canların sorunsalı işte bu soruların yanıtında saklı. Bu tür insanlarla dünyanın her yerinde ve tüm zamanlarda karşılaşma olasılığının yüksek olması ise Gogolün seçtiği konunun evrenselliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak, Ölü Canlar içeriğinde ele alınan sorunlarla güncelliğini, sanat değeriyle de dünya klasikleri arasındaki yerini hâlâ koruyor.Doç. Dr. Birsen KARACA\n\nGogol, orijinal el yazmalarını, şeytana uyarak yazdığı kuruntusuyla ateşe verdiği için elimizde ancak kurtulmuş sayfaları olan Ölü Canlar dünya edebiyatının başyapıtları arasında en çok sevilip okunanlar arasında yer alıyor. Bu sayfalar, gerçekten şeytana uyularak mı yazıldı hiçbir zaman bilmeyeceğiz ama bir şey var ki Puşkinin verdiği fikirle yazılan bu kitabın üstünden geçen tam 167 yıl onu hiç eskitmedi. Oysa bu 167 yılda güneşin altında neler neler eskidi, neler neler unutulup gitti.. Ama Ölü Canlar, adına inat hep diri kaldı. Çünkü insan dehasının insana dair yazdığı en güçlü metinlerden biriydi...
Konusunu Puşkinin verdiği, Gogolün buhranlar içinde yazdığı Ölü Canları Erol Güney-Melih Cevdet Anday ortak çevirisinden 1901 Rusça baskısının çizimleriyle birlikte okurlarımıza sunuyoruz. Nikolay Vasilyevic Gogolün 200. yaşının anısına...
Daha yüzlerce yıl okunması umuduyla.
\n\nGogol, Pavel Ivanovich Chichikovla giderek palazlanan iş bitirici ve şarlatan bir insan tipine ve onun can denilen serfler üzerine çevirdiği dolaplarla kazandığı güç üzerinden ise Rus kanunlarına, sınıfsal ilişkilere saldırmıştır. Chichikovun izlediği yol basittir; amacı, toprak sahiplerinden ölmüş olan serflerinin belgelerini satın alarak kendisini çok sayıda can sahibi zengin bir kişi olarak tanıtmak ve böylelikle saygın bir isim ve güç sahibi olmaktır.Bu, metnin yangından kurtarılan birinci bölümüdür. Rivayete göre Gogol, ilerleyen bölümlerde Chichikovu Rusyada kentten kente gezdirecek, değişik insanlarla tanıştıracak ve faziletli insanlar sayesinde onun bayağılaşmış ruhunu arındıracak bir kurgu düşünmüştü. Chichikov, Rusyanın bir temsiliydi ve Gogol, Rusyanın ahlaki kurtuluşu ile ilgili bir roman yazmayı planlamıştı. Özetle söylersek bu ilk bölüm gerçek Rusyayı ve Rus insanını anlatıyordu, ideal olanı ise -belki de inandırıcı bulmadığından- yakmıştı.
