Türkiyenin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKYde... Yaşar Kemal Anadolunun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABDden İngiltereye, İtalyadan Tunusa, Norveçten Kanadaya, dünyanın dört bir yanında tanındı. Yazdıkları doğu ile batı arasında köklü bir kültürün ve verimli bir coğrafyanın yarattığı, çağlar ötesi gür ses olarak kabul edildi, sevilerek okundu; okunuyor. 15 Ocakta okurla buluşacak 40 olağanüstü kitabın tasarımında Abidin Dinodan Avni Arbaşa, Turan Eroldan Bedri Rahmi Eyuboğluna kadar pek çok Türk ressamın resimleri ve Ara Gülerin fotoğrafları kullanıldı. Türkiyenin Evrensel Yazarı Yaşar Kemal tüm Yapıtlarıyla karşınızda. TADIMLIKRomanlarında Anadolu insanının gerçek dünyasını destansı boyutlara taşıyan, yaşanmış ve yaşanan gerçeği mitlerin, efsanelerin evreninde çoğaltan Yaşar Kemal, sadece bir romancı ve halkbilimci değil, gazetelerimizde modern röportaj yazarlığının da kurucusudur. Onun, her biri yayımlandığı dönemde olay yaratan röportajlarında gerçek, hayat buldu ve okuyucuyu sarstı.Bu Diyar Baştanbaşa dörtlüsünün ilk kitabı Nuhun Gemisi acıtıcı gerçeği şiirsel bir güzellikle okura sunarken, gerçeğin acısıyla edebiyatın hazzı aynı anda hissedilir. İnsan birden irkiliveriyor. Atom bombası bu şehre düşmüş sanki. Yer yer taş yığınları, harabeler. Diyarbakır pas tutmuş. Diyarbakır, eski, çok eski bir demir kapı kadar paslı. (...) Bu şehir kılıf içinde.Yaşar Kemal Türk umumi efkarından ve memleketten neler saklandığını görmek, hakikatin ne olduğunu anlamak için Yaşar Kemalin sade bir kalemle, yalnız realiteyi ifade azmiyle yazdıklarını okumalı. Hüseyin Cahit Yalçın, Ulus, 6 Eylül, 1953
Türkiyenin evrensel yazarı Yaşar Kemal YKYde... Yaşar Kemal Anadolunun binlerce yıllık kültüründen beslenerek yazdığı büyük ve modern romanlarla, ABDden İngiltereye, İtalyadan Tunusa, Norveçten Kanadaya, dünyanın dört bir yanında tanındı. Yazdıkları ... tümünü göster
Puslu Kıtalar Atlasıyla birçok okuru şaşırtan ve sevindiren İhsan Oktay Anarın ikinci romanı Kitab-ül Hiyel, eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öykülerini anlatıyor. Yafes Çelebi, Calud ve Lalezar Necef Beyden Angilidis Efendiye, Samur ve Yağmur Çelebilerden Uzun İhsan Efendiye bir sürü mucit, hiyelkar, aktarıcı, rivayet edici, mağdur, sarhoş, meyhaneci, kahveci... Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel.
Puslu Kıtalar Atlasıyla birçok okuru şaşırtan ve sevindiren İhsan Oktay Anarın ikinci romanı Kitab-ül Hiyel, eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öykülerini anlatıyor. Yafes Çelebi, Calud ve Lalezar Necef Beyden Angilidis Efendiye, Samur ve Yağmur... tümünü göster
... Yazarın, yüzlerce öyküsü arasından, (kendi deyişiyle: kalemimden çıkan en iyi satırları tanıtmak amacıyla) derlediği seçkinin ilk bölümünü oluşturan bu kitaptaki öyküler, Buzzatinin Yedi Ulak, Pelerin, Yedinci Kat gibi, en ünlü öykülerini de içeriyor. Kişiler, durumlar, konular değişse de, öyküler ortak bir çizgiyi izliyorlar. Buzzati, her birinde çağdaş insanı çevreleyen gizemi aralamayı deniyor, insanın zayıflıklarını, çelişkilerini ele alıyor, yalnızlığına, gerçekleşmese de tükenmeyen umutlarına eğiliyor. Buzzatinin bir gözlemci titizliğiyle işlediği öyküleri, yalın bir anlatımın çarpıcı örnekleri.
