H. P. Lovercraft, Amerikalı gerilim, korku, fantazi ve bilimkurgu yazarı. Edgar Allan Poe 'nun izinden giderek gotik uslubun en önemli temsilcisi oldu. Yarattığı Cthulhu mitosuyla ünlenmiş birçok takipçi edinmiştir.
20 Ağustos 1890'da Rhode Island, Providence'de doğdu. Pazarlamacı olan babası Winfield Scott Lovecraft ve annesi Sarah Susan Phillips Lovecraft'ın tek çocuğuydu. Anne ve babası, ikiside otuzlu yaşlarındayken evlenmişlerdi. 1893 yılında Lovecraft henüz 3 yaşındayken, babası Chicago'da bir iş gezisinde olduğu sırada kaldığı otel odasında ağır bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. Providence'e geri getirilerek Butler Akıl Hastanesi'ne kaldırıldı. 1898 yılında bir sinir krizi sonucu geçirdiği felç yüzünden ölene dek burada kalacaktı. Babasının hastalığı ve ölümünün Lovecraft üzerinde oldukça büyük ve derin bir etkisi oldu.
Babasının ölümünden sonra annesi, iki teyzesi ve büyük babasıyla aynı evde yaşamaya devam eden Lovecraft, annesinin yoğun baskısı altında yetiştirildi. Annesi onu bir kız çocuğu gibi yetiştiriyor, dışarı çıkmasına izin vermiyordu. Zamanla bu, Lovecraft'ta psikolojik kaynaklı alerjiler gelişmesine neden oldu. Belli bir sıcaklıktan yüksek havada dışarı çıkamıyordu. Asosyal ve içe kapalı büyüyen Lovecraft ilk şiirlerini 6 yaşında yazmaya başladı. Büyükbabası tarafından desteklenen yazar, Arap mistizmine ve gotik korku öykülerine ilgi duymaya başladı. Yazdığı garip öyküler annesini endişelendiriyordu. Annesinin baskısı ve sürekli hastalanan Lovecraft 8 yaşına kadar okula gidemedi. Okula başladığı ilk sene de yine ara vermek zorunda kaldı. Zamanını evde okuyarak ve astroloji ve kimya üzerine araştırma yaparak geçirdi. 4 yıl sonra yeniden Hope Street Lisesi'ne yazıldı.
Büyükbabası 1904'te öldüğünde bu Lovecraft için büyük bir yıkım oldu, onun hayattaki tek arkadaşı ve destekçisiydi. Büyükbabası, arkasında bir çok borçla fakirliğin kıyısında bir aile bıraktı. Aile, evlerinden ayrılıp çok daha küçük bir eve taşınmak zorunda kaldı. Doğduğu evden ayrılmak yazarı derinden etkiledi ve bu yüzden intihara kalkıştı. 1908'de liseden mezun olmadan hemen önce bir sinir krizi geçirdi ve diplomasını alamadı. Brown Üniversitesi'ne gitmek istiyordu fakat sağlık sorunları yüzünden başarılı olmadı.
1908 -1913 yılları arasında birçok bilimkurgu öykü yazdı. Bu yıllarda insanlarla ilişkisi annesiyle sınırlıydı. Ancak bu The Argosy dergisine yazdığı mektupla değişti. Yazısıyla, UAPA adında bir amatör yayın derneğinin başkanı olan Edward F. Dass'ın dikkatini çekti. Daas, 1914'te Lovecraft'ı derneğe katılmaya davet etti. UAPA, yazarı birçok şiir ve deneme yazması konusunda teşvik etti. 1917 yılında '' Mezar'' ve ''Dagon'' başta olmak üzere birçok bilimkurgu ve polisiye öykü yazdı.
