Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, ... tümünü göster
Sonunda beklenen an geldi... Uzun süredir beklenen ve Erdal Demirkıran tarafından kaleme alınan Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git isimli kitap, çok kısa bir zaman sonra raflardaki yerini alacak. Yazarın aşk üzerine yazdığı bu son kitabı şu an piyasada bulunan birçok aşk kitabının tersine aşkın zararlarından, aşkın kullanım biçimine ve aşkın oluşturduğu köklü önyargılara kadar geniş bir açıdan insanlığa parlak bir ışık tutmakta ve okuyucusunu her zaman olduğu gibi sarsarak kendine getirmektedir. Yaklaşık 500 sayfa civarında olan kitap; Allah Aşkı, evliliklerin nasıl sağlamlaştırılabileceği , aldatma, insandaki potansiyel aşk enerjisi gibi bir çok değişik konuya da yer vermiş bulunuyor... Ayrıca yazarın daha önceki kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da yine kitabın köşesine yerleştirilmiş olan Bağır Taşı isimli bir kutunun içinde özellikle aşk mağdurlarını ilgilendiren bir hediye de bulunmaktadır.
Sonunda beklenen an geldi... Uzun süredir beklenen ve Erdal Demirkıran tarafından kaleme alınan Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git isimli kitap, çok kısa bir zaman sonra raflardaki yerini alacak. Yazarın aşk üzerine yazdığı bu son kitabı şu a... tümünü göster
Sonunda beklenen an geldi... Uzun süredir beklenen ve Erdal Demirkıran tarafından kaleme alınan Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git isimli kitap, çok kısa bir zaman sonra raflardaki yerini alacak. Yazarın aşk üzerine yazdığı bu son kitabı şu an piyasada bulunan birçok aşk kitabının tersine aşkın zararlarından, aşkın kullanım biçimine ve aşkın oluşturduğu köklü önyargılara kadar geniş bir açıdan insanlığa parlak bir ışık tutmakta ve okuyucusunu her zaman olduğu gibi sarsarak kendine getirmektedir. Yaklaşık 500 sayfa civarında olan kitap; Allah Aşkı, evliliklerin nasıl sağlamlaştırılabileceği , aldatma, insandaki potansiyel aşk enerjisi gibi bir çok değişik konuya da yer vermiş bulunuyor... Ayrıca yazarın daha önceki kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da yine kitabın köşesine yerleştirilmiş olan Bağır Taşı isimli bir kutunun içinde özellikle aşk mağdurlarını ilgilendiren bir hediye de bulunmaktadır.
Sonunda beklenen an geldi... Uzun süredir beklenen ve Erdal Demirkıran tarafından kaleme alınan Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git isimli kitap, çok kısa bir zaman sonra raflardaki yerini alacak. Yazarın aşk üzerine yazdığı bu son kitabı şu a... tümünü göster
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, ... tümünü göster
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini.. Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.Mesneviyi şerh edenlerin çoğu bu ölümsüz eserin b harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi Bişrev!dir. Yani Dinle! Tesadüf mü dersin ismi Suskun olan bir şairin en kıymetli yapıtına Dinle! diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. Neden? diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı.
A. Z. Zahara - Amsterdam, 2007
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...
Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini..?
Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti.... tümünü göster