БУРАК

Detayları:  Burak Kılıç
2 takip ettiği ve 4 takip edeni var. 31 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

БУРАК okumak istiyor.
Parfümün Dansı

'Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir' diyerek çılgınlık derecesinde 'oyuncul' romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeye ve insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin anlatıldığı düşsel / tarihsel bir yolculuğa çağırıyor bizi. Batı'dan Doğu'ya, oradan da Yeni Dünya'ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar süren bir yolculuktur bu. Batı, acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe ve üretime tapınanların diyarıdır. Doğu, aşka, boş zamana, münzeviliğe, bilinmezliğe hayatında yer veren insanların yaşadığı su ve parfüm diyarıdır. Yeni Dünya'da ise sadece 'başarı' ve hırs vardır. Yolculuğun en ilginç kişisi ise keçi ayaklı, zevk ve bereket tanrısı Pan'dır. Pan, insanların duyguları ile düşünceleri arasına duvar çekmeleri, yaşamak yerine, cennete kabul edilmek ve doğayı tahakküm altına almak için çalışmaları; dans, müzik ve aşkla ilgilenmek yerine, doğru ve yanlışla uğraşan Aristo, İsa ve Descartes'a inanmaları ile gücünü yitiren bir tanrıdır. Aynı zamanda Bay Mantıksız, Bay İçgüdü, Bay Hayvani Sır, Bay Çingene, Bay Korku, Bay Aydedeye Havlayan, Bay Şaşırtıp Kaçan, Bay Mastürbasyon, Bay İnatçı Güç, Bay Küstahlık, Bay Doğa En İyisini Bilir...dir.

'Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir' diyerek çılgınlık derecesinde 'oyuncul' romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeye ve insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin anlatı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 4 ay
БУРАК okumuş.
Prens

Machiavellinin geliştirdiği yeni politika teorisiyle politika, bir yönetme sanatı haline gelmiştir. Açtığı bu yeni paradigma, tüm modern politika felsefesinin temelini oluşturmaktadır.Machiavellinin güçten bahsettiği noktada bu kavramı Thomas Hobbes, insanların doğal durumdaki tek motivasyonu olduğunu söyleyerek ilerletecek; Spinoza, onun özgürlükçü yanını vurgulayacak; Rousseau ve Diderot, aslında onun, prenslere değil de halklara dersler verdiğini düşünerek Machiavellinin Cumhuriyetçi yönünü vurgulayacaktır.

******

Bu bağlamda Prens; sarsıntı geçirip değişimlere uğrayan bir toplulukta tek başına kalmış ve kendi egoizminden başka hareket güdüsü olmayan sahipsiz ve efendisiz bireyin siyasi durumunu ayrıntılarıyla ele alan bir kitaptır.

************

Floransalı devlet adamı ve yazar Niccolo Machiavelli (1469-1527) tarafından yazılan, siyaset biliminin önde gelen metinlerinden Prens (II Principe; 1513). İtalyan Rönesans düşüncesinin en özgün ve kalıcı kazanımları arasındadır. Machiavellinin siyasi gücün elde edilmesi ve devam ettirilmesi üzerine Aristoteles tarzı bir tez olarak tasarladığı çalışması, hem eski çağlardan hem de çağdaş İtalyan siyasi sahnesinden örnekleri çözümler ve başarılı yönetimin doğası üzerine akıl yoluyla vardığı inançları açığa vurup desteklemek için de kendinden öncekilerin örneklerini kullanır. Pratik politika lehine ahlaki standartlardan uzaklaştığı için sık sık eleştirilse de, aslında prensin ilke gevşekliği büyük ölçüde yazıldığı siyasi devrin fırtınalı oluşuna bağlıdır. Machiavellinin çalışması tarafsız bir gözle okunduğunda, bir istibdat projesinden çok, bir iç karışıklık devrine İtalya yarım adasında siyasi birilği sağlama yönünde pragmatik ama yurtsever bir girişim olarak ortaya çıkar.

