Takip Ettikleri
O muhteşem ağaçlardan da ancak bu kadar şahane şeyler çıkması uygun olurdu: kitaplar. Çiçekler, yapraklar, kuşlar hiç şikayetçi değiller.
Rivayet odur ki; Kebikeç kitap kurtlarının efendisi imiş. Onun tılsımı, büyülü sözleri bir kitabın kemirilip yok edilmesine engel olurmuş. Bu yüzden kitaplarını çok sevenler, her bir sayfasını gözünden bile sakınanlar tüm kitaplarının ilk sayfasına "Ya Hafız Ya Kebikeç!" yazar ve böylece bu tılsımla kitaplarını korurlarmış.
Öyleyse, yeryüzünde her şeyden daha samimi, her canlıdan daha dost, gönül ve fikir dünyasının anahtarı olan kitapları koru ve sakın ya Kebikeç!
Kitap okudukça kendini cahil hisseden ve çoğu zaman kitap okurken 'ooohaaaa! bunu nasıl düşünmüş ya?!' diye delilenen birisiyim işte. Akıl sağlığımdan şüpheleniyorum bazen, sonra da diyorum ki üç günlük dünya, boşver.
Gönlümün istediği, kitabı yağmurlu havada bir balkonda çay eşliğinde okumak ama o da her zaman olmuyor tabii. Daha çok okumaya başladığım koltukta kılıktan kılığa girerek gelişiyor olaylar.
İş güç çok, kitap da çok ama hayat kısa; varayım gerisini biraz daha düşüneyim.
21 yaşına kadar kitapların dünyasından uzak kalmasına rağmen, bu yaştan sonra hızlı ve keskin bir değişimle bu evrene dalmış hala yüzeyde dolaşan ve derine inmeye çalışan biriyim. Kitap sevdasından önce gelen sinema sevdası ve çalışma koşullarının zorluğu nedeniyle ayda 1 kitabı anca okumasına rağmen, okuduğu kitaplar üzerine sinema uyarlaması ile beraber filmonerisi.blogspot.com da kritikler yazmaya çalışmaktadır.
21 ile 30 arası gösteriliyor, toplam 38 kişi.