\n\nGogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha denen şey hep tuhaftır. Vladimir Nabokov Ölü Canlar, 19. yüzyıla damgasını vuran büyük Rus romanının miladı olarak kabul edilir. İşin başında üç cilt olarak tasarlanmış olmasına, Gogolün neredeyse tamamlanmış olan ikinci cildini ölmeden önce yok etmiş ve üçüncü cildini de hiç yazmamış olmasına rağmen, 1842de yayımlanan Ölü Canlar bütünlüklü bir kitaptır. Başkahraman Çiçikov, iktidar ve itibar sahibi bir beyefendi kimliğine sahip olabilmek için kurnazca bir yol bulur: Kasabadaki toprak sahipleriyle bir bir tanışıp görüşecek ve hepsini, ölmüş olan serflerinin isimlerini kendisine satmaları konusunda ikna edecektir. Hinoğluhin Çiçikovun akıllardan çıkmayacak maceralarını anlatan bu -Gogolün kullanmayı sevdiği ifadeyle- epik şiiri, Ergin Altayın Rusça aslından yaptığı çeviriden, yazarın önsözü ve Vladimir Nabokovun sonsözü eşliğinde okuyacaksınız.\n\nGogol, Ölü Canların birinci bölümünü sekiz yılda bitirebilmiştir. Bir işadamı olan, orta sınıftan sayılabilecek Çiçikov, ölmüş ama resmi kayıtlara geçmemiş serfler satın alıp kâğıt üzerinde yaşayan bu hayaletleri pazarlar. Ahlaki olmayan bir para kazanma yolu ve yozlaşma teması üzerine kurulu bu roman, dünya edebiyatında eşi örneği az bulunur bir hiciv klasiği olmuştur. Günümüz dünyasına bakıldığında şaşırtıcı bir güncellik kazanan Ölü Canlarda Gogol acılarla dolu bir yolda kapitalizme geçiş sürecindeki Rusyada, çürümekte olan, köhneleşmiş toprak köleliği sisteminin insan onuruna aykırılığını gözler önüne serer.Şeytani buluşun ödülü.\n\nBitirilmemiş olmasına rağmen dünya edebiyatında bir başyapıt ve çağının özlü bir sosyaleleştirisi sayılan Ölü Canlar ın kahramanı Çiçikov aracılığıyla Gogol, 19 yüzyıl ortalarındaki Rus toplumunun çürüyen yanlarını ortaya koymaktadır.\n\nÖlü Canlar, XIX. yüzylılın roman anıtlarından biridir. Rus edebiyatında romantizm kurallarını bırakıp, konularını yaşamdan almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, taşra kasabalarındaki halkın yaşantısını ince bir ironiyle yansıtırken egemen güçlerin nasırına basmayı çok iyi becerir. Ölü Canlar, bu yüzden eleştirmenleri çileden çıkaran ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan bir başyapıttır.Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki, ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer.\n\nBurada içimizden hangimizin daha suçlu olduğunu araştırmamız sormamız ne işe yarar? Belki ben hepinize daha başta pek ciddi ve haşin şekilde muamele etmişimdir? Belki, sizden pek fazla şüphelenmiş olmam bana samimi olarak faydalı olmakla arzusunu besleyenlerini benden uzaklaştırmıştıR.\n\nYalnızca bozuk düzenin acımasızca bir eleştirisi değil, insan ruhunun hastalıklı yanlarının acıklı bir güldürüsüdür.\n\nUsta yazar Gogol, bu eserde, 19. yy Rusyasının çürüyen yanlarını gerçekçi bir üslupla yansıtır. Kısa yoldan zengin olma peşine düşmüş Çiçikovun amacı, ölmüş fakat kayıtları henüz nüfus kütüğünden silinmemiş canları kâğıt üzerinde satın almaktır. Çünkü zamanın Rusyasında bir insanın itibarı ve zenginliği, sahip olduğu canlarla doğru orantılıdır. Gogol, düzenbaz Çiçikovu ölmüş serflerinin belgelerini satın almak üzere köy köy dolaştırırken, okuyucuyu da o dön Rusyasın bozuk düzenini üzerinde gezdirir.\n\n

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Profil Resmi
thepassenger okumuş.