************

Rennaissance ruhu içinde prenslere tavsiyeler şeklinde regimine principum adı verilen birçok kitap yayımlanmıştır; ancak belki de hiçbiri Machiavellinin PRENSi kadar sarsıcı etki yaratmamıştır. Hemen her dönem kitap üzerine yoğun tartışmalar yaşanmış, Machiavellinin PRENSte tarif ettiği ahlaki kayıtsızlık, hiç hak etmediği halde kötü bir etiket gibi üzerine yapışarak günümüze kadar gelmiştir. Machiavellinin, kimi zaman tiranlığın destekçisi olduğu yönündeki düşüncelerin hedefi olması da düşündürücüdür.
Machiavellinin PRENSi yoğunlaşmış bir cumhuriyet idesidir; bir ayağı doğada, bir ayağı toplumda duran devletin kendisidir. Halkının özgürlüğüne bağlı olduğu oranda özgürdür; ama halka borcu olmadığı halde ortak iyiyi amaçlaması onun erdeminden kaynaklanır. Prens, bir tiran değildir; sahip olduğu Virtù ona iktidarın yolunu açar, düzenlediği yasalarla ülkesinin özgürlüğünü sağlar; bu sayede kazandığı ihtişam, halkının ihtişamı olur. O, ya bir ülkenin ilk kurucusu olarak doğru yasalarla özgürlüğün kalıcı temellerini atan kurtarıcıdır; ya da çöküntü içindeki toplumun karmaşık siyasal ilişkileri içinden kendi iktidar yolunu açan reformcudur.
Her iki durumda da elindeki temel güç, Talihi baştan çıkaracak olan Virtùsudur.


************

Machiavelli, her türlü dalaverenin büyük ilkelerin ardına gizlenerek yapıldığı bir çağda yaşadı. Prens ile bu dalavereleri apaçık, bütün çıplaklığıyla gözler önüne sererken, herhalde ortaya koyduğu şeyin gelecekte kendi adıyla anılacağını hiç düşünmemiştir.
Makyavelizm tanımı aslında insanın, bu büyük düşünürün hayatın içindeki bir gerçeği bu kadar arsızca ortaya koyuşundan duyduğu dehşetin ifadesidir. İnsanlık yapılagelen entrikalardan çok onun bu şekilde ifade ediliş tarzından dehşete düşmüştür. Böyle olduğu için de bugün hâlâ onu sindirme uğraşı içindedir. Söylenenlere bakılırsa İblisin kendisidir hazret, şerrin cevheridir, dönekliği o icat etmiş, uğursuz eseri Prens yayınlanmadan önce dünyada ne riyakâr varmış, ne zorba, ne hain, ne sahte fazilet, ne alkışlanan cinayet.
Oysa biliyoruz ki, Machiavelliden önce de sonra da bunlar siyaset sanatının olmazsa olmazlarıdır. Machiavelli bu pragmatizmi ihbar etmiyor, tam tersine bizdekini anlatıyor bize. Tıpkı Marx ve başkaları gibi, muhatabını kendi gözlerinin içine bakmaya davet ediyor.


