Takip Ettikleri
And the ones that mother gives you
Don't do anything at all
Go ask Alice
When she's ten feet tall
Okumak yıllar yılı benimle olan bir tutkuydu. Nereye gidersem gideyim, yanımda bir kitap olmadığında bir eksiğim varmış gibi geldi. Sadece bu nedenle bir yere gidebilmek hep fazladan ağırlıkları hesaplama-bazen hesaplamadan- taşıma ile geçti. Ama iyi oldu. Bir yıl içerisinde okuma rekorlarımı peşpeşe kırdığım yıllar oldu; 1998 yılında 27.015 sayfa okumuşum örneğin. Görev gereği anadolunun çeşitli yerlerinde okudum, Şimdi Binbir Gece Masalları dendiğinde Kıbrıs, Savaş ve Barış dendiğinde Göksun, Tutunamayanlar dendiğinde aklıma Maraş geliyorsa bundan.
Hep birden fazla kitap okudum. Bu çoğunlukla bir dinmeyen iştahtan oldu. Bunun yararını da gördüm, sıkıntısını da.
Kitaplığım hala okumaya zaman ayıramadığım, uzun uzun okuma listelerine eklenmiş kitaplarla dolu. Ama bu beni üzmüyor, içime sevinç kırıntıları serpiyor. Çoğunlukla yeni aldığım kitap aylar, bazen yıllar sonra okunabiliyor. Belki böylesi daha iyi oluyor. demleniyor gibi oluyor.
Kitabın benim için anlamını tanımlamak zor. Ve yaşamımdaki yerini. Dilerim bu tür olabildiğince çok dostla tanışırım.
Rivayet odur ki; Kebikeç kitap kurtlarının efendisi imiş. Onun tılsımı, büyülü sözleri bir kitabın kemirilip yok edilmesine engel olurmuş. Bu yüzden kitaplarını çok sevenler, her bir sayfasını gözünden bile sakınanlar tüm kitaplarının ilk sayfasına "Ya Hafız Ya Kebikeç!" yazar ve böylece bu tılsımla kitaplarını korurlarmış.
Öyleyse, yeryüzünde her şeyden daha samimi, her canlıdan daha dost, gönül ve fikir dünyasının anahtarı olan kitapları koru ve sakın ya Kebikeç!
1 ile 10 arası gösteriliyor, toplam 41 kişi.