Eski Zağra müftüsü Hüseyin Râci Efendinin 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı esnasında tuttuğu hatıralardan oluşan Tarihçe-i Vaka-i Zağra, masum bir topluluğa reva görülen zulmün birinci elden kayda geçirilmiş belgesi niteliğindedir. Büyük Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı Bu kitap, vatan edebiyâtında en samîmî, yüksek bir şâheserdir... der ve devamında acı bir hakikâti işaret eder: Onun için de okunmaz... Gerçekten de 1970li yıllarda 1001 Temel Eser kapsamında yayımlanan kitap, hak ettiği ilginin çok cüzi bir kısmına mazhar olur. Yayınevimiz bu önemli tarihî vesikayı Türk okuyucusuna sunmaktan gurur duyar.
Eski Zağra müftüsü Hüseyin Râci Efendinin 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı esnasında tuttuğu hatıralardan oluşan Tarihçe-i Vaka-i Zağra, masum bir topluluğa reva görülen zulmün birinci elden kayda geçirilmiş belgesi niteliğinded... tümünü göster
Osmanoğullarının âile efradıyla birlikte vatanlarından çıkarılışlarına ve elli yıllık gurbet hayatlarındaki ızdıraplarına milletçe bigâne kalınmıştır. Sebil Yayınevi Osmananoğulları târihinin meçhul kalmış elli yıllık son faslını aydınlatan böyle bir eseri yayınlamaktan şeref duyar!.. Türkiye Millî Kültür Vakfının hususî jüri armağanı ile taltif edilmiş olan muazzam bir eser!...
Osmanoğullarının âile efradıyla birlikte vatanlarından çıkarılışlarına ve elli yıllık gurbet hayatlarındaki ızdıraplarına milletçe bigâne kalınmıştır. Sebil Yayınevi Osmananoğulları târihinin meçhul kalmış elli yıllık son faslını aydınlatan böyle bi... tümünü göster
BİLGE MİMAR TURGUT CANSEVERDEN İSTANBULU ANLAMAKDünyada, Ağa Han Mimarlık Ödülünü üç kez alan tek mimar olan Turgut Canseverin İstanbula ilişkin derinlikli görüşleri bu kitapta toplandı. Kendine özgü düşünme sistemini yine kendine özgü bir sesle dile getiren Turgut Cansever, İslam mimarlık mirası içinde İstanbulu, Boğaziçini, Haliç meselesini, bahçe kültürünü, tarihî yarımadanın yüz yüze kaldığı meseleleri ve bu eşsiz şehre ilişkin pek çok konuyu yıllardır gündeme taşıdı, çözümler sundu. Bütün bu çalışmalar, İstanbulu Anlamakta bir araya geliyor.Canseverin İstanbul üzerine ortaya koyduğu metinler, onun görev bilincinin en parıltılı tecellilerindendir. Elinizdeki eser, İstanbulun geçmişinden yola çıkarak bugününe ve geleceğine ışık tutmaktadır.
BİLGE MİMAR TURGUT CANSEVERDEN İSTANBULU ANLAMAKDünyada, Ağa Han Mimarlık Ödülünü üç kez alan tek mimar olan Turgut Canseverin İstanbula ilişkin derinlikli görüşleri bu kitapta toplandı. Kendine özgü düşünme sistemini yine kendine özgü bir sesle dile... tümünü göster
Hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu, ancak asıl ruh hayatını, ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirirken, bu eseriyle geçmiş, özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar. Kafa Kâğıdı, olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde, onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir. Yarım kalmışlığı ile ayrı bir hususiyet kazanan eser, Ocak 1984de Milliyet gazetesinde tefrika edilmiş ve daha sonra kitaplaşmıştır
Hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu, ancak asıl ruh hayatını, ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirirken, bu eseriyle geçmiş, özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar. Kafa Kâğıdı, olayların... tümünü göster
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla Üçüncü Cumhuriyete, yani 1980 sonrasına...
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim... tümünü göster
Hagop Mıntzuri bir Anadolu insanıydı, yüz yıla yaklaşan ömrünün ilk çeyreğinde yaşadıklarını özlemle anarak İstanbuldaki yalnızlığında avuntu bulmuştu. Anıları, ne otobiyografi, ne roman ya da öykü, ne de defterlere rasgele doldurulmuş anılardır. Mıntzuri kendi yaşam felsefesine uygun tarzda, çocukluğunu ve gençliğini belleğinde yeşertti, belgesel kesitler halinde kaleme aldı. Büyük insanları anlatan tarih yöntemine tepkiyle, hamurkâr, süpürgeci, ciğerci, fırıncı ve köylüleri öne çıkardı; her şeyi ve herkesi olduğu gibi kurguladı. Kitapta yüzyıl başında Beşiktaş, Ortaköy, Rumelihisarını ayrıca Mıntzurinin yitip giden kendi köyünü, ayrıntılarıyla okuyacaksınız.
Hagop Mıntzuri bir Anadolu insanıydı, yüz yıla yaklaşan ömrünün ilk çeyreğinde yaşadıklarını özlemle anarak İstanbuldaki yalnızlığında avuntu bulmuştu. Anıları, ne otobiyografi, ne roman ya da öykü, ne de defterlere rasgele doldurulmuş anılardır. Mın... tümünü göster
tsen_tainte şu anda kitap okumuyor.