************

Machiavelli, machiavelist miydi? Mezar taşında Hiçbir övgü bu adın büyüklüğüne erişemez yazan Machiavelli, son çağın politik bilimini kurmuş ve bu bilime pratik mantığı sokmak suretiyle de felsefi bir özgünlük göstermiştir. Machiavelli hemen her devirde değişik dünya görüşüne sahip kişilerce göklere çıkartılan veya yerin dibine batırılan ama asla ilgisiz kalınamayan diri bir düşünürdür. Prens, işte böyle bir düşünürün, siyaset konusunda hangi ülkeden veya hangi düşünceden olursa olsun herkes için geçerli sayılacak kuramların işlendiği bir yapıttır. J.J. Rousseauya göre bu kitap bir yergi dir. Krallara ders verilme bahanesiyle, halka nasıl yönetildiklerini öğreten bu cumhuriyetçinin amacı Halkı zulmün boyunduruğundun kurtarmak için, kurnazca uyandırmaya çalışmaktadır Bacon ise Machiavelli nin amacı devleti yönetenlerin yapmayı adet edindikleri şeyleri göstermektir. Bunların ne yapmaları gerektiğini öğretmek değildir der. Prens iktidara gelmenin, iktidarda tutunmanın ve iktidarı kullanmanın yani siyasetin yöntemlerinin sanatsal ifadesidir. Bu yüzden hangi dünya görüşünden olursa olsun her siyasetçinin okuması gereken bir kitaptır. Machiavellinin Türkiyede yayınlanmış tek eseri Prenstir. Yayınevimiz Prensi ilk kez Nazım Güvcnçin doğru ve eksiksiz çevirisiyle okura sunuyor. Kitabı okuyunca başlıktaki sorunun cevabını çözeceğinize inanıyoruz.

************

İnsanın, tuzakları fark etmek için tilki, kurtları korkutup kaçırmak için de aslan olması gerekirNiccolo MachiavelliNiccolo Machiavellinin 1513te kaleme aldığı, ama ölümünden sonra, 1532de yayınlanabilen Prens, daha ilk günden başlayarak günümüze kadar gelen bir tartışma başlattı. Prens, devlet yönetiminde amaca ulaşmak için her yolun geçerli olduğunu savunan bir el kitabı mıydı, yoksa devletin ve iktidarın gerçek doğası üstüne felsefî ve siyasal bir başyapıt mı?Prens, kimilerince şeytan kitabı olarak nitelendi, kimilerince de gerçekçi siyaset kuramının bir baş yapıtı olarak. Ama devlet yönetme sanatının en temel kaynaklarından birini oluşturan Prens, beş yüz yıla yaklaşan bir zamandır yönetenlerin de, yönetilenlerin de okumadan edemedikleri bir kitap oldu.Yalnızca siyasal içeriğiyle değil, edebi üslubuyla da klasik edebiyatın ölümsüz metinleri arasına giren bu benzersiz kitabın Kemal Atakayın İtalyanca aslından yaptığı çevirisini, yazar ve yapıt üstüne kapsamlı bir inceleme ve açıklayıcı notlar eşliğinde sunuyoruz.

************

Her zaman cumhuriyet yönetiminden yana olan Machiavelli, İtalyadaki devletçiklerin, 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın başında içinde bulundukları siyasal kaosu, ekonomik, askeri ve ahlaksal çöküşü durduracak bir prens (hükümdar) arayışına girer. Bu özel tarihsel durum, Machiavellinin, prense, sözünden dönme hakkını bile tanıyan bir yetkiler listesi sunmasına yol açmıştır. Prens, özel duruma bağlı bir akıl verme metni olarak anlaşıldığı kadar, her zaman için geçerli olması gereken bir güç ve kudret politikasının el kitabı olarak da yorumlanınca, ortaya Makyavelizm diye bilinen, politik amacın her türlü aracı mübahkıldığı devlet aklı modeli çıkmıştır.Prens: Devlet aklının öznel iradeye teslimi.