Ölü Canlar

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nNikolay Vasilyeviç Gogolün (1809-1852) eseri Ölü Canlar, 19. yüzyılın büyük romanlarından biridir. Rus edebiyatında Romantizmin bilinen kurallarım bırakıp, konularını günlük yaşamın içinden almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, eserinde bir Rus taşra kasabasındaki yaşantıyı ince bir ironiyle yansıtırken yöneticilere getirdiği eleştirilerini de romanın içine ustaca yaymayı bilir. Ölü Canlar, bu yüzden yayımlandığı yıllarda bütün eleştirmenleri karşısına alan ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan önemli bir eserdir.Gogol bu romanı Puşkinin ona ön bilgiler vermesi üzerine yazmıştır. Bir epik roman yazma amacıyla başladığı eserini Dantenin îlahi Komedyasına benzeten Gogol, sağlığında yayımlayabildiği ilk bölümüyle dünya edebiyatına bir başyapıt bırakmıştır.Ölü Canlar, kahramanı Çiçikovun dolandırıcı kişiliği ve onun ilişki kurduğu toprak sahibi ve bürokrat çevresiyle olan ilişkilerini anlatır. Gogol, eseri hakkında, Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer, demiştir.\n\n\n\n\n\nÖlü Canlar, resmi kayıtlara geçmiş bir ölü can satın alma olaynı dayanır. Romanın başkahramanı Çiçikov, kanunlara göre toprak sahiplerinin malı olan köleleri satın almaktadır; ancak Çiçikovun satın almak için Rusyanın birçok kenitini gezdiği kölelerin özelliği, onlar ölü omlalarıdır. Çiçikov, ölmüş ama adları nüfus kütüğünden silinmemiş köleleri satın alarak zengin olmanın hayalini kurar. Gogolün üç cilt olarak tasarlamasına karşın bitiremediği, yazıldığı dönemde pek çok eleştiriyi beraberinde getiren Ölü Canlar, dünya edebiyatının başyapıtlarından biridir.Baş kahraman Çiçikov bir sahtekârdır, ortama bir bukalemundan daha hızlı uyum sağlar, laf cambazıdır, dış görünüşüyle ve konuşmalarıyla güven uyandırabilen bir ustadır. Yoksa Gogol, Çiçikovun yardımıyla, onun yaptığı yolculuk ve ziyaretler sırasında kurduğu diyaloglar aracılığıyla toplumda gördüğü kusur ve aksaklıkları mı gösteriyor okurlarına? Ölü Canların sorunsalı işte bu soruların yanıtında saklı. Bu tür insanlarla dünyanın her yerinde ve tüm zamanlarda karşılaşma olasılığının yüksek olması ise Gogolün seçtiği konunun evrenselliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak, Ölü Canlar içeriğinde ele alınan sorunlarla güncelliğini, sanat değeriyle de dünya klasikleri arasındaki yerini hâlâ koruyor.Doç. Dr. Birsen KARACA\n\nGogol, orijinal el yazmalarını, şeytana uyarak yazdığı kuruntusuyla ateşe verdiği için elimizde ancak kurtulmuş sayfaları olan Ölü Canlar dünya edebiyatının başyapıtları arasında en çok sevilip okunanlar arasında yer alıyor. Bu sayfalar, gerçekten şeytana uyularak mı yazıldı hiçbir zaman bilmeyeceğiz ama bir şey var ki Puşkinin verdiği fikirle yazılan bu kitabın üstünden geçen tam 167 yıl onu hiç eskitmedi. Oysa bu 167 yılda güneşin altında neler neler eskidi, neler neler unutulup gitti.. Ama Ölü Canlar, adına inat hep diri kaldı. Çünkü insan dehasının insana dair yazdığı en güçlü metinlerden biriydi...
Konusunu Puşkinin verdiği, Gogolün buhranlar içinde yazdığı Ölü Canları Erol Güney-Melih Cevdet Anday ortak çevirisinden 1901 Rusça baskısının çizimleriyle birlikte okurlarımıza sunuyoruz. Nikolay Vasilyevic Gogolün 200. yaşının anısına...
Daha yüzlerce yıl okunması umuduyla.
\n\nGogol, Pavel Ivanovich Chichikovla giderek palazlanan iş bitirici ve şarlatan bir insan tipine ve onun can denilen serfler üzerine çevirdiği dolaplarla kazandığı güç üzerinden ise Rus kanunlarına, sınıfsal ilişkilere saldırmıştır. Chichikovun izlediği yol basittir; amacı, toprak sahiplerinden ölmüş olan serflerinin belgelerini satın alarak kendisini çok sayıda can sahibi zengin bir kişi olarak tanıtmak ve böylelikle saygın bir isim ve güç sahibi olmaktır.Bu, metnin yangından kurtarılan birinci bölümüdür. Rivayete göre Gogol, ilerleyen bölümlerde Chichikovu Rusyada kentten kente gezdirecek, değişik insanlarla tanıştıracak ve faziletli insanlar sayesinde onun bayağılaşmış ruhunu arındıracak bir kurgu düşünmüştü. Chichikov, Rusyanın bir temsiliydi ve Gogol, Rusyanın ahlaki kurtuluşu ile ilgili bir roman yazmayı planlamıştı. Özetle söylersek bu ilk bölüm gerçek Rusyayı ve Rus insanını anlatıyordu, ideal olanı ise -belki de inandırıcı bulmadığından- yakmıştı.
