Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel "vitaminiydi".
Lirik, erotik, politik gür bir ırmak.
Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor.
Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel "vitaminiydi".
Lirik, erotik, politik gür bir ırmak.
Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor.
Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor :Her biri kendi iç bütünlüğünde, alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını ortak bilinçin çıkarıyla bütünleştirmiş Faik İrfan Elveririn insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melekin, sesi olmayan söylemi. Ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçının edilginliği aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana sözü bakımından, neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti) çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşılıyor. Pınar Kürün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.
Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli... tümünü göster
Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor :Her biri kendi iç bütünlüğünde, alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını ortak bilinçin çıkarıyla bütünleştirmiş Faik İrfan Elveririn insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melekin, sesi olmayan söylemi. Ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçının edilginliği aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana sözü bakımından, neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti) çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşılıyor. Pınar Kürün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.
Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli... tümünü göster
İlk yayımlandığı 1971 yılından beri okunan bir çağdaş klasik. "Ana-kız" temasından yola çıkarak genele ulaşan acılı bir öyküler kitabı.
"Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı kesitler veriyor bize. Çok yazmasına karşın yavanlığa düşmemesinin nedenini, el atmış olduğu çevreyi, bu çevredeki insan kaynağını iyi tanıyor olmasıyla açıklayabiliriz."
Mehmet H. Doğan
İlk yayımlandığı 1971 yılından beri okunan bir çağdaş klasik. "Ana-kız" temasından yola çıkarak genele ulaşan acılı bir öyküler kitabı.
"Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı ... tümünü göster
İlk yayımlandığı 1971 yılından beri okunan bir çağdaş klasik. "Ana-kız" temasından yola çıkarak genele ulaşan acılı bir öyküler kitabı.
"Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı kesitler veriyor bize. Çok yazmasına karşın yavanlığa düşmemesinin nedenini, el atmış olduğu çevreyi, bu çevredeki insan kaynağını iyi tanıyor olmasıyla açıklayabiliriz."
Mehmet H. Doğan
İlk yayımlandığı 1971 yılından beri okunan bir çağdaş klasik. "Ana-kız" temasından yola çıkarak genele ulaşan acılı bir öyküler kitabı.
"Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı ... tümünü göster
Murat Gülsoy, yeni romanı Sevgilinin Geciken Ölümünde, Prousttan beri modern edebiyatın temel sorunlarından biri olan zamansallığı konu ediniyor. Roman, bu düşünce çevresinde aşkın insanla ve ölümle ilişkisini sorguluyor. İroni, oyun duygusu, anlatının o en eski koşulu; izlenebilirlik, yazarın bu romanında da öne çıkıyor. Gülsoy yanıtların değil, soruların yazarı olmayı seçenlerdendir; bizi kendi evreninin eleştirel okurları olmaya çağırıyor. Bu kitapta yeni olan, Gülsoy kurmacasında her zaman benin sınırlarını zorlayan ötekinin, bu kez içeri alınmış olması. Anlatının büyüsünü hep kendi eliyle bozan yazarımız, aşkın büyübozumuna kalkışıyor bu kez. Kahramanlarımız ruhsal ve bedensel bir sınır ihlâli olarak aşkın sonundan başına doğru ilerliyor, biz de onları soluk soluğa izlemeye çağrılıyoruz.
Murat Gülsoy, yeni romanı Sevgilinin Geciken Ölümünde, Prousttan beri modern edebiyatın temel sorunlarından biri olan zamansallığı konu ediniyor. Roman, bu düşünce çevresinde aşkın insanla ve ölümle ilişkisini sorguluyor. İroni, oyun duygusu, anlatın... tümünü göster
venusasaboy şu anda kitap okumuyor.