************

Yazılışının üstünden beş yüz yıla yakın bir süre geçmesine karşın. Prens günümüzde de siyasal düşünce tarihinin en önemli kaynakları arasında yer almayı sürdürüyor. Bunun nedeni Prensin dünyanın dört bir yanındaki yöneticilere hükümet etme sanatının inceliklerini öğreten bir kitap olmasında yatar. Machiavelli dinin politika üzerindeki etkisi, düşmanlarla baş etmenin yolları. İttifakların güvenilirliği konusunda öğretici örnekler verir. Prens çağımızın da en önemli çelişkilerinden birini gündeme getirir: Doğru ya da yanlış kavramları yalnızca çıkarlarımızın ve gücümüzün bir yansıması mıdır, yoksa doğal ya da tanrısal düzenin nesnel bir sonucu mudur?Machiavelliye göre adalet güçlüden yanadır.Politikacıların, yönetcilerin, üniversite öğrencilerinin başucu kitabı Prensi İtalyanca aslından çeviren Rekin Teksoy, yazdığı kapsamlı bir önsözle, çeviride yer verdiği bol dipnotlarıyla ve kitaba eklediği sözlükle okurun Machiavelliyi ve Prensin yazıldığı dönemi ayrıntılı bir biçimde tanıması amacını güttü.Oğlak Yayınları Boccaccionun Decameronu ve Dantenin İlahi Komedyasının ardından, İtalyan edebiyatının bir başka başyapıtını, yine eksiksiz ve tam metin olarak Türkçeleştirilen Prensi gururla sunar.

******

Machiavellinin geliştirdiği yeni politika teorisiyle politika, bir yönetme sanatı haline gelmiştir. Açtığı bu yeni paradigma, tüm modern politika felsefesinin temelini oluşturmaktadır.Machiavellinin güçten bahsettiği noktada bu kavramı Thomas Hobbes,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 4 ay
БУРАК kütüphanesine ekledi.
Prens

Machiavellinin geliştirdiği yeni politika teorisiyle politika, bir yönetme sanatı haline gelmiştir. Açtığı bu yeni paradigma, tüm modern politika felsefesinin temelini oluşturmaktadır.Machiavellinin güçten bahsettiği noktada bu kavramı Thomas Hobbes, insanların doğal durumdaki tek motivasyonu olduğunu söyleyerek ilerletecek; Spinoza, onun özgürlükçü yanını vurgulayacak; Rousseau ve Diderot, aslında onun, prenslere değil de halklara dersler verdiğini düşünerek Machiavellinin Cumhuriyetçi yönünü vurgulayacaktır.

******

Bu bağlamda Prens; sarsıntı geçirip değişimlere uğrayan bir toplulukta tek başına kalmış ve kendi egoizminden başka hareket güdüsü olmayan sahipsiz ve efendisiz bireyin siyasi durumunu ayrıntılarıyla ele alan bir kitaptır.

************

Floransalı devlet adamı ve yazar Niccolo Machiavelli (1469-1527) tarafından yazılan, siyaset biliminin önde gelen metinlerinden Prens (II Principe; 1513). İtalyan Rönesans düşüncesinin en özgün ve kalıcı kazanımları arasındadır. Machiavellinin siyasi gücün elde edilmesi ve devam ettirilmesi üzerine Aristoteles tarzı bir tez olarak tasarladığı çalışması, hem eski çağlardan hem de çağdaş İtalyan siyasi sahnesinden örnekleri çözümler ve başarılı yönetimin doğası üzerine akıl yoluyla vardığı inançları açığa vurup desteklemek için de kendinden öncekilerin örneklerini kullanır. Pratik politika lehine ahlaki standartlardan uzaklaştığı için sık sık eleştirilse de, aslında prensin ilke gevşekliği büyük ölçüde yazıldığı siyasi devrin fırtınalı oluşuna bağlıdır. Machiavellinin çalışması tarafsız bir gözle okunduğunda, bir istibdat projesinden çok, bir iç karışıklık devrine İtalya yarım adasında siyasi birilği sağlama yönünde pragmatik ama yurtsever bir girişim olarak ortaya çıkar.