\n\nGogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha denen şey hep tuhaftır. Vladimir Nabokov Ölü Canlar, 19. yüzyıla damgasını vuran büyük Rus romanının miladı olarak kabul edilir. İşin başında üç cilt olarak tasarlanmış olmasına, Gogolün neredeyse tamamlanmış olan ikinci cildini ölmeden önce yok etmiş ve üçüncü cildini de hiç yazmamış olmasına rağmen, 1842de yayımlanan Ölü Canlar bütünlüklü bir kitaptır. Başkahraman Çiçikov, iktidar ve itibar sahibi bir beyefendi kimliğine sahip olabilmek için kurnazca bir yol bulur: Kasabadaki toprak sahipleriyle bir bir tanışıp görüşecek ve hepsini, ölmüş olan serflerinin isimlerini kendisine satmaları konusunda ikna edecektir. Hinoğluhin Çiçikovun akıllardan çıkmayacak maceralarını anlatan bu -Gogolün kullanmayı sevdiği ifadeyle- epik şiiri, Ergin Altayın Rusça aslından yaptığı çeviriden, yazarın önsözü ve Vladimir Nabokovun sonsözü eşliğinde okuyacaksınız.\n\nGogol, Ölü Canların birinci bölümünü sekiz yılda bitirebilmiştir. Bir işadamı olan, orta sınıftan sayılabilecek Çiçikov, ölmüş ama resmi kayıtlara geçmemiş serfler satın alıp kâğıt üzerinde yaşayan bu hayaletleri pazarlar. Ahlaki olmayan bir para kazanma yolu ve yozlaşma teması üzerine kurulu bu roman, dünya edebiyatında eşi örneği az bulunur bir hiciv klasiği olmuştur. Günümüz dünyasına bakıldığında şaşırtıcı bir güncellik kazanan Ölü Canlarda Gogol acılarla dolu bir yolda kapitalizme geçiş sürecindeki Rusyada, çürümekte olan, köhneleşmiş toprak köleliği sisteminin insan onuruna aykırılığını gözler önüne serer.Şeytani buluşun ödülü.\n\nBitirilmemiş olmasına rağmen dünya edebiyatında bir başyapıt ve çağının özlü bir sosyaleleştirisi sayılan Ölü Canlar ın kahramanı Çiçikov aracılığıyla Gogol, 19 yüzyıl ortalarındaki Rus toplumunun çürüyen yanlarını ortaya koymaktadır.\n\nÖlü Canlar, XIX. yüzylılın roman anıtlarından biridir. Rus edebiyatında romantizm kurallarını bırakıp, konularını yaşamdan almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, taşra kasabalarındaki halkın yaşantısını ince bir ironiyle yansıtırken egemen güçlerin nasırına basmayı çok iyi becerir. Ölü Canlar, bu yüzden eleştirmenleri çileden çıkaran ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan bir başyapıttır.Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki, ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer.\n\nBurada içimizden hangimizin daha suçlu olduğunu araştırmamız sormamız ne işe yarar? Belki ben hepinize daha başta pek ciddi ve haşin şekilde muamele etmişimdir? Belki, sizden pek fazla şüphelenmiş olmam bana samimi olarak faydalı olmakla arzusunu besleyenlerini benden uzaklaştırmıştıR.\n\nYalnızca bozuk düzenin acımasızca bir eleştirisi değil, insan ruhunun hastalıklı yanlarının acıklı bir güldürüsüdür.\n\nUsta yazar Gogol, bu eserde, 19. yy Rusyasının çürüyen yanlarını gerçekçi bir üslupla yansıtır. Kısa yoldan zengin olma peşine düşmüş Çiçikovun amacı, ölmüş fakat kayıtları henüz nüfus kütüğünden silinmemiş canları kâğıt üzerinde satın almaktır. Çünkü zamanın Rusyasında bir insanın itibarı ve zenginliği, sahip olduğu canlarla doğru orantılıdır. Gogol, düzenbaz Çiçikovu ölmüş serflerinin belgelerini satın almak üzere köy köy dolaştırırken, okuyucuyu da o dön Rusyasın bozuk düzenini üzerinde gezdirir.\n\n

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Profil Resmi
thepassenger okumuş.
