Birhan Keskinin yeni kitabı Ba, 2003-2005 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşuyor.Şairin 1991-2002 yılları arasında yayımlanan Delilirikler, Bakarsın Üzgün Dönerim, Cinayet Kışı + İki Mektup, Yirmi Lak Tablet + Yolcunun Siyah Bavulu ve Yeryüzü Halleri adlı beş kitabını tek cilt içinde bir araya getiren Kim Bağışlayacak Beni ile aynı anda yayımlandı.
Birhan Keskinin yeni kitabı Ba, 2003-2005 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşuyor.Şairin 1991-2002 yılları arasında yayımlanan Delilirikler, Bakarsın Üzgün Dönerim, Cinayet Kışı + İki Mektup, Yirmi Lak Tablet + Yolcunun Siyah Bavulu ve Yeryüzü H... tümünü göster
Birhan Keskinin yeni kitabı Ba, 2003-2005 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşuyor.Şairin 1991-2002 yılları arasında yayımlanan Delilirikler, Bakarsın Üzgün Dönerim, Cinayet Kışı + İki Mektup, Yirmi Lak Tablet + Yolcunun Siyah Bavulu ve Yeryüzü Halleri adlı beş kitabını tek cilt içinde bir araya getiren Kim Bağışlayacak Beni ile aynı anda yayımlandı.
Birhan Keskinin yeni kitabı Ba, 2003-2005 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşuyor.Şairin 1991-2002 yılları arasında yayımlanan Delilirikler, Bakarsın Üzgün Dönerim, Cinayet Kışı + İki Mektup, Yirmi Lak Tablet + Yolcunun Siyah Bavulu ve Yeryüzü H... tümünü göster
Baba bir gün bir iş için uzağa gidip de gelmeyince, Roberta, Phyllis ve Peter anneleriyle başka bir şehre taşındılar. Fakirleşmişlerdi eskiye göre ama çocuklar gittikleri yerde demiryolu etrafında ilginç olaylar yaşadılar. Yeni ve sakin hayatları, sürpriz dolu maceralar ve yeni arkadaşlarla çok güzel geçiyordu. Ama Roberta kardeşlerine, annesinin ne kadar üzgün olduğunu anlatamıyordu. Ve bir gün Roberta eski bir gazete kupüründen babasının gerçekten nerede olduğunu öğrendi...
******
DEMİRYOLU ÇOCUKLARI Roberta, Peter ve Phyllis, Edgecombe Villasında çok mutlu bir yaşam süren üç çocuktu, ancak başka türlü bir hayata başlayınca bir zamanlar ne kadar mutlu olduklarını anladılar. Babaları uzun bir süreliğine uzaklara gidince, üç çocuk ve anneleri, Londradaki evlerinden ayrılıp taşrada bir eve taşındı. Yakındaki tren istasyonunda huzur buluyorlardı, bu arada memur Perks ve istasyon müdürü ile arkadaş oldular. Ancak babalarının nereye gittiğini ve ne zaman döneceğini bilmiyorlardı.
************
Babaları bir gece iki yabancıyla birlikte ortadan kaybolunca Roberta, Peter ve Phyllisin hayatları aniden değişir. Londrada mutluluk içinde yaşadıkları evi, anneleriyle birlikte terk etmek zorunda kalırlar.
Küçük bir kulübeye yerleşirler. Zor günler başlamıştır... Kulübelerinin yakınından bir demiryolu geçmektedir. Bir süre sonra kendilerine
raylardan bir dünya kurarlar. Bir yandan da babalarının sırrını çözmeye çalışmaktadırlar. Peki babalarını bulup mutlu günlerine dönebilecekler midir?
************
Ancak ailelerinin yaşadığı bir şanssızlık sonucu büyük şehirdeki hayatlarına veda etmek zorunda kaldılar. Babaları uzun bir süreliğine uzaklara gidince, çocuklar anneleriyle birlikte küçük bir köye taşındılar. Köyde yaşamanın bazı zorlukları vardı ve başlangıçta çok şaşırtıcı şeyler gördüler.
Ancak zamanla yeni dostlar edinince, köy hayatının da çok eğlenceli ve hatta maceralı olabildiği ortaya çıktı.
************
I874 yılında İstanbula gelen ve 1877de yazdığı kitap Türkçede İstanbul adıyla yayımlanan İtalyan romancı, kısa öykü yazarı ve şair De Amicisin yirmi beşi aşkın dile çevrilmiş olan Çocuk Kalbi, yazıldığı dönemin belli bir yaş grubuna yönelik olsa da, kalbini hayata açmaya hazırlanan, başka insanların kalplerinin seslerini duymayı bilen herkesin kitabı. Enrico adlı öğrencinin günlüğü biçiminde yazılmış, bir ders yılını kapsayan metinlerin arasına serpiştirilmiş ibret öyküleri, İtalyan ulusal birliğinin kurulma döneminin öne çıkarttığı yurtseverlik, özveri, yiğitlik, dostluk gibi konuları içeren öykülerle birleşip bu anı-romanı tarihselleştiriyorlar.Çocuk Kalbi: Kalbin sesi yanıltmaz.