... Yazarın, yüzlerce öyküsü arasından, (kendi deyişiyle: kalemimden çıkan en iyi satırları tanıtmak amacıyla) derlediği seçkinin ilk bölümünü oluşturan bu kitaptaki öyküler, Buzzatinin Yedi Ulak, Pelerin, Yedinci Kat gibi, en ünlü öykülerini de içer... tümünü göster
Sıkı bir dostluk... Aslında hikâye onların hikâyesi, Ender'in ve Çetin'in... Günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. Şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır.
“Nihal’e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. Böyle gerekmişti. Koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yapması gerektiğini bilen, Nihal düzgün yürüsün, üniversiteyi uzatmadan bitirsin, yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye asfalt döşeyen iki orta yaşlı, deneyimli erkek. Biri göbekli, diğeri kel.”
Barış Bıçakçı, bu çağa özgü lâf kalabalığından; dil, duygu, düşünce kirliliğinden paçalarına tek damla çamur bulaştırmadan çıkabilen, şaşırtıcı bir içışığı cömertçe yayan bir yazar. Nefes alır gibi, su içer gibi yazıyor.
Sıkı bir dostluk... Aslında hikâye onların hikâyesi, Ender'in ve Çetin'in... Günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. Şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır.
“Nihal’e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. Böyle ... tümünü göster
Şiirler yazdım, kitaplar okudumElime bir bardak aldım, onu yeniden oydumDerinlerde kaldım böyle bir zamanKim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktanEy yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefalarıSöyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.
Şiirler yazdım, kitaplar okudumElime bir bardak aldım, onu yeniden oydumDerinlerde kaldım böyle bir zamanKim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktanEy yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefalarıSöyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bu... tümünü göster
Hemen her fikri geniş tartışmalara yol açan Slavoj Žižek’in Karikatür Krizi üzerine yazdığı yazılardan yola çıkan bu derleme, bir yandan filozofun İslam konusundaki perspektifine bir bakış sunarken, diğer yandan yaşanan krizi bugün yorumlamak için önemli arşiv malzemelerini, o dönemde yazılmış Flemming Rose ve Amir Taheri makaleleri gibi farklı perspektifleri bir araya getiriyor.
İfade özgürlüğünün temel bir hak ve sorun olduğu günümüzün küresel dünyasında, bu özgürlüğün sınırlarının nasıl belirleneceği ve nasıl yönlendirildiği temel bir tartışma konusu. Žižek krizin tartışmasını öncelikle küreselleşme, hoşgörü ve köktencilik ilişkisi çerçevesinde ele alıyor; bütün dinlerin birarada hoşgörülü yaşamayı vaat ettiği bir modern toplumun mümkün olup olmadığını ve bunun nasıl ortaya çıkacağını tartışıyor.
Diğer yandan, İslam’ın Batı ve Doğu açısından özel bir konuma sahip olduğu savından yola çıkan Žižek, İslam’ın gelecekte bizi beklediği kesin olan felaketler karşısında beklenmedik olanaklar içerdiğini söylüyor: “Doğuyla Batıyı kaderle özgürlük diye karşı karşıya getirmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım, İslam bu ikili karşıtlığı çökerten üçüncü bir konuma karşılık gelir. Ne kör kadere teslim olmak ne de canının çektiğini yapmak, bunların yerine daha derin bir özgürlük: kaderimizi değiştirmek ya da seçmek.”
Hemen her fikri geniş tartışmalara yol açan Slavoj Žižek’in Karikatür Krizi üzerine yazdığı yazılardan yola çıkan bu derleme, bir yandan filozofun İslam konusundaki perspektifine bir bakış sunarken, diğer yandan yaşanan krizi bugün yorumlamak için ön... tümünü göster
ulveran şu anda kitap okumuyor.