Kelile ve Dimne

Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki de haftalar boyu süren söyleşiler sonnda yüzlerce öykü çıkar ortaya.O gün bugündür Kelile ve Dimne, yani fabl türünün en başarılı örneklerinden biri, bilgiye tutkun insanların elindedir. \n\nKelile ve Dimne Hintli Beydaba´nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem´in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem´e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne´deki hikayeleri Kelile ve Dimneve Balıkçıl Kuşu ile Yengeç adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz....\n\nDoğu´nun efsane klasiklerinden biridir Kelile ve Dimne. Otoriteler bu yapıtı değerendirirken İslam Dünyası´nın siyasi bilgelik geleneğine milat kabul ederler onu. Hind masalları, Fars hikayeleri ve Arap kıssaları, örünütülü bir şekilde içiçe geçmiştir bu eserde. Bu özelliği nedeniyle, doğumunun üç büyük medeniyetine ait kültürel dokunun kesişim ve kavuşum noktasını oluşturduğuna inanılır...\n\nKelile ve Dimnenin, adının Beydeba olduğu sanılan bir Hintli filozof tarafından M.S. 300 yılında yazıldığı sanılmaktadır. Kelile ve Dimne, hükümdarlara hükmet dersi verme amacını taşımaktadır. Çoğunlukla hayvan öykülerinden oluşur. Bu öykülerin izlerine La Fontaineden Ezopa, Nasrettin Hocadan Mevlanaya kadar her yerde rastlayabiliriz.\n\nHer biri okuduğum en güzel kitap dedirtecek güzellikte klasikler... 9-14 yaş grubu için özel olarak hazırlanan ve özenli baskıları ile benzerlerinden farklı olan bu klasikler hem okuma alışkanlığının yerleşmesi, hem de hayal dünyasının gelişmesi için çok önemli...\n\nİlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nKelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan en önemli siyaset/edebiyat klasikleri arasındadır. İbnül Mukaffayı anlamak için onun politik dilini doğru kavramak ve yorumlamak gerekir. O, çağındaki aydınlar arasında bilinen sembolik anlatımlara başvurmaktan çekinmemiş; sözgelimi, rüya yorumunda kullanılan ve özel anlamlar ifade eden pek çok kelimeyi ve kavramı siyasal edebiyatta da kullanmıştır. Machiavellinin bazı öneri ve benzetmelerinin şaşırtıcı bir şekilde Kelile ve Dimnedeki ifadeleri andırması da İbnül Mukaffayı ilginç kılan bir özelliktir.Edebiyat ve siyasetin sembollerle bezeli şaheseri...\n\nAhlak ve siyaset gibi çok önemli konuları içeren KELİLE VE DİMNE, yüzyılllardır çok tanınan ve çok okunan bir Doğu klasiğidir.Fabl türünün en önemli örnekleri arasında yer alan KELİLE VE DİMNE, devlet yöneticilerine önemli mesajlar vermektedir.KELİLE VE DİMNE, dünyanın pek çok diline çevrilip değişik yayınevleri tarafından defalarca yayınlanmış bir eserdir. Hint edebiyatının çağları aşıp da günümüze kadar ulaşan bu eşsiz eserinin, bundan iki bin yıl önce kaleme alındığı tahmin edilmektedir. KELİLE VE DİMNE, Hindistanda yazılmasına karşın, Türk edebiyatında çok geniş bir yer tutmuştur. Bu eserin bu kadar geniş bir coğrafyada farklı kültürlere mensup ülkeler tarafından kabul görmüş olması, onun çok beğenildiğinin ve çok okunduğunun açık göstergesidir.\n\nDizideki yapıtların özgün dillerinden ve sağlam kaynaklardan akıcı, doğal bir türkçeyle çevrilmesine özen gösterildi. Yazar ve yapıtlar hakkında açıklamalara yer verildi.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nEdebiyat tarihindeki ilk fabl örneklerinden biri olan Kelile ve Dimne, Hint hükümdarı Debşelem için yazılmıştır ve okuyanlarına iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı gösteren yaşam dersleri vermektedir. Beydebanın hükümdarına verdiği bu dersler bugün bile geçerliliğini korumaktadır. Bu yüzden de Kelile ve Dimne, Dünya Klasikleri arasındaki haklı yerini almıştır. Kitabın adı Beydebanın öykülerinden birinin kahramanı olan Kelile ve Dimne adlarındaki iki çakaldan geliyor. Kelile, doğruluğu ve dürüstlüğü Dimne de yanlışlığı ve yalanı simgeliyor. Her yaştan okurun severek okuyacağına inandığımız Hintli filozof Beydebanın öykülerini sizler için seçtik ve beğeninize sunuyoruz.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nKelile ve Dimne isimli eserin yazarı olan Beydeba, ünlü bir Hint filozofudur. Beydebanın I. yüzyılda yaşadığı, Baküde doğup daha sonra Hindistana gittiği söylenir. Bazı kaynaklarda Beydebanın Türk asıllı olduğu belirtilir.Beydeba, o dönemde Hindistan ülkesinin zalim kralı Debşelimi doğru yola getirmek için ahlaki öğütler veren Kelile ve Dimne eserini yazar. Bu eser yüzünden önce hapse atılır, ardından affedilerek devletin üst yönetiminde kendisine görevler verilir.Beydebanın Kelile ve Dimne isimli eserinin kahramanlarının çoğu hayvanlardan oluşur. Aslı Sanskritçe olan fabl türündeki bu eser, ismini, eserdeki ilk öykünün kahramanları olan Kelile ve Dimne adındaki iki çakaldan alır.Eser VI. yüzyılda İran diline daha sonra da Abdullah İbni El-Mukaffa tarafından Kelile ve Dimne ismiyle Arapçaya çevrildi.Türkçeye ilk çevirisi Sultan Murat Hüdavendigar döneminde yaşamış Mehmet Küşteri isimli bir âlim tarafından yapılmıştır.Kelile ve Dimne, Batı dillerine de çevrilmiş ve pek çok yazarın, şairin ilham kaynağı olmuştur.\n\n\n\n

Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki d... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Profil Resmi
thepassenger kütüphanesine ekledi.