************
Onlar başlangıçta demiryolu çocukları değillerdi. Hatta hayvanat bahçesine ya da Madame Tusaaud Müzesi ne gittikleri günler dışında, demiryolunu akıllarına bile getirdiklerini sanmam. Anne babalarıyla banliyöde oturan sıradan çocuklardı işte.
******
Baba bir gün bir iş için uzağa gidip de gelmeyince, Roberta, Phyllis ve Peter anneleriyle başka bir şehre taşındılar. Fakirleşmişlerdi eskiye göre ama çocuklar gittikleri yerde demiryolu etrafında ilginç olaylar yaşadılar. Yeni ve sakin hayatları, sü... tümünü göster
ATİLLA İLHAN: ABD Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesi; iki kere Nobel adayı... Kim bu adam? Kim bu çetin Türkçe öğretim savaşçısı? Onu niye hepimiz yeterince tanımıyoruz? Sinanoğlu, ABD nam ülkede çok genç yaşında profesör olmuş bir harika çocuk; ülkesindeki Amerikan . Rüyasının yanlış yaygınlığından, Türkçenin itilip kakılarak, herhangi bir sömürgedeki yerli dili muamelesi görmesinden son derece rahatsız,(Cumhuriyet, 24.05.2000)YALÇİN PEKŞEN: Akıl, zekâ ve en sonunda deha: Oktay Sînanoğlu... Time mecmuası mucize profesör diye yazdı... Newsweek, New York Times, Avrupa dergileri; Der Spiegel, vs. kıyamet koptu sizin anlayacağınız... ABD gazeteleri kısa bir süre önce birinci sayfalarından Sinanoğlunun bu yıl kimya dalında Nobele aday olduğunu yazdılar.(Cumhuriyet, 09.01.1987)AKTÜEL: 26 yaşında profesörlüğe hak kazanıp Time gibi dergilerde dünya basınında yer aldı. Batıda yetişen son üç yüzyıl içindeki en genç profesör unvanını aldı. ABD Yale Üniversitesinde iki kürsüde birden hoca... Canlılara biyolojik kimliğini veren DNAların şifresini çözerek, bilmediğimiz türden canlılar yaratmanın teorisini kurdu. Kuramları kimya ders kitaplarında onun adıyla anılıyor, iki kez Nobel Kimya ödülüne de aday gösterildi. Sinaooğfu şimdi de Türkçe öğretim misyoneri...(1995)TEMPO: Sinanoğlu dünyanın el üstünde tuttuğu bir bilim adamı. Bilim dünyasına kazandırdığı kuramları, teorileri var. Ayrıca Türkçe ile çok ilgili ve bilim için en uygun di! Türkçe diyor.(1997)AYDINLIK: Batıda 26 yaşında Profesör olmuş, bu özelliği ile dünya rekorunu elinde tutan Prof. Dr. Sinanoğlu dünya bilim çevrelerinde Nobele en yakın temel bilimci olarak biliniyor. Sinanoğlu: ABDde Yale Üniversitesinde bir takım binalar var, eski Mısır anıtları gibi, ama içini görene daha rastlamadık. Bunlar gizli cemiyetmiş. En meşhurunun adi: Skull and Bones, yani Kurukafa ve Kemikler... Üye olan öğrencilere, en azından yılda 100 bin dolarlık bir iş garanti ediyorlar; bunlar devletin en önemli mevkilerinde, sanayinin tepelerinde yer alıyorlar. İfşaa ediyorum; ABDde sistem bu, diyor...(13 Haziran 1995)
ATİLLA İLHAN: ABD Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesi; iki kere Nobel adayı... Kim bu adam? Kim bu çetin Türkçe öğretim savaşçısı? Onu niye hepimiz yeterince tanımıyoruz? Sinanoğlu, ABD nam ülkede çok genç yaşında profesör olmuş bir har... tümünü göster
Evvel zaman içinde, Fresnodan çok güzel bir gençkız, hayallerinin erkeği ile evlenmiş. Balayından sonra da kendi masalının ...ve sonsuza dek mutlu yaşadılar kısmı için beklemeye başlamış. Ta ki yakışıklı prens, bay kaba canavara dönüşünceye kadar.Kahramanımız Holly Bishop bugünlerde hayatında yeni bir sayfa açmak için uğraşmakla meşgul. Etkinlik düzenleyicisi olarak çalışmak üzere San Franciscoya taşınan Hollynin karşısına patron olarak gösterişli ve sihirli bir ana tanrıça ve geleceğini sabote etmeye odaklanmış işbirlikçi cadılar çıkıyor. Flört havuzunun dibinde vıraklayan kurbağaların sözünü etmeye bile gerek yok tabii .Sırtını dayayacağı hiç kimse olmadığına göre, Holly, dişi bir kaplana dönüşecek ve hayatında ilk kez kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilecek mi? Peki, düzenlediği kostümlü balodaki maskeli adam, Hollynin aşka olan inancını tazeleyebilecek mi? Ve bakalım, kendi hikâyesinin kahramanı olmak uğruna Holly, hayallerindenvazgeçmek riskine girecek mi?Zeynadan sonraki en büyük kadın savaşçı!-Times Book Club
