yün kafa,
Yalnız Adamın Hayalleri başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
Karlı bir kış günüydü. Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç, yalnız yaşayan bir adamın evinin penceresinin dışına gelip gagasıyla camı tıklatmış, adeta adamın onun içeri girmesine müsade etmesini istemiş. Yalnız adam bu isteği görmüş, "olmaz alamam, git başımdan" der gibi kuşu kovalamış, sonra da kendi kendine söylenmiş; "Hıh, camı tıklatmakla kendisini içeri alacağımı mı sanıyor acaba...?"
Gecenin ilerleyen saatlerinde canı sıkılmış, rüzgar ve soğuk arttıkça yalnız adamı daha başka düşünceler sarmış, kırlangıcın arkadaşlığını geri tepmekten biraz pişmanlık duymuş. "Keşke kuşu içeri alsaydım. Ona biraz yiyecek verirdim. Minik kuş oradan oraya uçar, neşeli sesler çıkartır, cıvıldar, yalnızlığımı paylaşırdı." demiş.
Ertesi sabah ilk işi pencereyi açıp etrafına bakınmış adam, belki kırlangıç oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünmüş. Ama görememiş zavallı kırlangıcı... Uzun kış geçmiş yine yaz gelmiş... Etrafta kırlangıçlar, cıvıldayarak uçmaya başlayınca; yalnız adam, heyecanla camını sonuna kadar açıp kuşu beklemiş... Ama hiç gelen olmamış. Onun hevesle havada uçan kırlangıçlara baktığını gören komşusu hikâyeyi öğrenince hafif buruk bir sesle: "Sevgili komşum anlaşılan sen kırlangıçların altı aylık ömürleri olduğunu bilmiyordun?" demiş. Bunu işiten yalnız adam çok üzülmüş ama üzülmek için de artık geç kaldığını anlamış.
Karlı bir kış günüydü. Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç, yalnız yaşayan bir adamın evinin penceresinin dışına gelip gagasıyla camı tıklatmış, adeta adamın onun içeri girmesine müsade etmesini istemiş. Yalnız adam bu isteği görmüş, "olmaz alamam, git başımdan" der gibi kuşu kovalamış, sonra da kendi kendine söylenmiş; "Hıh, camı tıklatmakla kendisini içeri alacağımı mı sanıyor acaba...?"
Gecenin ilerleyen saatlerinde canı sıkılmış, rüzgar ve soğuk arttıkça yalnız adamı daha başka düşünceler sarmış, kırlangıcın arkadaşlığını geri tepmekten biraz pişmanlık duymuş. "Keşke kuşu içeri alsaydım. Ona biraz yiyecek verirdim. Minik kuş oradan oraya uçar, neşeli sesler çıkartır, cıvıldar, yalnızlığımı paylaşırdı." demiş.
Ertesi sabah ilk işi pencereyi açıp etrafına bakınmış adam, belki kırlangıç oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünmüş. Ama görememiş zavallı kırlangıcı... Uzun kış geçmiş yine yaz gelmiş... Etrafta kırlangıçlar, cıvıldayarak uçmaya başlayınca; yalnız adam, heyecanla camını sonuna kadar açıp kuşu beklemiş... Ama hiç gelen olmamış. Onun hevesle havada uçan kırlangıçlara baktığını gören komşusu hikâyeyi öğrenince hafif buruk bir sesle: "Sevgili komşum anlaşılan sen kırlangıçların altı aylık ömürleri olduğunu bilmiyordun?" demiş. Bunu işiten yalnız adam çok üzülmüş ama üzülmek için de artık geç kaldığını anlamış.