Kelile ve Dimne

Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki de haftalar boyu süren söyleşiler sonnda yüzlerce öykü çıkar ortaya.O gün bugündür Kelile ve Dimne, yani fabl türünün en başarılı örneklerinden biri, bilgiye tutkun insanların elindedir. \n\nKelile ve Dimne Hintli Beydaba´nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem´in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem´e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne´deki hikayeleri Kelile ve Dimneve Balıkçıl Kuşu ile Yengeç adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz....\n\nDoğu´nun efsane klasiklerinden biridir Kelile ve Dimne. Otoriteler bu yapıtı değerendirirken İslam Dünyası´nın siyasi bilgelik geleneğine milat kabul ederler onu. Hind masalları, Fars hikayeleri ve Arap kıssaları, örünütülü bir şekilde içiçe geçmiştir bu eserde. Bu özelliği nedeniyle, doğumunun üç büyük medeniyetine ait kültürel dokunun kesişim ve kavuşum noktasını oluşturduğuna inanılır...\n\nKelile ve Dimnenin, adının Beydeba olduğu sanılan bir Hintli filozof tarafından M.S. 300 yılında yazıldığı sanılmaktadır. Kelile ve Dimne, hükümdarlara hükmet dersi verme amacını taşımaktadır. Çoğunlukla hayvan öykülerinden oluşur. Bu öykülerin izlerine La Fontaineden Ezopa, Nasrettin Hocadan Mevlanaya kadar her yerde rastlayabiliriz.\n\nHer biri okuduğum en güzel kitap dedirtecek güzellikte klasikler... 9-14 yaş grubu için özel olarak hazırlanan ve özenli baskıları ile benzerlerinden farklı olan bu klasikler hem okuma alışkanlığının yerleşmesi, hem de hayal dünyasının gelişmesi için çok önemli...\n\nİlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nKelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan en önemli siyaset/edebiyat klasikleri arasındadır. İbnül Mukaffayı anlamak için onun politik dilini doğru kavramak ve yorumlamak gerekir. O, çağındaki aydınlar arasında bilinen sembolik anlatımlara başvurmaktan çekinmemiş; sözgelimi, rüya yorumunda kullanılan ve özel anlamlar ifade eden pek çok kelimeyi ve kavramı siyasal edebiyatta da kullanmıştır. Machiavellinin bazı öneri ve benzetmelerinin şaşırtıcı bir şekilde Kelile ve Dimnedeki ifadeleri andırması da İbnül Mukaffayı ilginç kılan bir özelliktir.Edebiyat ve siyasetin sembollerle bezeli şaheseri...