Evvel zaman içinde, Fresnodan çok güzel bir gençkız, hayallerinin erkeği ile evlenmiş. Balayından sonra da kendi masalının ...ve sonsuza dek mutlu yaşadılar kısmı için beklemeye başlamış. Ta ki yakışıklı prens, bay kaba canavara dönüşünceye kadar.Kah... tümünü göster
Milli olmayan bir hükümet milleti her vasıta ile felakete götürdüğü zaman, bu milletin her ferdinin milli duygulara kapılarak isyan etmesi hak değil milli bir görev olur.Bir millet insan hakları için giriştiği mücadelede mağlup olmusa kader onu terazisinde tartmış, bu dünyada var olma saadetine erişeyemecek kadar hafif bulmuştur. Çünkü varlığını sonsuza kadar sürdürmek için mücadeleye hazır olmayan veya buna gücü yetmeyen bir millet Tanrı tarafından ebediyen yok olmaya mahkum edilmiştir. Çünkü bu dünya korkak milletler için değildir.Varlığı çeşitli entrikalarla tehdit edilen milletler eğer milli kimliklerini her şeye rağmen koruyabilmiş ve cesaretlerini kaybetmemişlerse, tarihin her sahnesinde adlarından söz ettireceklerdir.Tarih asla kurumayan bir kaynaktır. Şartlara göre bazen unutulmuş görünsede o, yavaş bir sesle yeni bir gelecekten söz ederek kutsaliyetinin varlığını ispat eder.- Adolf Hitler-
******
1. Bölüm
Aile Ocağı
Mutlu bir kader beni Braunau-am-İnn'de dünyaya getirdi. Bu kasaba, iki Alman devletini ayıran sınırın tam üzerindedir ve bu iki Alman devletinin yeniden birleşmesini gerçekleştirmek için her vasıtaya baş vurarak çalışmak, hayatımızın esas vazifesi olarak görünüyor.
Alman olan Avusturya, yüce Alman vatanına tekrar dönmelidir ve bu dönüş asla herhangi bir iktisadi sebepten dolayı olmamalıdır. Hayır, hayır! Asla! Bu birleşme iktisadi bakımdan önemsiz, hatta zararlı olsa bile mutlaka gerçekleşmelidir. Aynı kan aynı imparatorluğa aittir. Öz çocuklarını tek devlet halinde bir araya toplamadıkça, Alman milletinin sömürge politikası izlemeye hakkı olmayacaktır. Devletin toprakları bütün Almanları içine aldığı zaman onları besleyemezse milletin duyacağı zorunluluktan, yabancı toplakları ele geçirmek hakkı doğacaktır. O zaman, pulluğun yerini kılıç alacak ve savaşın gözyaşları, geleceğin dünyasının hasadını hazırlayacaktır.
(İçerik'ten)
************
Bu kitapta, çağımızın kötülük sembolü Adolf Hitlerin kendine özgü politik felsefesini (Faşizm) kaleme aldığı KAVGAM kitabının, Japon çizgi roman tarzı olan Manga formunda öyküleştirilmiş uyarlamasını bulacaksınız. Neredeyse orijinal metne sadık kalarak kitabı mangalaştıran Japon yayınevi East Press, amacının; okuyuculara, tarafsız, eleştirel bir yorumla, eserin özünü kavratıp zamanın insan hakları sorunlarını biraz olsun düşündürmek ve katkı sağlayabilmek olduğunu özellikle belirtiyor. Daha önce birçok klasik romanın yanı sıra Karl Marxın Kapital adlı eserini de mangalaştıran East Press, bu iki eserin, özellikle de KAVGAMın manga basımı ile bütün dünyada büyük yankı uyandırdı, kitapların satışı yüz binleri buldu.
Diyalektik olarak; kötünün, insanlık dışının, faşizmin anlatılmadığı, bilinmediği bir yerde iyinin, insani olanın ve özgürlüğün de değerinin bilinmeyeceğini, bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, başta Almanya olmak üzere, Türkiyede ve daha birçok ülkede basılması ve satılması yasak olan KAVGAMı okuyamayan, bilgi sahibi olamayan genç-yaşlı herkesin, manga aracılığıyla bu eserin özünü kavrayabileceğini; zengin karakter çizimleriyle sembolize edilen, insanlık tarihinin en büyük kıyımının ve bunun düşünsel arka planının bu sayede belleklerden silinmeyeceğini de düşünüyoruz.
******
Milli olmayan bir hükümet milleti her vasıta ile felakete götürdüğü zaman, bu milletin her ferdinin milli duygulara kapılarak isyan etmesi hak değil milli bir görev olur.Bir millet insan hakları için giriştiği mücadelede mağlup olmusa kader onu teraz... tümünü göster