************

Rennaissance ruhu içinde prenslere tavsiyeler şeklinde regimine principum adı verilen birçok kitap yayımlanmıştır; ancak belki de hiçbiri Machiavellinin PRENSi kadar sarsıcı etki yaratmamıştır. Hemen her dönem kitap üzerine yoğun tartışmalar yaşanmış, Machiavellinin PRENSte tarif ettiği ahlaki kayıtsızlık, hiç hak etmediği halde kötü bir etiket gibi üzerine yapışarak günümüze kadar gelmiştir. Machiavellinin, kimi zaman tiranlığın destekçisi olduğu yönündeki düşüncelerin hedefi olması da düşündürücüdür.
Machiavellinin PRENSi yoğunlaşmış bir cumhuriyet idesidir; bir ayağı doğada, bir ayağı toplumda duran devletin kendisidir. Halkının özgürlüğüne bağlı olduğu oranda özgürdür; ama halka borcu olmadığı halde ortak iyiyi amaçlaması onun erdeminden kaynaklanır. Prens, bir tiran değildir; sahip olduğu Virtù ona iktidarın yolunu açar, düzenlediği yasalarla ülkesinin özgürlüğünü sağlar; bu sayede kazandığı ihtişam, halkının ihtişamı olur. O, ya bir ülkenin ilk kurucusu olarak doğru yasalarla özgürlüğün kalıcı temellerini atan kurtarıcıdır; ya da çöküntü içindeki toplumun karmaşık siyasal ilişkileri içinden kendi iktidar yolunu açan reformcudur.
Her iki durumda da elindeki temel güç, Talihi baştan çıkaracak olan Virtùsudur.


************

Machiavelli, her türlü dalaverenin büyük ilkelerin ardına gizlenerek yapıldığı bir çağda yaşadı. Prens ile bu dalavereleri apaçık, bütün çıplaklığıyla gözler önüne sererken, herhalde ortaya koyduğu şeyin gelecekte kendi adıyla anılacağını hiç düşünmemiştir.
Makyavelizm tanımı aslında insanın, bu büyük düşünürün hayatın içindeki bir gerçeği bu kadar arsızca ortaya koyuşundan duyduğu dehşetin ifadesidir. İnsanlık yapılagelen entrikalardan çok onun bu şekilde ifade ediliş tarzından dehşete düşmüştür. Böyle olduğu için de bugün hâlâ onu sindirme uğraşı içindedir. Söylenenlere bakılırsa İblisin kendisidir hazret, şerrin cevheridir, dönekliği o icat etmiş, uğursuz eseri Prens yayınlanmadan önce dünyada ne riyakâr varmış, ne zorba, ne hain, ne sahte fazilet, ne alkışlanan cinayet.
Oysa biliyoruz ki, Machiavelliden önce de sonra da bunlar siyaset sanatının olmazsa olmazlarıdır. Machiavelli bu pragmatizmi ihbar etmiyor, tam tersine bizdekini anlatıyor bize. Tıpkı Marx ve başkaları gibi, muhatabını kendi gözlerinin içine bakmaya davet ediyor.


************

Machiavelli, machiavelist miydi? Mezar taşında Hiçbir övgü bu adın büyüklüğüne erişemez yazan Machiavelli, son çağın politik bilimini kurmuş ve bu bilime pratik mantığı sokmak suretiyle de felsefi bir özgünlük göstermiştir. Machiavelli hemen her devirde değişik dünya görüşüne sahip kişilerce göklere çıkartılan veya yerin dibine batırılan ama asla ilgisiz kalınamayan diri bir düşünürdür. Prens, işte böyle bir düşünürün, siyaset konusunda hangi ülkeden veya hangi düşünceden olursa olsun herkes için geçerli sayılacak kuramların işlendiği bir yapıttır. J.J. Rousseauya göre bu kitap bir yergi dir. Krallara ders verilme bahanesiyle, halka nasıl yönetildiklerini öğreten bu cumhuriyetçinin amacı Halkı zulmün boyunduruğundun kurtarmak için, kurnazca uyandırmaya çalışmaktadır Bacon ise Machiavelli nin amacı devleti yönetenlerin yapmayı adet edindikleri şeyleri göstermektir. Bunların ne yapmaları gerektiğini öğretmek değildir der. Prens iktidara gelmenin, iktidarda tutunmanın ve iktidarı kullanmanın yani siyasetin yöntemlerinin sanatsal ifadesidir. Bu yüzden hangi dünya görüşünden olursa olsun her siyasetçinin okuması gereken bir kitaptır. Machiavellinin Türkiyede yayınlanmış tek eseri Prenstir. Yayınevimiz Prensi ilk kez Nazım Güvcnçin doğru ve eksiksiz çevirisiyle okura sunuyor. Kitabı okuyunca başlıktaki sorunun cevabını çözeceğinize inanıyoruz.