\n\nAhlak ve siyaset gibi çok önemli konuları içeren KELİLE VE DİMNE, yüzyılllardır çok tanınan ve çok okunan bir Doğu klasiğidir.Fabl türünün en önemli örnekleri arasında yer alan KELİLE VE DİMNE, devlet yöneticilerine önemli mesajlar vermektedir.KELİLE VE DİMNE, dünyanın pek çok diline çevrilip değişik yayınevleri tarafından defalarca yayınlanmış bir eserdir. Hint edebiyatının çağları aşıp da günümüze kadar ulaşan bu eşsiz eserinin, bundan iki bin yıl önce kaleme alındığı tahmin edilmektedir. KELİLE VE DİMNE, Hindistanda yazılmasına karşın, Türk edebiyatında çok geniş bir yer tutmuştur. Bu eserin bu kadar geniş bir coğrafyada farklı kültürlere mensup ülkeler tarafından kabul görmüş olması, onun çok beğenildiğinin ve çok okunduğunun açık göstergesidir.\n\nDizideki yapıtların özgün dillerinden ve sağlam kaynaklardan akıcı, doğal bir türkçeyle çevrilmesine özen gösterildi. Yazar ve yapıtlar hakkında açıklamalara yer verildi.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nEdebiyat tarihindeki ilk fabl örneklerinden biri olan Kelile ve Dimne, Hint hükümdarı Debşelem için yazılmıştır ve okuyanlarına iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı gösteren yaşam dersleri vermektedir. Beydebanın hükümdarına verdiği bu dersler bugün bile geçerliliğini korumaktadır. Bu yüzden de Kelile ve Dimne, Dünya Klasikleri arasındaki haklı yerini almıştır. Kitabın adı Beydebanın öykülerinden birinin kahramanı olan Kelile ve Dimne adlarındaki iki çakaldan geliyor. Kelile, doğruluğu ve dürüstlüğü Dimne de yanlışlığı ve yalanı simgeliyor. Her yaştan okurun severek okuyacağına inandığımız Hintli filozof Beydebanın öykülerini sizler için seçtik ve beğeninize sunuyoruz.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nKelile ve Dimne isimli eserin yazarı olan Beydeba, ünlü bir Hint filozofudur. Beydebanın I. yüzyılda yaşadığı, Baküde doğup daha sonra Hindistana gittiği söylenir. Bazı kaynaklarda Beydebanın Türk asıllı olduğu belirtilir.Beydeba, o dönemde Hindistan ülkesinin zalim kralı Debşelimi doğru yola getirmek için ahlaki öğütler veren Kelile ve Dimne eserini yazar. Bu eser yüzünden önce hapse atılır, ardından affedilerek devletin üst yönetiminde kendisine görevler verilir.Beydebanın Kelile ve Dimne isimli eserinin kahramanlarının çoğu hayvanlardan oluşur. Aslı Sanskritçe olan fabl türündeki bu eser, ismini, eserdeki ilk öykünün kahramanları olan Kelile ve Dimne adındaki iki çakaldan alır.Eser VI. yüzyılda İran diline daha sonra da Abdullah İbni El-Mukaffa tarafından Kelile ve Dimne ismiyle Arapçaya çevrildi.Türkçeye ilk çevirisi Sultan Murat Hüdavendigar döneminde yaşamış Mehmet Küşteri isimli bir âlim tarafından yapılmıştır.Kelile ve Dimne, Batı dillerine de çevrilmiş ve pek çok yazarın, şairin ilham kaynağı olmuştur.\n\n\n\n

Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki d... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Profil Resmi
thepassenger kütüphanesine ekledi.