Bu yıllarda birçok mektup arkadaşı edindi. Yazdığı uzun ve edebi mektuplar, onu yüzyılın en büyük mektup yazarı yaptı. Mektup arkadaşları arasında ''Psycho''nun yazarı Robert Bloch, Clark Ashton Smith ve Barbar Conan 'ın yaratıcısı Robert E. Howard vardı. 1919'da geçirdiği depresyonun ardından Lovercraft'ın annesi de sinir krizi geçirerek Butler Akıl Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada kaldığı süre boyunca oğluna birçok mektup yazdı. 21 Mayıs 1921'de idrar kesesi ameliyatında hayata gözlerini kapadı. Lovercraft bir kez daha büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Annesinin ölümünden birkaç hafta sonra, Boston'da amatör gazeteciler kongresine katıldı. Burada yahudi Ukrayna kökenli bir aileden gelen Sonia Greene ile tanıştı.
Sonia, Lovecraft'tan 8 yaş büyüktü. Buna rağmen çift 1924 yılında evlenerek New York'a taşındı. Yazarın teyzeleri bu evlilikten memnun kalmadı. Sonia'nın yahudi ve çalışan bir kadın olmasını onaylamıyorlardı. Lovercraft, New York'taki göz alıcı yaşamdan büyülenmişti ancak kısa sürede geçim sıkıntısı ve finansal problemlerle yüzleşmek zorunda kaldılar. Sonia, sahibi olduğu şapka dükkanını kaybetti, Lovercraft da bir türlü iş bulamıyordu. Bunun üzerine Sonia, çalışmak için Cleveland'a taşındı. Lovecraft, öykülerine konu olan Red Hook mahallesinde tek başına kalmıştı.
Yazarın en verimli dönemi, yaşamının son on yılında Providence'e döndükten sonra başladı. En bilinen kısa öyküsü ''Charles Dexter Ward Vakası'' ve ''Deliliğin Doruklarında''yı bu dönemde yazdı. ''Alonzo Typer'ın Günlüğü'', ''Tümsek'', ''Kanatlı Ölüm'' gibi birçok hayalet öyküsünü edebiyat dünyasına tanıttı. En üretken olduğu bu yıllarda iyice yoksullaşan yazar hayatta kalan teyzesiyle küçük bir pansiyona taşınmak zorunda kaldı.
1936'da yazara bağırsak kanseri teşhisi kondu. Yetersiz beslenme yüzünden durumu iyice ağarlaşan Lovecraft, 15 Mart 1937 yılında Providence'de yaşama veda etti.
H.P. Lovecraft adı, 1926 yılında yazdığı korku romanı Cthulhu Mitosu'yla ölümsüzleşti. Bu roman, birçok filme, besteye ve çizgiromana esin kaynağı oldu. Günümüzde de yaşamını sürdüren aralarında Stephan King, Bentley Little, Joe R. Lansdale ve Neil Gaiman'ın bulunduğu birçok bilimkurgu yazarına esin kaynağı oldu.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-ww/131935-howard-phillips-lovecraft-howard-phillips-lovecraft-hakkinda.html#ixzz1W7kKZot6
H. P. Lovercraft, Amerikalı gerilim, korku, fantazi ve bilimkurgu yazarı. Edgar Allan Poe 'nun izinden giderek gotik uslubun en önemli temsilcisi oldu. Yarattığı Cthulhu mitosuyla ünlenmiş birçok takipçi edinmiştir.
20 Ağustos 1890'da Rhode Island... tümünü göster
Mükemmel! Gerçekten rüyalarını alt üst edecek hikayeler var bu kitapta. Artık efsane olmuş Cthulhu'nun Çağrısı ve adını hatırlamadığım ilk hikaye mükemmel diyebilirim.
Kitabın geri kalanı pek aklımda kalmamış olsa da sadece cthulhu için alıp okumaya değer!
Teşekkürler Lovecraft!
Mükemmel! Gerçekten rüyalarını alt üst edecek hikayeler var bu kitapta. Artık efsane olmuş Cthulhu'nun Çağrısı ve adını hatırlamadığım ilk hikaye mükemmel diyebilirim.
Kitabın geri kalanı pek aklımda kalmamış olsa da sadece cthulhu için alıp okumay... tümünü göster