************

İnsanın, tuzakları fark etmek için tilki, kurtları korkutup kaçırmak için de aslan olması gerekirNiccolo MachiavelliNiccolo Machiavellinin 1513te kaleme aldığı, ama ölümünden sonra, 1532de yayınlanabilen Prens, daha ilk günden başlayarak günümüze kadar gelen bir tartışma başlattı. Prens, devlet yönetiminde amaca ulaşmak için her yolun geçerli olduğunu savunan bir el kitabı mıydı, yoksa devletin ve iktidarın gerçek doğası üstüne felsefî ve siyasal bir başyapıt mı?Prens, kimilerince şeytan kitabı olarak nitelendi, kimilerince de gerçekçi siyaset kuramının bir baş yapıtı olarak. Ama devlet yönetme sanatının en temel kaynaklarından birini oluşturan Prens, beş yüz yıla yaklaşan bir zamandır yönetenlerin de, yönetilenlerin de okumadan edemedikleri bir kitap oldu.Yalnızca siyasal içeriğiyle değil, edebi üslubuyla da klasik edebiyatın ölümsüz metinleri arasına giren bu benzersiz kitabın Kemal Atakayın İtalyanca aslından yaptığı çevirisini, yazar ve yapıt üstüne kapsamlı bir inceleme ve açıklayıcı notlar eşliğinde sunuyoruz.

************

Her zaman cumhuriyet yönetiminden yana olan Machiavelli, İtalyadaki devletçiklerin, 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın başında içinde bulundukları siyasal kaosu, ekonomik, askeri ve ahlaksal çöküşü durduracak bir prens (hükümdar) arayışına girer. Bu özel tarihsel durum, Machiavellinin, prense, sözünden dönme hakkını bile tanıyan bir yetkiler listesi sunmasına yol açmıştır. Prens, özel duruma bağlı bir akıl verme metni olarak anlaşıldığı kadar, her zaman için geçerli olması gereken bir güç ve kudret politikasının el kitabı olarak da yorumlanınca, ortaya Makyavelizm diye bilinen, politik amacın her türlü aracı mübahkıldığı devlet aklı modeli çıkmıştır.Prens: Devlet aklının öznel iradeye teslimi.

************

Yazılışının üstünden beş yüz yıla yakın bir süre geçmesine karşın. Prens günümüzde de siyasal düşünce tarihinin en önemli kaynakları arasında yer almayı sürdürüyor. Bunun nedeni Prensin dünyanın dört bir yanındaki yöneticilere hükümet etme sanatının inceliklerini öğreten bir kitap olmasında yatar. Machiavelli dinin politika üzerindeki etkisi, düşmanlarla baş etmenin yolları. İttifakların güvenilirliği konusunda öğretici örnekler verir. Prens çağımızın da en önemli çelişkilerinden birini gündeme getirir: Doğru ya da yanlış kavramları yalnızca çıkarlarımızın ve gücümüzün bir yansıması mıdır, yoksa doğal ya da tanrısal düzenin nesnel bir sonucu mudur?Machiavelliye göre adalet güçlüden yanadır.Politikacıların, yönetcilerin, üniversite öğrencilerinin başucu kitabı Prensi İtalyanca aslından çeviren Rekin Teksoy, yazdığı kapsamlı bir önsözle, çeviride yer verdiği bol dipnotlarıyla ve kitaba eklediği sözlükle okurun Machiavelliyi ve Prensin yazıldığı dönemi ayrıntılı bir biçimde tanıması amacını güttü.Oğlak Yayınları Boccaccionun Decameronu ve Dantenin İlahi Komedyasının ardından, İtalyan edebiyatının bir başka başyapıtını, yine eksiksiz ve tam metin olarak Türkçeleştirilen Prensi gururla sunar.