Mavi Saçlı Kız

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu. Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini, acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazık ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü. Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın.SabahlarıHasta uyanmanı istiyorumHastaysan eğerYaşıyorsun demektir. TADIMLIKSaat: 19:00 (akşamüstü)18. 12. 1990 SalıYarım saat önce okuldan geldik. Daha doğrusu yaklaşık 40-45 dakika falan oldu geleli. Yandım! Yarın ilk iki ders Türkçe, ve de yazılıyız. Gerçi Türkçe yazılısı pek zor olmaz fakat çok önemli bir yazılı. Önemli olmasının nedeni, eğer kötü bir not alırsam hocanın gözünden düşerim. Zaten bundan önceki yazılım 8di. Korhanla Şölenin çıktığını bütün okul biliyor. Şölen bugün toplantıdaydı. Tiyatro kolu öğretmeni gitar çaldı, Şölenin de ona eşlik etmesini istedi, fakat Şölen Aaa! Hocam saçmalamayın! dedi. Bir havalı, bir havalı aman havasını yesinler. Bugün de Şölen ve Korhan eve birlikte gidiyorlardı. Ben ve arkadaşlarım Korhana bir isim taktık. İsmi Korhan yerine Toni, daha doğrusu önce Koni idi. Fakat daha sonra Toni oldu. Şölenin takma ismi Kare. Kare.

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çık... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Profil Resmi
thepassenger okumuş.
Mavi Saçlı Kız

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu. Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini, acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazık ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü. Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın.SabahlarıHasta uyanmanı istiyorumHastaysan eğerYaşıyorsun demektir. TADIMLIKSaat: 19:00 (akşamüstü)18. 12. 1990 SalıYarım saat önce okuldan geldik. Daha doğrusu yaklaşık 40-45 dakika falan oldu geleli. Yandım! Yarın ilk iki ders Türkçe, ve de yazılıyız. Gerçi Türkçe yazılısı pek zor olmaz fakat çok önemli bir yazılı. Önemli olmasının nedeni, eğer kötü bir not alırsam hocanın gözünden düşerim. Zaten bundan önceki yazılım 8di. Korhanla Şölenin çıktığını bütün okul biliyor. Şölen bugün toplantıdaydı. Tiyatro kolu öğretmeni gitar çaldı, Şölenin de ona eşlik etmesini istedi, fakat Şölen Aaa! Hocam saçmalamayın! dedi. Bir havalı, bir havalı aman havasını yesinler. Bugün de Şölen ve Korhan eve birlikte gidiyorlardı. Ben ve arkadaşlarım Korhana bir isim taktık. İsmi Korhan yerine Toni, daha doğrusu önce Koni idi. Fakat daha sonra Toni oldu. Şölenin takma ismi Kare. Kare.

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çık... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 1 ay
Daha Fazla Göster

thepassenger şu an ne okuyor?

thepassenger şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.