******

Machiavellinin geliştirdiği yeni politika teorisiyle politika, bir yönetme sanatı haline gelmiştir. Açtığı bu yeni paradigma, tüm modern politika felsefesinin temelini oluşturmaktadır.Machiavellinin güçten bahsettiği noktada bu kavramı Thomas Hobbes,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 4 ay
БУРАК şu an okuyor.
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı

Özdemir Asafın Kırılmadık Bir Şey Kalmadıda bir araya getirilen aforizma niteliğindeki etikaları, anı-deneme türünde yazıları ve öyküleri en az şiirleri kadar etkileyici, sıra dışı ve şaşırtıcı.
Kim bilir kaç yıllık büyücek bir defter. İçinde aforizma, şiir, öykü taslakları, tasarımları, bir sürü düş ve düşünce kırıntısı. Ben hep öyle yaptım. Şiirlerimin, öykülerimin, aforizmalarımın, günlük notlarımın ayrı defterleri olmadı. Kiminin altına tarih koymuşum, saat bile koyduklarım var.

Özdemir Asafın Kırılmadık Bir Şey Kalmadıda bir araya getirilen aforizma niteliğindeki etikaları, anı-deneme türünde yazıları ve öyküleri en az şiirleri kadar etkileyici, sıra dışı ve şaşırtıcı.
Kim bilir kaç yıllık büyücek bir defter. İçinde aforizm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 5 ay
БУРАК okumuş.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 5 ay
БУРАК okumuş.
Psiko Analist

FREUD VE JUNG BİR ARAYA GELSE DAHA İYİSİNİ YAZAMAZDI


53. doğum günün kutlu olsun, doktor. Ölümünün ilk gününe hoş geldin.

New York’lu bir psikanalist olan Dr. Frederick Starks tehdit dolu, gizemli bir mektup alır. Kendini, Rumpelstiltskin adlı bir adamın tasarladığı korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kurallar bellidir: İki hafta içinde Starks onun kim olduğunu tahmin edebilirse özgürlüğünü geri kazanacaktır. Başarısız olursa Rumpelstiltskin, Dr. Starks’ın sevdiği 52 yakınını tek tek öldürecektir – ancak ona bir seçenek daha sunar: Kendini öldür.
Zamana karşı bu zorlu yarışta Starks’ın kaderi, intikamını dolambaçlı yollardan almak isteyen bir psikopatın ellerindedir. Bu deli adamı durdurmanın bir yolunu bulmak zorundadır... Yoksa deliren kendisi olacaktır.


“HEM BİR GERİLİM ROMANI, HEM BİR VAROLUŞSAL TEZ, HEM DE FREUDYEN BİR CEHENNEM SEYİR RAPORU... Kusursuz bir zamanlama ile gerilimi asla elden bırakmıyor. Katzenbach öyle kıvrak bir anlatıma sahip ki kitabın atmosferi içinize işleyecek.”
Washington Post


“Müthiş bir iç hesaplaşma. Çalınan kimlik, intikam ve benliğin keşfi üzerine yazılmış sonuna kadar özgün bir hikaye.”
USA Today

“Sizi esir alacak... Defalarca okumak isteyeceksiniz.”
Rocky Mountain News

FREUD VE JUNG BİR ARAYA GELSE DAHA İYİSİNİ YAZAMAZDI


53. doğum günün kutlu olsun, doktor. Ölümünün ilk gününe hoş geldin.

New York’lu bir psikanalist olan Dr. Frederick Starks tehdit dolu, gizemli bir mektup alır. Kendini, Rumpelstiltskin a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 5 ay
Daha Fazla Göster

БУРАК şu an ne okuyor?

Kırılmadık Bir Şey Kalmadı

%0

Favori Yazarları (8 yazar)

Favori yazarı yok.